17. Hukuk Dairesi 2016/6032 E. , 2018/9253 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü;
-K A R A R-
Davacı vekili, 29/03/2013 günü gerçekleşen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, kaza hakkında dava açıldığını, davalı sürücü ..."in bu süre içerisinde adına kayıtlı taşınmazını dahili davalı ..."na sattığının ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtıkları tazminat davasında mahkemece tespit edildiğini, yapılan işlemin mal kaçırmaya yönelik olduğunu belirterek satış işleminin muvazaa nedeniyle iptal edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın açıldığı tarihte taşınmazın davalı müvekkili adına kayıtlı olmaması nedeniyle davanın husumet nedeniyle aksi halde aciz belgesi sunulmadığından dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, davalının oğlunu kaybetmesi üzerine yalnız kaldığını ve hasta olduğunu, çalışamaz durumda olmasından dolayı maddi durumunun kötüye gittiğini, hastalığından dolayı tedavi gördüğünü, sürekli olarak akrabası ..."ndan yardım aldığını ve geri ödemekte zorlandığını, ..."na ve başkalarına olan borcunu ödemek amacıyla evini ..."na satmak istediğini, ... akrabası olduğundan evin eşi üzerine devrinin yapılmasını belirttiğini, ..."nun satın aldığı evin tapu kaydını eşinin üzerine yaptığını, satışın muvazaalı olmadığını, satış tarihinde ceza veya hukuk davası bulunmadığını, davalının satmış olduğu evden başka bir evi veya başka bir taşınmazının bulunmadığını, borçlarından dolayı evi sattığını, satılan taşınmazın değeri 120.000,00 TL olarak davacı tarafça belirtilmesine rağmen dava değerinin 1.000,00 TL olarak gösterilmesi nedeniyle eksik harcın tamamlanması için davacı tarafa süre verilmesi gerektiğini beyan ederek neticede davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dahili davalı ..., diğer davalının ablasının eşi olduğunu, ..."in çalışamadığı için bazı giderlerini karşılayamadığını, kendilerinden yardım aldığını, hatta başkalarına olan borcunu dahi eşi ..."nun ödediğini, eşi ..."nun ... SEKA işletmesinden emekli olduğu için maddi durumunun iyi olduğunu, ..."in evini satmak istediğini, eşinin de davalıya yardım ettiğini, bu yardımlara ve alacağa karşılık eşinin de evi almak istediğini ve evi alarak kendi üzerine yaptırdıklarını, muvazaalı bir satış düşünmediklerini belirterek öncelikle aciz belgesi sunulmaması halinde davanın reddine, aksi halde satışta muvazaa bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan delillere göre; muvazaa bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava BK 19. maddesine dayalı açılmış muvazaalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda iddia olunan ve yargılaması halen devam eden alacak, 29.03.2013 tarihli trafik kazasından (Haksız fiilden) doğduğundan mahkemece borcun doğum tarihi olarak kaza tarihinin esas alınması gerekir. Tasarruf borcun doğum tarihinden sonra yapılmış olması nedeniyle bu yöndeki dava şartının gerçekleştiğinin ve bu davayı açmakta hukuki yararın bulunduğunun kabulü gereklidir. Aksi düşünce dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Bu durumda mahkemece yargılaması devam eden ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/534 Esas sayılı dosyasının sonucunun ve alacağın kesinleşmesinin beklenmesi, sonucuna göre toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de, somut olayda her ne kadar dava konusu taşınmaz davalı ... tarafından dahili davalı ..."na bedeli mukabilinde devredilmiş ise de, bilirkişi incelemesi sonucu ortaya çıkan bedel farkı, davalı ..."in borçlu ..."nın eşinin kız kardeşi olması, tanıkların davalıların birlikte oturduklarını beyan etmesi karşısında borçlu ..."nın amacını ve durumunu bilebilecek kişilerden olması ve muvazaalı satışın somut olayda gerçekleşmiş bulunmasına göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken mahkemece aksi yönde hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.