17. Hukuk Dairesi 2015/14718 E. , 2018/9041 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın, davacıya çarpmasıyla oluşan kazada ağır biçimde yaralanan davacının işgöremez hale geldiğini, sağ bacağını diz üzerinden kaybeden davacının sürekli bakıma muhtaç olduğunu, tedavi gideri yapmak zorunda kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 22.000,00 TL. işgöremezlik tazminatı, 5.000,00 TL. bakıcı gideri ve 3.000,00 TL. tedavi giderinin olay tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 03.07.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, maluliyet tazminatı taleplerini 37.323,42 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacının başvurusu üzerine 07.02.2008"de 22.977,08 TL. tedavi gideri ve 01.04.2008"de 16.000,00 TL. protez masrafını davacıya ödediklerini, poliçeden doğan sorumluluğun yerine getirildiğini ve başka sorumluluklarının kalmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bakiye limitle sınırlı biçimde ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında gerçek zarardan sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı tarafın tedavi gideri talebinin feragat nedeniyle reddine; diğer talepler yönünden davanın kısmen kabulü ile (davacının araç maliki ve sürücüsüne karşı açtığı davada hükmedilen bedellerle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) 3.699,54 TL"si bakım gideri olmak üzere toplam 37.323,42 TL. tazminatının 22.000,00 TL"lik kısmının dava ve bakiye kısmının ıslah tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle, işgöremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve tedavi giderinden oluşan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davaya konu kaza nedeniyle işgöremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve tedavi giderinin davalıdan tahsili isteminde bulunmuş; yargılama sırasında tedavi gideri talebinden feragat ederek diğer zarar kalemleri yönünden davasını sürdürmüş; dava dilekçesine konu ettiği 22.000,00 TL. işgöremezlik tazminatı talebini, ıslah yoluyla artırıp 37.323,42 TL"ye yükseltmiş; anılan işgöremezlik tazminatı ile birlikte 5.000,00 TL. bakıcı giderinin de davalıdan tahsilini istemiştir. Davaya konu edilen tazminat alacağı konusunda düzenlenen ve mahkemece de benimsenen 14.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda, sadece işgöremezlik tazminatı yönünden hesaplama yapılmış ve 63.625,98 TL. tazminat hesaplanmış; bakıcı gideri yönünden herhangi bir hesaplama yapılmamıştır. Mahkemece, davacının işgöremezlik tazminatı ve bakıcı giderine ilişkin toplam zararının 68.708,97 TL. olduğu, bu bedelden davalı ... şirketinin davadan önce ödediği 38.977,08 TL. tedavi giderinin düşülmesiyle belirlenen 37.323,42 TL. tazminatı davacının talep hakkı bulunduğu gerekçesiyle, anılan bedel hüküm altına alınmıştır.
Davacı vekilinin, 05.05.2015 tarihli celsede ve 30.06.2015 tarihli celsede, davalı sigortacının ödediği 38.977,08 TL"nin poliçedeki bedensel zarar halinde kişi başına 80.000,00 TL"lik limitten düşülmesi suretiyle saptanacak bedelin hüküm altına alınmasını talep ettiği dikkate alındığında, taleple bağlılık gereği, tedavi gideri ödemesinin maluliyete ilişkin limitten düşülmesinde bir usulsüzlük yoktur. Ne var ki mahkeme tarafından, davacının işgöremezlik tazminatı ve bakıcı giderine ilişkin toplam zararı 68.708,97 TL. olarak kabul edildikten sonra, tedavi gideri ödemesi olan 38.977,08 TL"nin (davacı tarafın kabulü de dikkate alınarak) 80.000,00 TL"lik poliçe teminat limitinden düşülmesi suretiyle belirlenecek miktarın tazminat olarak belirlenmesi gerekirken; belirlenen tazminat alacağından düşülmesi doğru değildir. Ayrıca, mahkeme kabulünde yer alan rakamlarla ilgili olarak yapılan hesaplama da hatalıdır (68.708,97 TL. tazminattan 38.977,08 TL"lik ödeme düşüldüğünde kalan miktar 29.731,89 TL. olduğu halde, mahkeme tarafından bu miktar 37.323,42 TL. olarak belirlenmiştir).
Açıklanan tüm bu nedenlerle; davacı tarafın, dava dışı araç maliki ve sürücüsüne karşı açtığı davada, işgöremezlik tazminatı dışında 3.699,54 TL. Bakıcı gideri zararına da
hükmedildiği ve anılan hükmün kesinleştiği, davacı vekili tarafından icra takibine konu edildiğinin beyan edildiği; eldeki davada ise, davacı tarafın kabulü gereği, davalının daha önce ödediği tedavi gideri bedelinin, davalı poliçesindeki tek limitten (80.000,00 TL) düşülmesi gerektiği hususları dikkate alınmak suretiyle ve davacı yanın sebepsiz zenginleşmesine sebep olmamak üzere, araç maliki ve sürücüsü aleyhine hüküm altına alınan bakıcı giderinin davacı yanca tahsil edilip edilmediği araştırıldıktan sonra; davacı yanın kabulünde olan hesap biçimi ile davacının zarar miktarına ilişkin 14.04.2015 tarihli hesap raporu da gözetilmek suretiyle, davacının işgöremezlik tazminatı ve bakıcı gideri talepleri hakkında hüküm tesisi gerekirken; eksik inceleme ve yanlış hesaplamalarla, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
2-Davacı taraf, dava ve ıslah dilekçesinde, davaya ve ıslaha konu ettiği maddi tazminatlar için, kaza tarihinden itibaren faize karar verilmesini istemiş; mahkemece, dava dilekçesinde istenen miktarlara dava tarihinden, ıslah dilekçesine konu edilen bölüme ise ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir.
Trafik sigortacısı olan davalının, 2918 sayılı KTK"nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları"nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalı sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın, davadan önce başvurusunun bulunmadığı durumda ise, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
Davacı taraf, kaza tarihi itibariyle davalı sigortacıya başvuruda bulunduklarını iddia etmiş olup, davalı nezdinde açılan hasar dosyasına ilişkin belgelerin sadece bir kısmının dosya kapsamında bulunduğu ve bu belgelere göre davacının dava tarihinden çok önce davalıya başvurduğu anlaşılmaktadır. Anılan hasar dosyasının tamamı dosya içinde olmadığı için, davacı yanın başvuru tarihi saptanamamakla birlikte, davalının eksper rapor tarihi ile davacıya tedavi gideri ödemesi yaptığı tarihler dikkate alındığında, davalıya dava tarihinden önce başvuru yapıldığı açık olduğundan, mahkemenin temerrüt faizinin başlangıç tarihine ilişkin kabulü de hatalıdır.
Bu durum karşısında; davalı nezdinde açılan hasar dosyasına ilişkin tüm belgelerin getirtilmesi ve davacının başvuru tarihinin net biçimde saptanması; saptanan tarihten
sonraki 8. işgününün sonu itibariyle, davalının tazminatın tamamı için (dava ve ıslaha konu edilen) mütemerrit olduğunun kabulüyle faize karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi de bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.