3. Hukuk Dairesi 2018/6731 E. , 2018/12647 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle; daha önceden belirlenen, 11/12/2018 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı vekili Av.... ile davalı ... vekili Av... geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının maddi konulardaki ihtilaf nedeniyle üretmiş olduğu 100 ton çeşitli türlerdeki peynirlerine 24/02/2009 tarihinde tuttuğu tutanakla el koyduğunu, yine davalı kurum tarafından 2010 yılı peynirlerinden yaklaşık 150 ton çeşitli ebatlardaki satışa hazır peynire işletmeden çıkış izni verilmeyerek ikinci defa el konulduğunu, davalıdan el konulan peynirlerin yöresel peynir olduğunu, kısa sürede tüketilmesi gerektiğini, işletmedeki soğuk hava depolarının yetersiz olması sebebiyle el koyma işleminin kaldırılması ve çıkış izninin verilmesinin istenildiğini ancak davalının bu talebi reddettiğini, bu durum karşısında davalıya 04/08/2010 tarihli ihtarnamenin gönderildiğini, davalının 24/08/2010 tarihli cevapta, bedeli ödenmek kaydıyla mal çıkışına izin verileceği bildirildiği, davalının sözleşme hükümlerine uymayarak hiçbir hukuki hakka dayanmadan peynirlere el koyarak zarara neden olduğunu, bu nedenle maddi durumu ve ödeme dengesinin bozulduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL maddi zararın, zararın oluştuğu tarihten itibaren ticari işlerde uygulanan faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile 2.773.200 TL"nin zararın oluştuğu tarihten itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taraflar arasında 06/12/2001 tarihli hasılat kira sözleşmesi bulunduğu, davacının mallarına el koyulduğu iddiasının doğru olmadığını, aksine davacının malın olgunlaşmadan piyasaya sürülmesi nedeniyle tat/aroma değişikliği nedeniyle iade edilmesi üzerine yetersiz kalan kiralamaya konu depodan ayrı olarak müvekkiline ait depoya bir kısım mallarını yerleştirdiğini ve deponun kendi gözetiminde olduğunu, depoda yer alan peynirlerin bir kısmının sorunlu sipariş iadelerinden kaynaklanan 2008 ve öncesi dönemlerden devreden peynirlerden oluştuğunu, bedeli ödenmek kaydıyla mal çıkışına izin verileceği kaydını taşıyan ihtarnamedeki ibarenin amacından saptırıldığını, bu bildirimin haciz işleminin yapıldığı 24/08/2010 tarihinde yapıldığını, hacizde mevcut mallara cebri icra yoluyla el konulduğunu, bu kaydın hacze rağmen varsa mevcut siparişlerde aksama yaşanmaması için karşı tarafa gösterdiği iyi niyetten başka bir anlam taşımadığını, ürünlerin bozulmasından sorumlu olmadıklarını beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahmemece, 25/01/2013 tarihli karar ile davanın kabulüne, davalı tarafça hapsedilerek piyasaya sürülmesi engellenen davacıya ait 231.100 kg peynirin dava tarihindeki bedelinin 2.773.200,00 TL olduğu anlaşılmakla, 2.773.200,00 TL maddi tazminatın 14.08.2010 tarihinden itibaren işleyen ticari faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesine üzerine " Kira ilişkisinin devamı sırasında davacının teminat ve ödeme yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle davacıya ait 100 ton tulum peynirinin bozulma riski davacıya ait olmak üzere 24.02.2009 tarihinde davalı kiralayanın emanetine alınması kararlaştırılmıştır. Davalının emanetinde bulunan ürünlere yönelik olarak davacı 04.08.2010 tarihli ihtarname ile malların çıkışına izin verilmesini talep etmiş olmasına karşın davalı ödeme taahhüdünün yerine getirilmesi koşulu ile malların çıkışına izin verilmediği bildirilmiştir. Davacı,19.08.2010 tarihinde iki adet depoda yaptırdığı tespitte davalı idareye ait yemekhane binası altındaki depoda bulunan ürünlerin küflenmiş ve bozulmuş olduğu, ürünlerin üzerindeki etiket bilgilerinden bir kısmının 2008 yılı itibariyle, bir kısmının da 2009 yılı itibariyle raf ömürlerinin dolduğu, diğer depoda bulunan ürünlerde ise gözle görülür bir bozulma tespit edilmediği etiket bilgilerine göre ürünlerin raf ömürlerinin 2011 yılının değişik aylarında dolacağı belirtilmiştir. Davacı 31.08.2010 tarihinde açtığı işbu dava ile davalı idare tarafından çıkışına izin verilmeyen ve bozulan ürünler nedeniyle tazminat isteminde bulunmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda her iki depoda bulunan ürün miktarının 231.100 kg olup piyasa satış fiyatı olarak kg başına 12 TL üzerinden ürün bedelinin 2.773.200 TL olduğu hesaplanmıştır. Ne var ki zarar ile davalının eylemi arasında sebep sonuç ilişkisi bulunup bulunmadığı yönünde yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Tespit raporuna göre 1 nolu depoda bulunan ürünlerin bir kısmının 2008 yılında bir kısmının 2009 yılında raf ömürlerinin bittiği bildirilmiş olmasına karşın duruşmada dinlenen davacı tanıkları; depolardaki sevkiyatın 2010/Mayıs ayından itibaren yapılamadığını belirtmişler, keza 24.08.2010 tarihli haciz tutanağında davacı şirket yönetim kurulu üyesi olarak beyanı alınan ... da tanık beyanlarına paralel olarak ürünlerin 15 Mayıs 2010 tarihinden itibaren çıkışına izin verilmediğini belirtmiştir. Şu durumda davalının malın çıkışına izin verilmediği iddiasının ortaya atıldığı aşama itibariyle 1 nolu depoda bulunan peynirin raf ömrünün sona erip ermediği ve ekonomik değerini yitirip yitirmediği dolayısıyla davalının eylemi ile zarar arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı mahkemece tartışılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup hüküm bu nedenle bozulmalıdır." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, bozma ilamı gereğince değerlendirilmesi gereken hususun, depo 1 olarak addedilen yemekhane altındaki depoda bulunan peynirlerin raf ömrünün sona erip ermediği, ekonomik değerini yitirip yitirmediği ve bu kapsamda zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı, Yargıtay bozma ilamında depo 2 olarak addedilen süt fabrikası (mandırası) yanında bulunan depodaki peynirler bakımından herhangi bir bozma kararı verilmediği, yemekhane altındaki depo 1 olarak addedilen depodaki peynirlerin davalı ..."in çıkışına izin vermediği 2010 yılı mayıs ayından önce son kullanma tarihlerinin geçmiş olduğu, dolayısıyla yemekhane altındaki depo 1 de bulunan peynirlerin bozulması sebebiyle tezahür eden zarar ile davalı kurumun eylemi arasında illiyet bağı bulunmadığı, salt süt fabrikası (mandırası) yanında bulunan 98.996 kg peynir yönünden davanın kısmen kabulüne karar verildiği belirtilerek davalı tarafça hapsedilerek piyasaya sürülmesi engellenen davacıya ait 98.996 kg peynirin dava tarihindeki bedelinin 1.187.952,00 TL olduğu anlaşılmakla, 1.187.952,00 TL maddi tazminatın 14.08.2010 tarihinden itibaren işleyen ticari faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının temyiz itirazları yerinde değildir.
2-)Taraflar arasında 06/12/2001 başlangıç tarihli 10 yıl süreli mandıra kiralama ve koyun sütü satış sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı, davalı tarafından depolarda bulunan peynirlerin çıkışına izin verilmediği iddia edilerek doğan zararın tazmini talep etmiştir. Davacıya ait peynirlerin 1 nolu yemekhane altındaki depo ile 2 nolu süt fabrikası altındaki depo olmak üzere iki ayrı depoda muhafaza edildiği, 1 nolu depoda 132.104 kg., 2 nolu depoda 98.996 kg. olmak üzere toplam 231.100 kg peynir bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, 1 nolu depoda bulunan peynirlerin bozulması nedeniyle doğan zarardan davalının sorumlu olmadığı belirtilerek bu peynirler nedeniyle tazminat isteminin reddine karar verilmiş, 2 nolu depo yönünden ise ilk kararda hükmedilen tazminatın bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiğinden bahisle yeniden bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın tazminat istemi kabul edilmiştir. Ancak, bozma ilamında, davalının sair temyiz itirazlarının yerinde görülmediği gibi bir ibareye veya bu anlama gelebilecek bir ifadeye yer verilmediği gibi zarar ile davalının eylemi arasında sebep sonuç ilişkisi bulunup bulunmadığı yönünde yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm kurmaya yeterli olmadığı belirtilirken depolar arasında herhangi bir ayrım yapılmamıştır. Bozma ilamında, 1 nolu depoda bulunan peynirler yönünden bazı hususların özellikle belirtilmiş olması nedeniyle, 2 nolu depoda bulunan peynirler yönünden verilen hükmün bozma kapsamı dışında bırakıldığı sonucu çıkarılamaz. Bu nedenle Mahkemenin 2 nolu depoda bulunan peynirler yönünden verilen hükmün kesinleştiği şeklindeki tespiti yerinde değildir.
Davacı tarafça 19/08/2010 tarihinde ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/4 Değişik İş sayılı dosyasında yaptırılan tespitte alınan bilirkişi raparunda, 1 nolu depoda bulunan peynirlerin raf ömürlerinin bittiği, peynirlerde gözle görülür küf gelişiminin olduğu, 2 nolu depodaki peynirlerde ise herhangi bir küf ve bakteri gelişiminin gözle görülmediği ancak bozuk olup olmadıklarının tespiti için analiz yapılması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece 19/10/2010 tarihinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda ise yemekhane altındaki depoda bulunan peynirlerin bozulduğu, diğer depodaki peynirlerin analiz sonuçlarına göre tüketiminde bir sakınca bulunmadığı ancak en geç üç ay içinde satılmasının uygun görüldüğü bildirilmiştir. Öte yandan, davalı kiraya veren tarafından, davacı kiracı hakkında 23/08/2010 tarihinde ... İcra Müdürlüğünün 2010/599 Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibi ile dava tarihinden önce 24/08/2010 tarihinde dava konusu peynirlerin haczedildiği, daha sonra Mahkemece yapılan keşif neticesinde düzenlenen 20/10/2010 tarihli sayım tutanağı esas alınmak suretiyle 25/10/2010 tarihinde 1 nolu depodaki peynirler ile 2 nolu depodaki peynirler yönünden ayrı ayrı haciz tutanağı düzenlendiği ve 2 nolu depoda bulunan peynirlerin cebri icra yoluyla satışının gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, Mahkemece 2 nolu depo yönünden de icra takip dosyası da değerlendirilmek suretiyle davacının zararının doğup doğmadığı ve zarar oluştuğu tespit edildiği takdirde davalının eylemi ile zarar arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 1.630.TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.