Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4074
Karar No: 2015/8244
Karar Tarihi: 16.04.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/4074 Esas 2015/8244 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, eşinin vefatı sonrası eksik primlerin askerlik borçlanması yapılarak ödenmesi ve ölüm aylığının bağlanması gerektiği talebinde bulunmuştur. Mahkeme, bu talebi kabul etmiştir. Ancak davalı Kurumun temyiz itirazları sonucu yapılan incelemede, davacının murisinin her türlü borçlanma süreleri hariç 900 gün prim ödeme şartının gerçekleşmemiş olduğu ortaya çıkmıştır. Bu nedenle davanın reddi gerektiği kararına varılmıştır. Sonuç olarak, davacının talebi reddedilmiştir.
5510 sayılı Kanunun \"Ölüm Sigortasından Sağlanan Haklar ve Yararlanma Şartları\" başlıklı 32/2-a maddesi gereğince, ölüm aylığı bağlanabilmesi için sigortalının her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün prim ödemiş olması gerekmektedir.
21. Hukuk Dairesi         2015/4074 E.  ,  2015/8244 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, 11/08/2009 tarihinde vefat eden eşinden dolayı eksik kalan primin askerlik borçlanması yaparak kuruma ödenmesi ile birlikte ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

    K A R A R


    Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    Dava, davacının 11.08.2009 tarihinde vefat eden eşinden dolayı 506 sayılı yasa kapsamında, askerlik borçlanması yaparak ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilre karar verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının murisinin 1.11.1984-2.9.2000 tarihleri arasında 800 gün SSK"ya tabi çalışmasının bulunduğu, davacının askerlik borçlanması yapmadığı, davacının 12.2.2013 tarihli ölüm aylığı tahsis talebinin, askerlik borçlanması hariç 900 gün veya askerlik borçlanmasıyla 1800 günü tamamlanmadığından talebinin reddedildiği ve murisin 11.08.2009 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır.
    Hak sahiplerine yönelik ölüm aylığı tahsisinde sosyal güvenlik hukuku ilkelerine göre sigortalının yaşamını yitirdiği tarih itibari ile yürürlükte olan yasal düzenlemenin uygulanması zorunlu bulunmaktadır.
    Davacı murisinin ölüm tarihi olan 11.08.2009 tarihinde 5510 sayılı Yasa yürürlüktedir.
    5510 sayılı Yasa"nın "Ölüm sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları " başlıklı 32/2-a maddesinde, Ölüm aylığının en az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde ölüm aylığı bağlanacağı bildirilmiştir.

    Her ne kadar mahkemece murisin 926 gün çalışması bulunduğundan yukarıda açıklanan yasal düzenleme uyarınca şartları taşıdığından davanın kabulüne karar verilmişse de, dosya içeriğindeki murise ait hizmet cetvelinde toplam 926 gün çalışması gözükmekte olup, dairemizin 23.10.2014 tarih 2013/20891 E., 2014/20767 K. sayılı ilamı ile Kurum tarafından gönderilen hizmet cetvelinde, bu hizmetlerin 126 gününün muris dışında başka kişiye ait olduğu, bu haliyle de murisin 800 gün 506 sayılı Yasa kapsamında çalışmasının olduğu anlaşılmaktadır.
    Somut olayda, davacının murisinin her türlü borçlanma süreleri hariç 900 gün prim ödeme şartının gerçekleşmemiş olmasına rağmen davanın reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    .



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi