17. Hukuk Dairesi 2015/17209 E. , 2018/9043 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalının işleten/ sürücüsü olduğu aracın yaptığı tek taraflı kazada, araçta yolcu olarak bulunan davacıların eşi/ babası Önder"in öldüğünü, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldığını ve manevi zarara uğradıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL. maddi ve 8.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu alacakların zamanaşımına uğradığını, davaya konu kaza esnasında davacılar murisinin aracı kullandığını, kazayı yapan davalı olmadığı için de zarardan sorumlu tutulamayacağını, istenen manevi tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 500,00 TL. maddi tazminatın ve herbir davacı için 4.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline; dava dışı trafik sigortacısı tarafından yapılan ödemeyle zararı karşılanan ve bakiye alacağı bulunmayan davacı ..."in maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı vekilinin maddi tazminata ilişkin temyiz talebinin incelenmesinde; 6100 Sayılı HMK"nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2014 tarihinden itibaren 1.890,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Temyize konu kararda, davalı aleyhine hükmolunan maddi tazminatın 500,00 TL. olduğu görülmektedir. Karar, anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden, hüküm altına alınan maddi tazminat kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden; davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 109/2. maddesi gereği, uzamış ceza zamanaşımı süresi içinde davanın açılmış olmasına; davaya konu kazadaki ölüm olayından kaynaklanan manevi zararın dava konusu edilmiş olmasına ve bu yönden davacı talebini aşan bir karar verilmemiş olmasına; manevi tazminatın takdirinde TBK"nun 56. (BK"nun 47.) maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına; davacı tarafın talep ettiği manevi tazminatın tamamının hüküm altına alınmış olması karşısında, davacı yanın bu yöne ilişkin temyizde hukuki yararının bulunmamasına; maddi tazminatın hesabına ilişkin uzman bilirkişi raporunun, aşağıdaki bentte açıklanan yön dışında, Dairemiz uygulamalarına uygun doğru hesaplamaları içermesine göre; davalı vekilinin diğer yönlere ilişkin tüm temyiz itirazları ile davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dava, 6098 sayılı TBK"nun 53. ve 56. (818 sayılı BK"nun 45/2. ve 47.) maddeleri gereğince destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu yardımın miktarı belirlenmelidir. Ölenin parasal veya bedensel destekliğinin derecesi ile bundan yoksun kalanların tazminat isteklerinin ölçüsü ya da hesaplama yöntemi konusunda, öğretide görüş birliği yoktur. Gerçek yardım miktarının yeterli delillerle ispat edilemediği durumlarda yargıç, takdir hakkını kullanarak yardım miktarını belirleyebilecektir. Bu belirlemede, destek ile destek olunan kimse arasındaki yakınlığın derecesi, aralarındaki manevi bağ, davacıların yaşları, dahil oldukları sosyal ve ekonomik çevre, yaşam standartları, cinsiyetleri gibi bakım ilişkisine ve miktarına etkili olabilecek unsurlar da göz önünde bulundurulacaktır. Hayatın olağan akışı içinde, destek
sayılan kimsenin baktığı kimselere gelirini belli paylara bölerek baktığı pek söylenemese de tazminat hesabında bir paylaştırma yapmak zorunlu hale gelmektedir.
Davacı eş Saniye"nin desteği olan eşi Önder"in, davacılar dışında destek tazminatı talep hakkı olan hak sahibinin bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda, ölenin kızı olan Pelin"in destek alma hakkının sona erdiği tarihten sonra, tek hak sahibi olan davacı eş için %50 pay üzerinden tazminat hesaplanması gerekir.
Mahkemenin hükme esas aldığı raporda bilirkişi tarafından, davacı eş Saniye"nin tek hak sahibi olduğu 19 yıllık dönem için hesaplama yapılırken, desteğin gelirinin % 70"inin 2/3"ü oranında davacı eşe pay ayrılacağı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Trafik kazası sonucu ölen, evli ve hak sahibi bir çocuğu olan Önder ölmeseydi, davacı çocuk Pelin"in destekten çıkmasından sonra, gelirini tek hak sahibi olan eşi ile eşit biçimde paylaşacağı kabul edilerek hesaplama yapılması gerekeceğinden, esas alınan rapor bu yönden hatalıdır.
Bu durumda mahkemece; davacı eşin destek payının, tek hak sahibi olduğu dönem için, desteğin gelirinin %50"si olarak esas alınması suretiyle hesaplama yapılması konusunda, daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, payların hatalı belirlendiği bilirkişi raporu doğrultusunda, eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin, davalı aleyhine hükmolunan maddi tazminata ilişkin kısım yönünden, mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer yönlere ilişkin tüm temyiz itirazları ile davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; aşağıda dökümü yazılı 422,40 TL kalan harcın temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 15/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.