12. Ceza Dairesi 2018/8365 E. , 2019/11110 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
Hüküm : TCK"nın 136, 62, 53/1-2-3, 58/7. maddeleri gereğince mahkumiyet
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ...’in, www.sahibinden.com.tr isimli internet sitesinde “Abbashakan” adlı profil üzerinden tablet bilgisayar için satış ilanı verirken, kendisi adına kayıtlı olup, 28.12.2013 tarihinde aktive edilen cep telefonu numarasının yanı sıra fırın işletmekte olan katılan ...’e ait sabit hattı da irtibat numarası olarak yazdığı olayda,
Sanık, fırın işlettiğini bildiği katılana ait numaraya ilanda yer vermesinin nedeninin, daha önce çalışmış olduğu ve hatırlamadığı bir iş yeri numarası ile karıştırmasından kaynaklandığını ifade etmiş ise de, 02.01.2014 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat eden katılanın, 28.12.2013 tarihinden beri tanımadığı kişilerin, sanığa banka havalesi yoluyla para gönderdiklerini söyleyip, ilanda yazılı sanığa ait cep telefonunun sürekli kapalı olması nedeniyle o numaraya ulaşamadıklarını beyanla 1 hafta boyunca gece gündüz iş yeri telefonunu aradıklarına ve sanıkla önceden tanışmadıklarına dair beyanı, sanığın dosyaya yansıyan kişilik özellikleri, sanığa ait olduğu sanık tarafından da kabul edilen www.sahibinden.com.tr isimli internet sitesindeki “Abbashakan” adlı profilin kaydedildiği tarih 09.08.2012 ve son giriş tarihi 13.01.2014 olup, sanığın yaşı ve söz konusu sitedeki tecrübesine göre iddia ettiği yanlışlığı aradan geçen zaman dilimine rağmen hiç fark etmemesinin hayatın olağan akışına uygun düşmemesi karşısında, soyut savunmaya itibar edilemeyeceği anlaşılmakla,
Katılanın kullanımında olan kişisel veri niteliğindeki telefonu numarasını, hukuka uygunluk nedenlerinin bulunmaması nedeniyle hukuka aykırı olduğunda tereddüt bulunmayan bir yöntemle internet sitesinde yayımlayan sanığın eyleminde, genel kastla işlenen TCK’nın 136/1. madde ve fıkrasındaki verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun yasal unsurlarının oluştuğuna dair yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş, tebliğnamedeki “... Sanığın katılana ait hattı kendi kullanımındaki hattın yanı sıra yanılgıyla yazdığını beyan etmesi karşısında, sanığın suç kastıyla hareket etmediği, bu sebeple atılı suçun yasal unsurlarının somut olayda gerçekleşmediği gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi...” nedenine dayalı olarak hükmün bozulmasını öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı suçu kasten işlemediğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- TCK"nın 136/1. madde ve fıkrasında bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası öngörülmüş iken, anılan madde ve fıkrada, suç tarihinden sonra ve karar tarihinden önce 06.03.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6526 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 4. maddesi ile yapılan değişiklikle ceza miktarının iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiş olması karşısında, TCK"nın 7/2. madde ve fıkrası gereğince, suçun işlendiği zamandaki kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunun ilgili tüm hükümlerinin somut olaya ayrı ayrı uygulanması ve her iki kanuna göre hükmedilecek sonuç cezalar belirlendikten sonra sanığın lehine olan kanunun tespiti ile lehe kanunun bir bütün halinde uygulanması ve bu durumun kararın gerekçesine yansıtılması suretiyle hüküm kurulması gerekirken, sanık hakkında TCK"nın 136/1. madde ve fıkrası gereğince temel ceza takdiren ibaresine dayalı olarak 2 yıl hapis cezası olarak belirlenip, sanığa neticeten 1 yıl 8 ay hapis cezası hükmolunması,
2- Sanığa ait adli sicil kaydındaki Tire Asliye Ceza Mahkemesinin 05.09.2013 tarihli ve 2012/599 esas, 2013/531 karar sayılı, kasten yaralama suçundan 5237 sayılı TCK’nın 86/2, 86/3-a, 52/2-4, 62. maddeleri uyarınca hükmedilen 3.000 TL"den ibaret adli para cezasının, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olduğu ve aynı Kanunun 305/son maddesi uyarınca tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeksizin, adli sicil ve arşiv kaydında tekerrüre esas alınabilecek başkaca mahkumiyeti bulunmayan sanık hakkında, 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesi uyarınca “mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” karar verilmesi,
3- T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 27.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.