
Esas No: 2013/8321
Karar No: 2013/8321
Karar Tarihi: 8/9/2014
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
HEKİM HİLMİ YAKIŞAN BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2013/8321) |
|
Karar Tarihi: 8/9/2014 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Alparslan ALTAN |
Üyeler |
: |
Serdar ÖZGÜLDÜR |
|
|
Recep KÖMÜRCÜ |
|
|
Engin YILDIRIM |
|
|
M. Emin KUZ |
Raportör |
: |
Murat AZAKLI |
Başvurucu |
: |
Hekim Hilmi YAKIŞAN |
Vekili |
: |
Av. Mehmet ARSLANARGIN |
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu,
3/3/2003 tarihinde İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı tazminat
davasında yargılamanın halen devam ettiğini, makul sürede yargılama
yapılmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüş ve tazminat talep etmiştir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru,
8/11/2013 tarihinde İstanbul Bölge İdare Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır.
İdari yönden yapılan ön incelemede başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir
durumun bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca, kabul edilebilirlik incelemesi
Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar
verilmiştir.
4. Bölüm
tarafından 19/3/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin
birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve
olgular ile başvurunun bir örneği, görüş için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 8/4/2014 tarihli yazısında, Anayasa
Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen,
başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve ekleri ile
başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar
özetle şöyledir:
7. Başvurucu, 29/7/2002 tarihinde meydana gelen trafik
kazası sonucu yaralanmıştır.
8. Başvurucu, 3/3/2003 tarihinde aracın maliki ve sürücüsü
Ş.Y. ile aracı trafik sigortası ile sigortalayan Kapital Sigorta A.Ş. aleyhine
Beyoğlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı tazminat davasında, 8.000,00 TL
maddi, 2.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesini talep etmiştir.
9. Beyoğlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011 yılında
kapatılmasından sonra yargılamaya İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesinde devam
edilmiştir.
10. Yargılama sırasında, Beyoğlu 11. Asliye Ceza Mahkemesinde
davalı Ş.Y. ile D.K. aleyhine açılan ceza davasının sonuçlanması beklenilmiş,
anılan dava sonunda verilen kararın temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza
Dairesince, 28/9/2010 tarihinde, suçun zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle düşme
kararı verilmiştir.
11. Başvurucunun açtığı tazminat davasında, İstanbul 9.
Asliye Hukuk Mahkemesi, 29/5/2014 tarih ve E.2003/150, K.2014/231 sayılı
kararla davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
12. Karar tebliğ aşamasında olup henüz kesinleşmemiştir.
B. İlgili
Hukuk
13. 12/1/2011 tarih ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu’nun 30. maddesi, 22/4/1926 tarih ve 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun
41. ve 47. maddeleri.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
14. Mahkemenin 8/9/2014 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucunun 8/11/2013 tarih ve 2013/8321 numaralı bireysel başvurusu incelenip
gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu, 29/7/2002 tarihinde meydana gelen trafik
kazası sonucu yaralandığını, kazaya sebebiyet veren aracın sürücüsü ile
sigortacısı aleyhine 3/3/2003 tarihinde, Beyoğlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde
açtığı tazminat davasında ceza davası sonucunun beklenildiğini, bilirkişi
raporları alındığını, 2011 yılında Beyoğlu Adliyesinin kapatılması üzerine
yargılamaya İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edildiğini, makul
sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
16. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda, açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun bu kısmının
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
17. Başvurucu, İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı
tazminat davasının makul sürede sonuçlanmadığını belirterek, adil yargılanma
hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
18. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) metni ile
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma
hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde
yer verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de
Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı bir çok
kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında
yorumlamak suretiyle, gerek Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer alan gerek AİHM
içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara,
Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §
38). Bu doğrultuda, makul sürede yargılanma hakkı da adil yargılanma hakkının
kapsamında değerlendirilmektedir.
19. Anayasa’nın 36. maddesi ve Sözleşme’nin 6. maddesi
uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkların makul sürede
karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu olayda, haksız fiile dayalı
tazminat davasında, 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve 6100
sayılı Kanun’da yer alan usul hükümlerine göre yürütülen somut yargılama
faaliyetinin, medeni hak ve yükümlülükleri konu alan bir yargılama olduğunda
kuşku yoktur (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 49).
20. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu,
tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun
davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir
davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması
gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
21. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı kural olarak,
uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, başka
bir deyişle davanın ikame edildiği tarih olup, bu tarih somut başvuru açısından
3/3/2003 tarihidir.
22. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra aşamasını da
kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihidir. Ancak devam eden
yargılamalara ilişkin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını
içeren başvuruların yargılama faaliyetinin devamı sırasında da yapılabilmesi
olanağı bulunduğundan, değerlendirmeye esas alınacak sürenin bitiş anı bireysel
başvurunun karara bağlandığı tarihtir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 52).
23. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde,
başvurucu, 3/3/2003 tarihinde Beyoğlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı
tazminat davasında, trafik kazası sonucu yaralandığını iddia ederek maddi ve
manevi tazminat talep etmiş olup, Mahkemece uzun süre Beyoğlu 11. Asliye Ceza
Mahkemesinde olaya sebebiyet verenler hakkında açılan ceza davasının
sonuçlanması beklenmiş ve maluliyet oranının tespiti amacıyla Adli Tıp
Kurumundan rapor alınmasına karar verilmiştir. Beyoğlu Adliyesinin kapatılması
üzerine, yargılamaya İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmiştir.
Mahkemece, tedavi giderlerinin hesaplanması için rapor alınmasına ve zararın
tespiti amacıyla aktüerya bilirkişisinden rapor
alınmasına hükmedilmiştir. Başvurucu, 29/8/2012 tarihinde ıslah dilekçesi
vererek talebini artırmıştır. Mahkemece, 29/5/2014 tarihinde davanın kısmen
kabulüne karar verilmiştir. Karar tebliğ aşmasında olup henüz kesinleşmemiştir.
24. 6100 sayılı Kanun’un öngördüğü yargılama usullerine tabi
mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul sürede tamamlanmadığı yönündeki
iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa Mahkemesi
tarafından, özellikle yargılamada sürati temin etmeye hizmet eden özel usul
hükümlerinin nazara alınmadığı göz önünde bulundurularak makul sürede yargılanma
hakkının ihlal edildiği yönünde karar verilmiştir. (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 34-64).
25. Başvurunun değerlendirilmesi neticesinde, başvuruya konu
tazminat davası; hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların
karmaşıklığı, delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi
kriterler dikkate alındığında karmaşık olmaktan uzaktır. Başvurucunun tutum ve
davranışlarıyla ve usuli haklarını kullanırken
özensiz davranmasıyla yargılamanın uzamasına önemli ölçüde sebep olduğu da
söylenemez. Dolayısıyla somut başvuru açısından, farklı bir karar verilmesini
gerektirecek bir yön bulunmadığı ve on bir yılı aşkın süredir devam eden
yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
26. Açıklanan nedenlerle,
başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
27. Başvurucu, makul sürede
yargılama yapılmadığı için 100.000,00 TL manevi ve 30.000,00 TL maddi tazminata
hükmedilmesini talep etmiştir.
28. 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin
(2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal
bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak
için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden
yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine
tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu
gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa
Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
29. Başvurucunun tarafı olduğu
uyuşmazlığa ilişkin on bir yılı aşkın süredir devam eden yargılama süresi
nazara alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal
tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya
13.300,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
30. Başvurucu tarafından maddi
tazminat talebinde bulunulmuş olmakla beraber, tespit edilen ihlal ile iddia
edilen maddi zarar arasında illiyet bağı bulunmadığı anlaşıldığından,
başvurucunun maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
31. Başvurucu tarafından yapılan
ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 198,35 TL harç ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.698,35 TL yargılama giderinin başvurucuya
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
32. Başvuruya konu yargılamanın
on bir yılı aşkın süredir devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma
hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan
bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü
zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa
sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir
örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucunun,
1. Makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın
36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının İHLAL
EDİLDİĞİNE,
B. Başvurucuya 13.300,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE,
başvurucunun tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucu tarafından yapılan 198,35 TL harç ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.698,35 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA
ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesine
gönderilmesine,
8/9/2014
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar
verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.