11. Hukuk Dairesi 2016/4413 E. , 2017/2892 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davada verilen 20/10/2015 tarih ve 2014/243-2015/462 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin rehabilitasyon merkezini işlettiğini, bu iş yerini önceki malik ve işleteni hali hazırda eğitim gören 94 öğrencisi ve çalışan personelleri ile birlikte devraldığını, adı altında işletmeye başladığını, devirden sonraki süreçte bir kısım personelin iş düzen ve ahlakına uymayan tavır ve davranışlar içerisinde olduklarının fark edildiğini, 2013 yılı sonunda bir kısım davalı personel ve eğitimcilerin işten ayrıldığını, davalıların önceden vardıkları fikir birliği içerisinde ve henüz vekil edeni kurumunda çalıştıkları sırada ortak olarakadı altında rehabilitasyon merkezi kurma çalışmaları içerisine girdikleri ve şirketi kurarak ticaret sicilde 22/11/2013 tarihinde ilan ettiğini, davalıların kuruma ait bilgi ve belgeleri, öğrenci adres ve telefon bilgilerini kullanarak öğrencileri kendi kurumlarına çektiklerini, aynı zamanda müvekkil kurum çalışanlarını da aynı şekilde yanlarına çektiklerini, bunu yaparken müvekkil kurumu kötüleyerek yaptıklarını, bir kısım öğrenciler ve velilerinde davalıların şahsi araçları ile müvekkil kurumdan kayıtlarının silinerek kendi kurumlarına kayıtlarının yapılması için milli eğitime götürdüklerini, öğrenci velilerine ve şirket çalışanlarına şirketi kötüledikleri, bu şekilde aynı anda 65 öğrenci velisinin kurumdan kayıtlarının sildirilmesine sebep olduklarını, yaptıkları faaliyetlerin rekabet hükümlerine aykırı olduğunu iddia ederek oluşan zararın hesaplanarak yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Bir kısım davalılar vekili, müvekkillerinin tüm çalışması boyunca işini severek ve özveri ile yerine getirdiklerini, davacı işveren ortağı ve yöneticisi Kenan Kılıçoğlu"nun vekil edenlerine ve diğer çalışanlara psikolojik baskı uyguladığını, bayan çalışanları sık sık odasına çağırarak yüksek sesle hakaret eder bir şekilde iş yapış tarzını eleştirdiğini, elden verilen maaş farklarının bir
cezalandırılma aracı olarak kullanmak suretiyle geçirildiğini, kimi zaman ise hiç ödenmediğini, müdür odası, veli bekleme odası hatta bahçedeki kamelyaya kadar işyerindeki tüm odalara sesli ve görüntülü kayıt yapabilen kameralar yerleştirdiğini, çalışanların bu nedenle ruhsal durumlarının bozulduğunu, tedavi görmeye başladıklarını, şirket yetkilisinin haksız ve yasa dışı eylemleri nedeni ile müvekkillerinin işten ayrıldığını, daha sonra müvekkilerinin kendi aynı sektörde faaliyet göstermelerinin doğal olduğunu, rekabet yasağının yazılı olarak taahhüt edilmesi gerektiğini, oysa ki bir böyle bir durumun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava, haksız rekabete dayalı tazminat istemine ilişkin olduğu, davacı tarafça, davalılar hakkında ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgeleri açıklamak eylemi nedeni ile suç duyurusunda bulunulduğu, savcılık tarafından takipsizlik kararı verildiği, itiraz üzerine arafından itirazın reddine karar verilerek kesinleştiği, bu halde savcılık aşamasında tespit edilen maddi olgu mahkememiz açısından bağlayıcı olduğu, alınan bilirkişi raporunda haksız rekabetten dolayı bir zarar meydana gelmediği yönünde görüş bildirildiği, haksız rekabet, iktisadi rekabetin iyi niyet kurallarına aykırı olan aldatıcı davranış veya başka suretle her türlü kötüye kullanılması olduğu, mahkememizce dinlenen tanıklar ve toplanan bilgi ve belgeler de haksız rekabet yaptığını doğrulamadığı gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 15.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.