
Esas No: 2014/15024
Karar No: 2014/15024
Karar Tarihi: 22/11/2017
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
EBRU BAYRAM BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2014/15024) |
|
Karar Tarihi: 22/11/2017 |
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Burhan ÜSTÜN |
Üyeler |
: |
Hicabi DURSUN |
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN |
|
|
Kadir ÖZKAYA |
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ |
Raportör |
: |
Akif
YILDIRIM |
Başvurucu |
: |
Ebru BAYRAM |
Vekili |
: |
Av. Ramazan
DEMİR |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, tutukluluğun makul süreyi aşması ve Cumhuriyet
savcısının verdiği mütalaaya karşı görüş alınmadan tutukluluk hâlinin devamına
karar verilmesi nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının; yargılamanın
makul sürede sonuçlandırılmaması, mahkûmiyet kararının gerekçesiz olması, ana
dilde savunma talebinin reddedilmesi ve haksız yere mahkûmiyet kararı verilmesi
nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 5/9/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Birinci Bölüm Birinci Komisyonunca başvurucunun adli yardım
talebinin kabulüne karar verilmiştir.
5. Birinci Bölüm Birinci Komisyonunca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
6. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu, isnat edilen suçlara ilişkin olarak 25/2/2011
tarihinde gözaltına alınmış ve aynı tarihte tutuklanmıştır.
9. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı (CMK mülga 250. madde ile
görevli) 1/4/2011 tarihli
iddianame ile başvurucunun PKK terör örgütü adına suç işleme, terör örgütünün
propagandasını yapma, mala zarar verme, patlayıcı maddeleri izinsiz olarak
bulundurma, genel güvenliği kasten tehlikeye sokma ve görevi yaptırmamak için
direnme suçlarını işlediğinden bahisle cezalandırılması istemiyle hakkında kamu
davası açmıştır.
10. Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK mülga 250. madde ile
görevli) 28/12/2012 tarihli ve E.2011/87, K.2012/326 sayılı kararıyla başvurucunun mala zarar verme, memura
görevini yaptırmamak için direnme, genel güvenliği kasten tehlikeye sokma,
silahlı terör örgütü üyeliği ve patlayıcı maddeleri izinsiz olarak bulundurma
suçlarından hapis ve adli para cezalarıyla cezalandırılmasına ve tutukluluk
hâlinin devamına karar vermiştir.
11. Anılan kararın başvurucu tarafından temyiz edilmesi üzerine
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 15/4/2014 tarihli ve E.2013/18110, K.2014/4538 sayılı
kararıyla genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçu yönünden hükmü bozmuş;
diğer mahkûmiyet hükümlerini ise onamıştır.
12. Bu arada 21/2/2014 tarihli ve 6526 sayılı Kanun"un 1.
maddesiyle 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun (CMK)
mülga 250. maddesiyle görevlendirilen özel yetkili mahkemeler kapatılmıştır.
Bunun üzerine bozulan hükme ilişkin yapılan yargılama dosyası Adana 3. Ağır
Ceza Mahkemesine tevzi edilmiştir.
13. Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtayın
kısmi bozma kararını ceza infaz kurumu aracılığıyla başvurucuya 4/8/2014
tarihinde tebliğ etmiştir. Daha sonra dosya, yargılamanın suçun işlendiği yer
mahkemesince yapılması gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararıyla Mersin Ağır
Ceza Mahkemesine gönderilmiştir.
14. Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesi 26/12/2014 tarihli ve
E.2014/468, K.2014/454 sayılı kararıyla başvurucunun müsnet
suçtan beraatine karar vermiştir.
15. Başvurucu 5/9/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
16. Mahkemenin 22/11/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
17. Başvurucu; tutukluluk
hâlinin devamına ilişkin kararlara yapılan itirazın soyut ve matbu gerekçelerle
reddedildiğini, itirazların dosya üzerinden ve duruşmasız olarak incelendiğini,
bu aşamada Savcılık tarafından sunulan mütalaaların kendisine tebliğ
edilmediğini ileri sürmüştür. Başvurucu ayrıca, hakkındaki soruşturmanın bizzat savcılık tarafından
yürütülmesi gerekirken kolluk görevlileri tarafından yürütüldüğünü, isnat
edilen suçlara ilişkin olarak Mahkeme tarafından hiçbir somut ve gerçekçi
değerlendirme yapılmadığını, isnat edilen fiiller arasındaki nedensellik
bağının hukuka uygun delillerle ortaya konulamadığını, somut olaya ilişkin
delillerin yeterince araştırılmadığını ve deliller arasındaki çelişkilerin
giderilmediğini, ara kararlarına yapılan itirazların gerekçesiz olarak
reddedildiğini, ana dilde savunma yapma talebinin reddedildiğini, müdafii beklenmeksizin hakkında mahkûmiyet kararı
verildiğini ve yargılamanın makul sürede sonuçlandırılamadığını belirterek
güvence altına alınan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve ihlalin
tespiti ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
18. Başvurucunun bozulan hükme ilişkin yürütülen yargılamaya
yönelik bir şikâyeti bulunmamaktadır.
B. Değerlendirme
19. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un 47. maddesinin (5) numaralı
fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü"nün 64.
maddesinin (1) numaralı fıkrası gereği bireysel başvurunun başvuru yollarının
tüketildiği, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten
itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.
20. Somut olayda, nihai kararın tebliğ edildiği 4/8/2014
tarihinden itibaren otuz günlük başvuru süresi geçtikten sonra 5/9/2014
tarihinde adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine yönelik bireysel başvuruda
bulunulduğu anlaşılmıştır.
21. Diğer taraftan bir suç isnadına bağlı olarak tutuklulukla
ilgili şikâyetleri içeren bireysel başvurunun -ilk derece mahkemesince hüküm
ile birlikte verilen tutukluluğun devamı kararına itiraz edilmemiş ise- kararın
verildiği tarihten itibaren, itiraz edilmiş ise itiraz merciince verilen
kararın öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekmektedir (Muhammet Ömeroğlu, B. No: 2014/657,
17/5/2016, § 40). Somut olayda başvurucu tarafından ilk derece mahkemesince
hüküm ile birlikte verilen tutukluluğun devamı kararına itiraz edildiğine
yönelik bir bilgi ve/veya belge bulunmamaktadır. Bu nedenle başvurunun ilk
derece mahkemesinin nihai kararını verdiği 28/12/2012 tarihinden itibaren otuz gün
içinde yapılması gerekirken 5/9/2014 tarihinde yapılan bireysel başvuruda süre
aşımı olduğu sonucuna varılmıştır.
22. Açıklanan nedenlerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin süre
aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun süre aşımı nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi
mağduriyetine neden olacağından başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten
TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 22/11/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.