12. Ceza Dairesi 2019/12837 E. , 2019/11105 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Hakaret, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
Hükümler : 1- Hakaret suçundan dolayı CMK"nın 231/11. maddesine göre açıklanan; TCK"nın 125/2. maddesi yollamasıyla aynı Kanun"un 125/1, 125/4, 31/3, 62/1, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
2- Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan dolayı CMK"nın 231/11. maddesine göre açıklanan; TCK’nın 136/1, 31/3, 62/1, 50/1-a, 52/4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Hakaret ve verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarından suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine ilişkin hükümler, suça sürüklenen çocuk müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Hakaret ve verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarından suça sürüklenen çocuk hakkında yapılan yargılama sonucunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/2. maddesi yollamasıyla aynı Kanun"un 125/1, 125/4, 31/3, 62/1, 52/2-4; 136/1, 31/3, 62/1. maddeleri gereğince 1.920,00 TL adli para cezası ve 10 ay hapis cezası ile ayrı ayrı cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince suça sürüklenen çocuk hakkındaki hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 23. maddesi uyarınca ayrı ayrı 3 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına dair Ünye 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 18.07.2013 tarihli ve 2013/204 esas, 2013/43 karar sayılı kararının 12.09.2013 tarihinde kesinleşmesini müteakip suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içinde 30.06.2014 tarihinde TCK’nın 125/1. maddesinde tanımlanan hakaret, aynı Kanun’un 106/1-1. maddesinde tanımlanan tehdit suçlarını işlediği ve Ünye 2. Asliye Ceza Mahkemesinin bu suçlardan suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine karar verdiği, hükümlerin 15.12.2015 tarihinde kesinleştiği ve ihbar üzerine dosya yeniden ele alınarak önceki hükümlerin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına dair Ünye 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2016 tarihli ve 2015/517 esas, 2016/209 karar sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
A) Hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesinin 07.10.2009 gün ve 27369 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanıp, yayımından itibaren bir yıl sonra 07.10.2010 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2009 gün ve 2006/65 Esas, 2009/114 karar sayılı iptal hükmünün yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5237 sayılı TCK"nın 50 ve 52. maddeleri ve 765 sayılı TCK hükümleri uyarınca doğrudan hükmedilip, başkaca hak mahrumiyeti içermeyen 2000 TL"ye kadar (2000 TL dahil) adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümleri 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanun"un 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olup, 07.10.2010 ila 6217 sayılı Kanun"un yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihine kadar ise mahkumiyet hükümlerinin hiçbir istisna öngörülmeksizin temyizinin mümkün olduğu, 14.04.2011 ve sonrasında ise, doğrudan hükmedilen 3000 TL’ye kadar (3000 TL dahil) adli para cezalarının 5320 sayılı Kanun"un Geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğu anlaşılmakla; suça sürüklenen çocuk hakkında hakaret suçundan dolayı 24.03.2016 tarihinde doğrudan hükmedilen 1920 TL"den ibaret mahkumiyet hükmüne yönelik suç vasfına ilişkin herhangi bir temyiz istemi de bulunmadığından, suça sürüklenen çocuk müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz istemlerinin 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
B) Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesine gelince;
1- Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 34. maddeleri uyarınca bütün mahkeme kararlarının, karşıoy da dahil olmak üzere gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Gerekçe, hükmün dayanaklarının, akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun açıklanmasıdır. Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 230. maddesinde ise hükmün gerekçesinde, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin yazılması, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi; bu kapsamda dosya içerisinde bulunan ve hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin ayrıca ve açıkça ifade edilmesi, suç oluşturduğu kabul edilen eylemin gösterilmesi, bunun nitelendirilmesinin yapılması, Ceza Kanunu"nda öngörülen sıra ve esalara göre cezanın ve ayrıca cezaya mahkumiyet yerine veya yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbirinin belirlenmesi, cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine ya da ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususa ilişkin istemlerin kabul veya reddine dair dayanakların gösterilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, yasa koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi, uygulamada da keyfiliğe yol açacaktır. Bu itibarla keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek, sağlıklı bir denetime olanak sağlamak bakımından, hükmün gerekçeli olmasında zorunluluk bulunmaktadır. Hükmün gerekçeyi ihtiva etmemesi ise 1412 sayılı Kanun"un 308/7 ve 5271 sayılı CMK"nın 289/1-g bendi uyarınca hukuka kesin aykırılık halini oluşturacaktır.
Yerel mahkemece, bu ilkelere uyulmadan, sanığın suç oluşturduğu kabul edilen eyleminin ve suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğu, hangi nedenle hangi delillere üstünlük tanındığı tartışılıp değerlendirilmeksizin, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kaldırılması ve hükmün açıklanması nedenlerinin ifade edilmesiyle yetinilerek, yasal gerekçeden yoksun şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
2- Kabul ve uygulamaya göre de:
a) Suç tarihi itibariyle adli sicil kaydı bulunmayan suça sürüklenen çocuk hakkında hükmedilen 10 ay hapis cezasının, onsekiz yaşını doldurmamış olması nedeniyle adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken ve bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktarın belirlenmesi esnasında, TCK’nın 50/3 ve 52/2. maddelerinin uygulama maddesi olarak yazılmaması suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine uyulmaması,
b) Suça sürüklenen çocuk hakkında hükmedilen ve taksitlendirilen adli para cezasının, ödenmemesi halinde hapis cezasına çevrileceğine dair ihtarda bulunmak suretiyle 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 106/4. maddesine uyulmaması,
Kanuna aykırı olup, suça sürüklenen çocuk müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeksizin hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 27.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.