Abaküs Yazılım
İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2016/1137
Karar No: 2022/836
Karar Tarihi: 12.12.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1137 Esas 2022/836 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1137 Esas
KARAR NO : 2022/836
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/11/2016
KARAR TARİHİ : 12/12/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; "Davacı şirket kurucusu ve sahibi ... , ... bünyesinde yer alan dağıtım şirketlerine bağlı olarak ... markalı ürünlerin sözleşmede belirlenen coğrafi sınırlar içerisinde satış ve dağıtımını yapmakta olup, ... Tic. AŞ. adınal999-2014 yılları arasında distribütörlük yapmış, ticari ilişki 2014 yılında ... AŞ.'nin sözleşmeye aykırı tutumları sebebiyle fiilen son bulmuştur. 2012 yılında tüm pazarlama firmalarının ürün grupları ... AŞ. altında toplanmak üzere kurulmuş, 2011 Eylül'de davacı şirket bayiliğini yaptığı ... AŞ. 'den bir grup yönetici ekibi tarafından ziyaret edilmiş, ... ve ... bölgesinde ... distribütörü olarak görev yapacağı bildirilmiş, bunun üzerine davacı bu bölgede depo kurmuştur. Buna yönelik yapılan masraflara rağmen, yapılanma için son anda farklı bir şirket bayii olarak atanmıştır. Bunu takiben ... İlçesi merkez olmak üzere, 8 bölgede ... AŞ. İle ... ürünleri distribütörlüğüne devam edilmiş, Bu sürecin sonunda haksız rekabet ve ekonomik baskı sebebiyle davacı şirket iflas etmiştir. Davalı, tüm sipariş, ödeme, promosyon gibi işlemlere şifre ile giriş sağlayan bir otomasyon programı kullanmaktadır. Distribütörün müdahalesine kapalıdır, ... grubu tarafından tek taraflı düzenleme yetkisi mevcuttur, hatalar ve eksiklikler incelenememektedir. Davalı ... (... Grubu) distribütörlük sözleşmesini tek taraflı olarak kendi oluşturmaktadır. İşletim sistemi olarak ... ve Doğrudan Borçlarını Sistemini zorunlu tutmaktadır. ...'ye göre, ... düzenlediği faturayı bankaya verir, fatura alacağı belirlenen vadede ...'un hesabına aktarılır. Bayii ıskontosu, iskonto 1 ve Iskonto 2 olmak üzere üç farklı oran üzerinden 3 çeşit iskonto mevcuttur. İskonto 1 ve 2, ... tarafından tanımlanan personel maaşı ve kimi satış harcamalarıdır. Bunlar hilelidir, işletme kasasına katkısı yoktur. Davalı şirketler bunu gider olarak gösterip devleti KDV gelir vergisi yönünden zarara uğratmaktadır. ..., bayinin satış kadrosunda bulunan elemanların maaşları gelen her faturada %3 oranında iskonto 1 olarak göstererek bay iye ödemesini yapar. Bayii çalışanı görünen bu kişiler aslında ...'un elemanlarıdır. Böylelikle bayü kendi personeli olarak gözüken kişilerin işvereni görünse deH esasen ...'dur, Cezai ve hukuki sorumluluk muvazaalı olarak bay iye yüklenir. Bu elemanların maaşı, iskonto formülü ile bayiye ödenmektedir. Bu şekilde KDV başta olmak üz ere avantaj lar sağlan makta dır. Sadece küçük bir ilçe bayii olan davacı şirketten, 50,000 TL vergisel avantaj sağlanmaktadır, Bayiiler ... adlı satış paket programını kullanır. Bu programın kontrolü ve işletimi ...'un tekelindedir. ... AŞ. 20.03.2012 tarihli sözleşmeyi hiçbir tebligat yapmaksızın 31,10.2014 tarihinde davacının ekranını siparişe kapatarak sözleşmeyi fiilen sonlandırmıştır. Davacı şirket bölgesinde sözleşmeye aykırı olarak başkaca şirketler yetkilendirilmiştir. Tek elden dağıtım sözleşmesinde rekabet kanununa aykırı olarak, ... harici bir işletmenin ve başka bir ürünün bayiliğini yapmak yasaklanmıştır. Sözleşmenin bu şekilde feshi mağduriyete yol açmıştır, 37 personel işsiz kalmış ve araç gereçlere haciz yoluyla el koyulmuştur. Davalı şirket 12.02.15 tarihinde noter kanalı ile Dağıtım Sözleşmesinin 31.10,2014 tarihinde mali durumunun bozulması sebebiyle sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getiremediğinden bahisle feshedildiğini belirtilmiştir. Nitekim akdedilen sözleşmede 3 ay önceden ihbar ile fesih öngörülmüştür. Buna uyulmadığı takdirde sözleşmenin aynı şartlarda bir yıl daha uzayacağı öngörülmüştür. Davacı tüm yatırım ve işleyişini sözleşmeye göre şekillendirmiştir. Dolayısıyla, davacının 28 aylık bakiye sözleşme süresi bulunmaktadır. Bu kapsamda kalan 28 ay kapsamında zarar 3.073.876.00 TL, Sözleşmenin süresinden önce haksız feshi sebebiyle mahrum kalınan kar 900.000 TL'dir. Sözleşmenin süreceğine inanarak yapılan yatırım maliyetinden 882.582 TL zarar; Sözleşmenin 6-f maddesi uyarınca, işleyişin devam ettiği süreden kaynaklı 67,375 TL ... masraf alacağı; Sözleşmenin 9- maddesi uyarınca, eski fiyatlardan ürün verilmesi desteği ve 17. Maddesi uyarınca fatura altı ıskontonun verilmemesi, taahhütlere aykırı uygulamalar nedeniyle 300.000 TL zarar mevcuttur. 20.03.12 tarihinde tanzim edilmiş olan sözleşmeye dayalı çalışma süresince fazla tahsilatlar, ters hesap kaydı gibi sebeplerden ötürü 2.000.000 TL alacaktan şimdilik 5,000 TL - Haksız rekabet, MK 2 ye aykırılıktan 1,500,000 TL zarardan şimdilik 5.000 TL 1 Sözleşmenin haksız ve süresinden önce feshi dolayısıyla mahrum kalınan 900,000 TL ilk kardan şimdilik 5,000 TL Sözleşmenin haksız ve süresinden önce feshi sebebiyle yatırım maliyetinden gerçekleşen 882.582 TL zarardan şimdilik 5,000 TL, sözleşmenin 9,17 maddelerine ve üstlşırflep^aahhütlerine aykırılık sebebiyle uğranılan 300.000TL zarardan şimdilik 5,000 TL Haksız rekabet ve ekonomik gücün baskı oiarak kullanımı sebebiyle 50.000 TL manevi tazminat alacağı olmak üzere toplam 5.699.957 TL alacağın şimdilik 76.000 TL'si ve HMK m329 gereği kötü niyetli davalıların, davacı ile müvekkili arasında kararlaştırılan dava değerinin 1/4 ü oranında tutar olan 1.424.989,25 TL'nin şimdilik 19.000 TL vekâlet ücretini davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmilini" talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; "Davanın belirsiz alacak davası koşulları taşımadığını, davacının iddia ettiği zarar kalemlerini kuruşuna kadar hesapladığını, Tek satıcılık sözleşmesinden doğan alacaklara ilişkin acente hükümlerinin kıyasen uygulanacağı kabulü ile, acentelikten doğan alacakların zamanaşımını düzenleyen TBK ml47/5 e göre, zamanaşımı 5 yıl olarak düzenlenmiştir. Bu hüküm uyarınca, dava tarihinden geriye dönük olarak, 5 yılı aşan taleplerin tespiti ve reddine karar verilmesi gerektiği, Haksız rekabet ve dürüstlük kuralına aykırılık iddiaları ile öne sürülen talepler bakımından da 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, Davacının ... dışında adını geçirdiği diğer şirketler ile ticari ilişkilerinden doğan bir alacak talebi mevcut ise bunlar bakımından tefrik gerektiği beyan edilmiştir. ... AŞ. Bakımından pasif husumet yokluğu sebebiyle reddi gerekmekte olduğunu, Davacı ile ... arasında tek satıcılık sözleşmesinin 20.03.12- 31.10.14 tarihleri arasında ayakta kaldığını fakat davacının ürün bedellerini ödememesi, ve diğer sözleşmeye aykırılıklar sebebiyle davalı tarafından sona erdirildiğini, bunların yeterli stok yapmama, yeterli ... limiti sağlamama, yeni sipariş bedellerinin sağlanamaması sebebiyle ürünlerin gönderilememesi ve davacının raflarında ürünlerin yer alamaması, marka itibarının zedelenmesi sebepleriyle sözleşme haklı oiarak feshedilmiştir, Nitekim sözleşmenin 23, Maddesi davahya tek taraflı derhal fesih hakkı tanımaktadır. Buna göre, sözleşmeyi ihlalin telafi mümkün değilse (m23/2) , şirket kontrol elemanlarınca sözleşmeye aykırılık tutulan rapor ile sabitse ve tekrar edilirse ihtara gerek kalmaksızın, Doktrinde de belirtildiği gibi, tek satıcının asli edim yükümlülüğü, sürümü artırmaktır. Basiretli bir tacirin özen borcuna uygun şekilde bunu yerine getirmelidir. Davacı bu yükümlülüğüne aykırı davranarak sözleşmeyi esaslı ihlal etmiştir Taraflar arası ödeme şekli sözleşmede ... olarak kararlaştırılmıştır. Bu mal ve hizmet alım satımı için banka bayi ve dağıtım şirketi arasında kullanılan bir sistemdir. Bu sistemde, malı alan firmanın tanımladığı limit miktannea mal satımı için garanti sağlamış olur, Bu sistemle vadeli alımlar gerçekleştirilir davacı sözleşmede bu sistemi kullanmayı kabul etmiştir. Davacının sistemin davalı şirket kontrolünde olduğu İddiası yersizdir çünkü bahsettiği faturalar, davacının sisteme girdiği siparişler üzerine oluşmaktadır, Burada fatura siparişe göre kesilir ve sisteme otomatik geçer doiayısıyia davalı Horizonhun bu sürece katkısı yoktur. Faturanın içeriğine erişememe ve sisteme müdahaje imkanı olmadığına ilreikin iddiaları yersizdir, Tek satıcının asli edimi, satın aldığı ürünü kendi ad ve hesabına satıp sürümünü artırmaktır. Bayii ürünü alamadıktan sonra, ürünleri satmak ve sürümü artırmak gibi sözleşme ile altına girdiği taahhütleri yerine getiremeyecektir. Bu da sözleşmeyi anlamsız hale getirir Davacının ... de yaşadığı limit problemi sözleşmenin esaslı ihlaline yol açmaktadır. Davacıya bu sorunu çözmesi için çok kez uyarı yapılmıştır, iki defa tutanak tutulmuştur. Ancak bu konuda bir gelişme görülememiştir. Davacı saha kontrollerini gereği gibi yerine getirmemiş, sözleşmede öngörüldüğü şekilde stok tutmadığından sahada ürün tedarikinde sorunlar yaşanmış, davalının reklam gücü azalmış, marka değeri zarar görmüştür. Davacıdan ürün alanlarla görüşüldüğünde, ürün eksikliklerinin depoda ürün olmamasından kaynaklandığı ortaya çıkmıştır. Bahsi geçen 12.02.15 tarihli ihtarnamede, davacı tarafında gönderilen alacak temliki bildirimine ilişkin ihtarnameye cevaben yazılmış olup, 31.10,14 tarihli feshe atıf yapılmış, geçmişe dönük fesih yapılmamıştır. Bu fesih ihtarnamesi değildir. Sözleşme eylemli olarak feshedilmiştir keza dava dilekçesinde, ...'un sipariş ekranını kapattığım söylenerek davacı fesih olgusunun bilincinde olduğunu yansıtmaktadır, Davacı kendisine sözleşmeye aykırılığın giderilmesi için 15 günlük süre verilmesi gerektiğini belirtse de davacıya 1 yıldan fazla süre tanınmıştır. 15 günlük süre verilmesinin yararsız olacağı açık olduğundan süre tanınması gerektiğinden söz edilemeyecektir. Davacının 28 aylık bakiye sözleşme süresi hesabı ve bu hesap temelinde öne sürdüğü talepler yerinde değildir keza, feshin sözleşmenin 23/3 uyarınca süreli fesih olduğu farz edilse dahi sözleşme 31.01.2015 tarihinde sona erecektir. Yahut davacının iddia ettiği şekiide, 12.02,15 tarihinde sona erdirildiği varsayılsa dahi, sözleşme 12,05,15 te sona ermiş olacaktır, Iskonto 1, distribütörün ticari hayatta desteklenmesini hedefleyen, çalışanlarına yapacağı ödemelerden doğan giderlere yapılan katkıdır. İşçiler davacının seçerek çalıştırdığı işçilerdir. Bu katkı taraflararası mutabakata ve şirketin belirlediği bölge yoğunluğu kriterlerine göre belirlenmektedir, Iskonto 2, ürün satışlarını artırmak için yapılan promosyon, aktivi tel erden distribütörün karını etkilememek adına, distribütörlere mal alışlarında indirim yapılmasıdır. Örneklendirilecek olursa; distribütör sipariş takip sistemine talep ettiği ürünleri girer, sistem bir fatura tanzim eder, bu faturanın altında standart olarak belirlenen iskontol ve 2 olarak belirlenir ve distribütörün ...'a ödeyeceği fatura bedelinden mahsup edilir. Takip eden ayda distribütör daha fazla bir iskonto hak etmişse bunu fatura eder ve bu şekilde mahsuplaşılır. Davacının iddia ettiği gibi bir baskı aracı değildir. Kullanılan ... ve ... sistemleri ülke çapında dağıtım ağma sahip, karmaşayı önlemeyi hedefleyen, tüm şirketlerin kullandıkları ile benzer [ihtiyaçlara göre) bir sistemdir. Zaten kamu kurumlarınca yazılmış ve kullanılması zorunlu tutulmuş bir sistem yoktur. ... sahadaki satış ve dağıtımı en verimli hale getirmeyi hedefleyen bir programdır. Aktivite promosyon gibi tüm işlemler bu sistemden yürütülür, B2B ise sipariş takibine ilişkindir Sipariş oluşturulur ve şirket buna göre ürün gönderir. Faturalar ise siparişe göre sistemce düzenlenmektedir. Davacının iddia ettiği promosyon ve mahsuplaşma farkından doğan 336.355,52 TL alacağı olduğunu iddia etse de, ay sonunda iskontonun fatura altında belirlenenden fazla olması halinde distribütör bu fark için hizmet bedeli faturası tanzim etmesi gerekmektedir. Bu nedenlerle davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmilini" talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; Davanin 20/03/2012 tarihli tek elden dağıtım sözleşmesi gereği fazla tahsilatlar ters hesap kaydı, ch, dip kaydı, ile mükerrer kayıtların toplamından şimdilik 5.000 TL alacağın, haksız rekabet ve hmk 2. Maddesine aykırılık ve TBK ile TTK hükümleri dairesinde kazanılmış hakların ihlali sonucu uğranılan zarardan şimdilik 5.000TL alacağın, sözleşmenin haksız ve süresinden önce feshi ve askıya alınması nedeni, bayilik haklarının alınması sonucu mahrum kalınan kardan şimdilik 5.000 TL alacağın, sözleşmenin haksız ve süresinden önce feshi nedeni ile yatırım maliyetinden gerçekleşen zarardan şimdilik 5.000 TL 'nin-, işleyişin devam ettiği süreden kaynaklanan ... masraf alacağından şimdilik 1.000 TL alacağın, sözleşmenin 9. Maddesi uyarınca eski fiyatlardan ürün verilmesi desteği ve 17. Maddesi uyarınca verilmesi lazım gelen fatura altı iskontonun verilmemesi yine sözleşme ile verilen taahhütlere promosyonlara aykırılık ve keşiflere aykırı uygulamalar nedeni ile şimdilik 5.000 TL alacağın, haksız rekabet ve ekonomik gücün baskı unsuru olüarak kullanılması nedeni ile davacı şirketin ekonomik muhafına sebap olunmasından doğan 50.000 TL 'lik manevi tazminat alacağının avans faizi ile birlikte tahsili davası olduğu anlaşıldı.
Deliller: Dosya içeriği, Bilirkişi raporu,
Mahkememiz dosyasından 10/12/2020 tarihinde bilirkişi raporu alınmıştır.
Raporda: Öncelikle belirlenmelidir ki, 'Distribütörlük ve tek satıcılık sözleşmeleri mevzuatımızda özel olarak düzenlenmemiş, ticari yaşamın gerekleriyle ortaya çıkmış sui generis (kendine özgü) sözleşmelerdir. Tek satıcılık sözleşmeleri, distribütörlük sözleşmelerinin bir türü olup, bu sözleşmeleri basit distribütörlük sözleşmelerinden ayıran temel fark, sağlayıcı tarafından tek satıcıya tahsis edilen bölgede münhasır satış hakkı verilmiş olmasıdır. Tek satıcının, sözleşme konusu ürünlerin piyasadaki konumunun yükselmesine katkıda bulunma ve bu ürünlere ilişkin satış öncesi ve sonrası hizmetlerinin yerine getirme gibi yükümlülükleri vardır.
Tek satıcılık sözleşmeleri ile rekabetin engellenmesini yasaklayan rekabet hukuku kuralları arasında sürekli bir uyuşmazlık bulunmakta olduğu için, tek satıcılık sözleşmesinde yer alan hükümlerin rekabethukuku karşısında geçerli olup olmayacakları gündeme gelecektir. Çünkü, tek satıcılık sözleşmeleri dikey anlaşmalar kapsamındadır ve Tebliğ'de yer alan koşullan sağlamaları halinde rekabeti sınırlayıcı anlaşma yapma yasağından muaf tutulacaktır.
Üretim veya dağıtım zincirinin farklı seviyelerinde faaliyet gösteren iki ya da daha fazla teşebbüs arasında belirli mal veya hizmetlerin alımı, satımı veya yeniden satımı amacıyla yapılan anlaşmalar 4054 Sayılı Kanunun 4 üncü maddesindeki yasaklamadan Kanunun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasına dayanılarak grup olarak muaf tutulmuştur Tebliğ ile sağlanan muafiyetin, sağlayıcının ilgili pazardaki pazar payının %40'ı aşmaması durumunda uygulanacağı belirtilmiştir.
Bu tebliğ uyarınca, sözleşme konusu mallan yeniden satacak olan alıcının bu mallan satarken uygulayacağı fiyat tarifesi belirleme serbestisi engellenemez. Münhasır satış hakkının efektif olarak uygulanabilmesi için, sağlayıcının sadece kendisinin, tek satıcının sözleşme bölgesinde satış yapmamasının yanında, kendi dağıtım sistemine dahil olan diğer dağıtıcıların da sözleşme bölgesinde aktif satış yapmalarını yasaklaması gerekmektedir.
Davacıya ait 2012 - 2015 yılına ait ticari defterleri incelenmiş Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK 64. Md. ve 213 sayılı VUK221. Md. göre açılış tasdikleri süresinde usulüne uygun olduğu görülmüştür. HMK 222. Maddesi göre kendi lehine delil vasfını taşıdığı ve takdiri mahkemenize ait olduğu,
Davacı şirket davalı şirket ile olan ticari işlemlerini hesap kayıtlarında ...Tic. A.Ş, adıyla kayıt ve takip ettiği görülmüştür.
Davalının düzenlediği satış faturaları hesabın alacağına, davalıya yapılan ödemeler ve davalıya düzenlenen iade faturaları hesabın borcuna kayıt ettiği görülmüştür.
Taraflar arasında 31.12.2012 tarihi itibariyle 656.821,45 TL Cari hesap bakiyesinde mutabık oldukları 18.01,2013 tarihinde karşılıklı kaşeli imzalı teyit alındığı görülmüştür.
Taraflar arasında 31.12.2013 tarihi itibariyle 1.009.266,60 TL CARI HESAP bakiyesinde mutabık oldukları 23.01.2013 tarihinde karşılıklı kaşeli imzalı teyit alındığı görülmüştür.
Taraflar arsında ticari ilişki 2012 yılında başlamış ve 2012 yılında C/H ekstreleri aylar itibariyle yukarıya çıkarılmış ve 31.12.2012 tarihi itibariyle davacının defter kayıtlarında ... 656.821,36 TL alacak bakiyesi verdiği, Davalı ... defter kayıtlarında ... 656.821,56 TL borç bakiyesi verdiği ve uyumlu olduğu görülmüştür.
2013 yılında ... ekstreleri aylar itibariyle yukarıya çıkarılmış ve 31.12,2013 tarihi itibariyle davacının defter kayıtlarında ... ... 1.009.266,60 TL alacak bakiyesi verdiği, Davaiı ... defter kayıtlarında ... 1.009.266,60 TL borç bakiyesi verdiği ve uyumlu olduğu görülmüştür.
2014 yılında ... ekstreleri aylar itibariyle yukarıya çıkarılmış ve 31 Ocak 2014 tarihinde davacı defter kayıtlarında 1.107,639,81 alacak bakiyesi davalı defter kayıtlarında 933.876,89 TL borç bakiyesi verdiği, 171,762,92 TL davacı defter kayıtlarında aleyhine alacak fazlası verdiği, Ocak ayından itibaren davacı defter kayıtları ödemeleri düzgün kayıt edilmediği ve aleyhine kendi defter kayıtlarında olduğundan fazla borcu olduğu görülmüştür.
Davacı tarafından dilekçe ekinde verilen Flash bellekte kendi defter ve kayıtları üzerinde yaptığı inceleme sonucu bankadan yapılan ve defter kayıtlarda yer almadığı bu nedenle defter kayıtlara ilave edilerek davalıdan talep ettiği Excell tablosunda 723.510,67 TL olduğu görülmüş, davacı defter kayıtları davalı ile 2014 yılında Ocak ayından itibaren ödemeler kaydı uyumlu olmadığı ve davacı tarafından 31 Aralık 2014 ayında 806.167,11 TL ödeme kaydı yapıldığı görülmüş, bu miktar davacı tarafından hesaplara mahsup edilmesini talep ettiği miktardan daha fazla olduğu görülmüştür.
Flash bellekte kayıtlarda olmadığı için ilave edilmesi gerektiği belirtilen 723.510,67 Ti. lık miktar ... defter kayıtlarında ... yılında tek tek kontrol edilmiş ve tamamı ... alacağına kayıtlı olduğu, davacı borcundan düşüldüğü görülmüştür.
Mahkememiz dosyasından 05/09/2022 tarihinde yeni bir bilirkişiden rapor alınmıştır.
Raporda:
Atıştırmalık , içecek,temel gıda ürünleri , şekerleme gibi geniş bir ürün portfüyünün üretim ,pazarlama ve satışını yapan Ülkemizin önde gelen şirketlerinden Davalı şirketin yetkinlikleri ile Davacı şirketin yetkinliklerinin aynı olması beklenilemez.
Davacı , Davalı tarafından yekilendirilmiş dağıtım firmasıdır.
Davalı şirket, üretici, marka patent sahibi işletmedir. Davalı şirket taraflarının tercih ettiği Davacı şirket ile iyi niyetler içinde sözleşmeler yapmıştır. Ticari ilişkilerin şeklini, kar ve süreç işleyişini belirleyen bu sözleşmeler Davalı tarafca hazırlandığı bilinmektedir.
Sözleşmenin uygulaması ile ticari faaliyetlerin geliştirilmesi, karşılıklı güven oluşturulması ve kazan- kazan ilkesi içinde hedef Pazar ve bölgede faaliyetlerin yürütülmesi amaçlandığı değerlendirilmektedir. Davalı şirket bu konuda ciddi bir organizasyon yapısına ve teknik altyapıya sahiptir. ...
Davalı şirketin belirli aralıklarla ile sistem –süreç- şirket değişiklilerine gittiği piyasadan takip edilmektedir. Örneğin : her ürün grubuna ayrı şirketler ve yöneticiler atayıp ( ... ) ayrı ayrı sözleşmeler, satış şekli ve prim yapısı ile çalışırken ; şirketlerin antlaşmalarını ve yönetim şeklini tek bir merkez/organizasyon yapısını bağladığını açıklayarak tüm süreç,sözleşme ve karlıklıkları ( prim –iskonto ) değişiklik yapabildiği takip edilmiştir. Yada bir sonraki adım olarak var olan şirketlerin bir kısmını kapattığını beyan edip ... ve ... isminde yeni çatı şirketler oluşturmuş olabilir. ... yada ... carisinin kime nasıl çalıştıracağının tercihini Davalı taraf yapabilmektedir. Davalı Şirket piyasa gücü ve hakimiyetinin farkında olarak aldığı kararların eksiksiz uygulaması için gereken insan ve finans kaynağına sahiptir.
Sonuç itibariyle pazarlama gücüne sahip, ülkemizin en önemli gıda firmalarından birisi olan Davalı taraf organize ve güçlü bir yapıdır. Davacı taraf ise Davalı tarafından seçilmiş dağıtım şirketidir.
Geçimini ve ticari istikbalini bu güçlü gördüğü yapıya dayandıran Davacı taraf yaptığı sözleşmeden dolayı uğradığı zararı ve yaptığı yatırımları izah etme gayretine girişmiş.
Davalı tarafın onlarca ürününün içinde çok satan, satan, az satan ve satmayan ürünleri vardır. Davalının ürün portföyü ağırlıklı olarak görünce akla gelen ve satınalma refleksi uyandıran ürünler olduğu için penetrasyon, bulunurluk ve yaygın dağıtım Davalı için önemli bir çalışmadır. Yukarıda bahsedildiği gibi satmayan, az satan ürünlerin varlığı Davacının stok ve finans dengesini çok iyi takip etmesini gerektirir. Davacı bu ürünleri çok iyi takip edebileceği ya kendine ait sistemleri kurmalı yada Davalı tarafca kurulan sistem üzerinden bu ve diğer hususlarda istediği erişimleri,raporları oluşturabilmedir.
Karmaşık bir iş ve işlem sürecinin taliplisi olan Davacı , yazılı sözleşmeler dışında ilkesel olarak Davalı taraf çalışanlarıyla iyi ilişkiler kurmak “GÜVEN” ilişkisini geliştirmek ile “ BASİRETLİ TÜCCAR” ilkesi arasında sıkıştığı değerlendirilmektedir. Ticari faaliyetlerini ana firma yetkililerinin yönetimine endeksleyip şirketinin ve çalışanlarının istikbali bu karmaşık duruma bağlı kalmış. Bu ilişiğin tüm süreçlerini Davalı taraf yöneticileri hakim yada hakim olmak zorundadır.
Taraflar arasında imzalandığı söylenen ve ihtilafa neden olan sözleşme fiziki dosya incelemesinde görülmemiştir.
Değerlendirme sürecinde de detaylıca izah etme gayretinde olduğum üzere Davacı taraf tüm ticari istikbalini Davalı tarafın inisiyatifine bırakmış , sürecin işleyişinde yeterli karlılık optimizasyonu sağlayamadığı ve gerekli yatırım bütçesi için öz kaynaklarının yetersiz kalması , dışarıdan yeni kaynak oluşumunu kredi (dış kaynak ) olarak gerçekleştirmesi nedeniyle zarar ettiği ve sürecin olumsuz sonuçlandığı izah edilmektedir.
Uzun süreçli satış ve üretim planlaması yapan pazar , pazarlama ve finans yönetimi alanında yeterli , donanımlı insan kaynağına sahip Davalı taraf , Davacı taraf sürecinin bu şekilde olacağını öngörüp, çalışmayı kesebilir, yeni sözleşme yapmayabilir yada sürecin olumlamasını yapabilmekte muktedir idi. (Davalı Davacının sorunlarını çözüp iş geliştirilmesine öncülük edecek yetkin insan,iş ve finans gücüne sahiptir.)
Tüm istikbalini bu sözleşmeyle işe bağlamış Davacı tarafın sürecin iyi gitmesini istemek ve kayıplarını talep etmekten başka bir alternatifi olmaması anlaşılabilinir durumdur.
Süreçler Davalı taraf yöneticilerinin inisiyatifindedir.
Davacı tarafından yapılan yatırımlar, araç alımları dahil hiçbir fizibilite çalışmasından bahis edilmeksizin sözleşmeyle tüm süreç yönetimi Davalı taraf yöneticilerine bırakılmış ve iş / finans ve stok takibi yeterince takip edilemediği içinde zarar oluştuğu değerlendirilmektedir.
Sonuç itibariyle yapılan iş ve işlemler, davacının hür iradesi ve tercihi ile gerçekleşmiş. davalı tarafın sözleşme ve yazılı bildirimlerle aldığı uygunluk, onaylar ile bu işleyişte üstlendiği sorumluluğunun olmadığı değerlendirilmiş, davalı finansal krize girdiğini düşündüğü davacı ile olan ilişiğini basiretli tüccar olarak kendisine karşı herhangi bir zarar oluşumunu engelleyerek, sözleşmeyi önce fiilen akabinde yazılı olarak fesih ettiği tespit edildiğinden, bilirkişi raporunun denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli olduğu göz önüne alınarak davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.622,37 TL'den mahsubu ile artan 1.541,67 TL'nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf vekille temsil olunmakla red üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 15.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
5-Davalı ... tarafından yapılan 11,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine, kalan delil avansının karar kesinleştiğinde bu davalıya iadesine,
6-Taraflarca yatırılan ve dava sonucu artan masraf avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ... Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 12/12/2022

Katip ...
¸e-imzalıdır

Hakim ...
¸e-imzalıdır



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi