"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "taahhüt ve ihtiyaç nedeniyle tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (İzmir Yedinci Sulh Hukuk Mahke-mesi)"nce karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 05.08.2004 gün ve 2004/575-1097 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Altıncı Hukuk Dairesinin 28.02.2005 gün ve 146-1494 sayılı ilamı ile,
(...Dava ihtiyaç ve taahhüt nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Kiralanan yargılama sırasında tahliye edilmiş olup, mahkemece konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, davacı yararına vekalet ücreti takdirine gerek bulunmadığına karar verilmiş ve hüküm davacı vekili tarafından vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Mahkemece işin esasına girilip deliller toplandıktan sonra davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğine göre, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesine göre davacı yararına vekalet ücreti tayini gerekirken yazılı şekilde yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi hatalı olmuştur...)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davacı vekili
Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davacı, oğulları ile birlikte inşaat işi ile uğraştığını, işlerin durgun olması nedeniyle oğulları ile birlikte beyaz eşya işine girmek istediğini, mülkiyeti kendisine ait olup davalının kiracı olarak bulunduğu dükkanın bu iş için uygun olduğunu ileri sürerek ihtiyaç nedeniyle ve ayrıca adi tahliye taahhütnamesine dayalı olarak kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının kötüniyetli olduğunu, yapmak istediği iş için kullanabileceği başkaca boş dükkanlarının bulunduğunu, adi tahliye taahhütna-mesindeki imzanın da kendisine ait olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Yargılama sırasında davacı tanıkları dinlendiği, davalı 08.07.2004 tarihinde taşınmazı boşaltıp anahtarı davacıya teslim etmiş olduğu, imza incelemesinden davacı vekilinin de talebi ile vazgeçildiği anlaşılmaktadır.
Mahkeme gerekçeli kararında; davacının talebini mevcut delil durumuna göre ticaretin tevsii (genişletilmesi) olarak yorumlayıp istikrarlı Yargıtay İçtihatlarına göre bu durumda ihtiyaç iddiasının samimi olmadığı, dayanılan adi tahliye taahhütnamesindeki imzanın ise davalıya ait olduğunun saptanamadığı, gerekçesi ile davacı davada haklı olduğunu ispatlayamadığmdan, konusuz kalan davanın reddi ile birlikte, davacı yararına vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
Özel Dairece yukarıya aynen alınan gerekçelerle hükmün bozulması üzerine mahkeme önceki kararında direnmiştir.
Kural olarak bir davada asıl talebin konusuz hale gelmesi durumunda, bunun fer"i (yan) niteliğindeki diğer talepler hakkında yargılamaya devam edilerek, bunlar hakkında da bir karar verilmesi gerekir. Diğer bir söyleyişle, davanın konusuz kalması halinde mahkemenin yargılamaya devam ederek, davanın açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit edip, o tarafı yargılama giderlerine ve vekalet ücretine mahkum etmesi gerekir (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt 3, Sayfa 3030 vd., 6. Baskı, 2001).
Somut olayda; davacı vekili mevcut delil durumuna göre karar verilmesini istediğine, toplanan delil durumuna göre mahkemece değerlendirme yapılıp ihtiyaç iddiasının samimi görülmemesine, adi tahliye taahhütnamesinin altındaki imza inkar edilip, davalıya ait olduğunun da saptanamamasına göre, davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesinde bir hukuka aykırılık bulunmamakta olup, bu nedenle direnme kararı doğru olup onanmalıdır.
Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle (ONANMASINA), gerekli temyiz ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına 21.12.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.