Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/17510
Karar No: 2018/9255
Karar Tarihi: 17.10.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/17510 Esas 2018/9255 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/17510 E.  ,  2018/9255 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : Ticaret Mahkemesi



    Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili, davalı ... vekili ve davalı ...Ş. vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili, davalılardan Euro Sigorta A.Ş. nezdinde ZMMS ile sigortalı ve dava dışı ... "a ait ... plakalı ticari taksi ile davacıların murisi müteveffa ... in kendi sevk ve idaresinde seyretmekte iken birden yolun daralması nedeniyle otel giriş duvarına çarpması sonucu vefat ettiğini, davacıların destekten yoksun kaldıklarını, olay yerine yolun daralmasını gösteren işaret konulmadığından davalı belediyenin kusurlu olduğunu, davacıların maddi ve manevi zararlarının doğduğunu belirterek fazlaya ilişkin talep hakkları saklı kalmak kaydı ile toplam 2.500,00 TL harca esas değer belirlenerek, talep edilen destekten yoksun kalma tazminatının davalı belediyeden olay tarihinden, sigorta şirketinden ise temerrüd tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminatın da sorumluluğun derecesine ve maddi zararın kapsamında göre belirleneceğini belirterek olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davacılar vekili, 12.4.2013 havale tarihli dilekçesi ile, talebi hakkında açıklama yapmış ve maddi tazminat miktarının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla
    davacı ... için 400,00 TL, Aykut için 700,00 TL, Ümit için 700,00 TL, Kübra için 700,00 TL olmak üzere toplam 2.500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı ... yönünden olay tarihinden, sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsiline karar verilmesini, manevi tazminat taleplerinin sorumluluğun derecesine göre ve maddi zararın hesabından sonra yargılamanın son aşamasında belirleneceğini belirtmiştir.
    Davacılar vekili 24/09/2013 tarihinde verdiği dilekçe ile davacılardan ... için 50.000,00 TL diğer davacılar için ise 20.000,00"er TL olmak üzere 110.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı belediyeden tahsiline karar verilmesini talep etmiş ve talebine ilişkin harcını yatırmıştır.
    Davacılar vekili, 03/07/2014 havale tarihli ıslah dilekçesinde, maddi tazminat yönünden talebini ıslah ederek davacı ... için 188.944,49 TL, ... için 37.287,25 TL, ... için 37.287,25 TL ve ... için ise 11.747,97 TL olmak üzere toplam 275.266,96 TL destekten yoksun kalma tazminatının işlemiş ve işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... şirketi vekili, aracın müvekkili nezdinde sigortalı olduğunu, ancak sorumluluğun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, olayda sürücü murisinin %100 kusurlu olması nedeniyle sigorta şirketinin sorumlu olamayacağını, ayrıca davadan önce kaza ve hasarın ihbar edilmediğini, yine SGK"dan tazminat alınıp alınmadığının tespiti gerektiğini, müvekkili şirketten faiz talep edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı İBBB vekili, olay yerine göre yetkili mahkemenin ... mahkemeleri olduğunu, müvekkili yönünden görevli yargı yerinin idari yargı olduğunu, olay yerinde yapılan yol çalışmasının ihale ile başka bir firmaya verildiğini ve ihalenin 23.5.2007 tarihinde başladığını ve 29.12.2010 tarihinde tamamlandığını, davaya konu kazanın 30.10.2012 tarihinde meydana geldiğini, müteahhit firma ile yapılan sözleşme gereğince sorumluluğun kendilerinde olmadığını, kanununda da sorumluluğun Karayolları Genel Müdürlüğüne verildiğini, müvekkili idareye kusur ve sorumluluk yüklenemeyeceğini, olay vaktinin gece, havanın ise yağışlı olmasından dolayı yol kusurundan söz edilemeyeceğini, dolayısıyla belediyenin kusurlu olduğunu ileri sürmenin
    dayanağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacıların maddi tazminat taleplerinin kabulü ile davacı ... için 188.944,49 TL, ... için 37.287,25 TL, ... için 11.747,97 TL ve ... için 37.287,25 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davalı ... şirketinden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere dava dilekçesinin tebliği üzerine sigorta genel şartlarında öngörülen 8 günlük ödeme süresinin dolmuş olduğu 21/03/2013 tarihinden itibaren, davalı belediyeden ise olay tarihi olan 30/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek değişik oranlardaki yasal faizleri ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davacıların manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile davacı ... için 10.000,00 TL, ... için 5.000,00 TL,... için 5.000,00 TL ve ... için 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 30/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek değişik oranlardaki yasal faizleri ile birlikte davalı belediyeden tahsili ile davacılara verilmesine, dair karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı ... vekili ve davalı ...Ş. vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
    1-Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Davaya konu olayda, yolda gerekli trafik işaretlemelerinin yapılmamış olması nedeniyle kazanın meydana geldiği iddiası ile davalı ... aleyhine husumet yöneltilmiştir.
    Görev konusu, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden (re"sen) dikkate alınması zorunludur.
    Belediyelerin de içerisinde bulunduğu kamu tüzel kişilerinin kamu hizmeti görmekle yükümlü bulunmaları nedeniyle, kamu hizmetleri sırasında verdikleri iddia olunan zararlardan dolayı oluşan sorumlulukları özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanunun 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası
    ikame edilmesi gerekmektedir. (H.G.K. 04.11.2015 tarih ... Esas, 2015/2364-2365-2368-2369-2370 Karar)
    O halde mahkemece, hizmet kusuruna dayanılarak ... aleyhine açılan bu davanın HMK 114/1-b.maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
    2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacı vekilinin 12.11.2014 tarihli celsede beyanında ek bilirkişi raporuna bir itirazı bulunmadığını belirtmesine göre, davacı vekilinin maddi tazminata yönelik tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    3-Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte BK"nın 45/II. maddesinin (6098 sayılı TBK m. 53) öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK"nın 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
    Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Somut olayda mahkemece alınan bilirkişi raporunda müteveffanın (destek) geliri hesaplanırken, Tüm Taşıma İşçileri Sendikasından yazılan müzekkere cevabına istinaden asgari ücretin 3,379 katı gelir elde edebileceği değerlendirilerek bu miktar üzerinden tazminat hesabı yapıldığı anlaşılmaktadır.
    Somut olayda taraflarla ilgili olarak sosyal ve ekonomik durum araştırması yapılmamıştır. Böyle bir davada gerçek zararın belirlenmesi için, farazi desteğin gelirinin daha net ve ispata yarar somut delilerle ortaya konulması gerekmektedir.
    Bu bakımdan müteveffanın gelirinin somut ve ispata yarar delillerle subuta ermediği dikkate alınarak, desteğin gelirinin detaylı olarak araştırılarak, varsa SGK kayıtları, vergi kayıtları da getirtilmek sureti ile aylık ne kadar gelir elde ettiği tespit edildikten sonra destek zararının hesaplanması gereklidir. Bu bakımdan desteğin elde ettiği gelirin belirlenmesi ile uzman aktüer bilirkişiden yeniden bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    4- Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması, aktif devrede zararın asgari geçim indirimi dahil edilerek, pasif devrede zararın asgari geçim indirimsiz asgari ücret düzeyinde olacağının kabulü gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır. Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira, asgari geçim indirimi (AGİ), ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasına esas ücrete dahil edilemez. Somut olayda; mahkemenin hükme esas aldığı 21.10.2014 tarihli ek hesap bilirkişi raporunda, aktif ve pasif dönem ayrımı yapılmış ve davacının muhtemel bakiye ömür süresine göre tazminat belirlenmişse de 60 yaşından sonraki muhtemel ömür süresinin pasif devre olarak belirlenmesinden sonra, pasif dönem için AGİ dahil edilmeyen asgari ücretten hesaplama yapmak gerekirken, aktif dönemdeki gelirin asgari ücretin 3.379 katı olduğu kabul edilerek pasif dönemde de aynı gelir düzeyi üzerinden hesaplama yapılması doğru görülmemiştir.
    5-Bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin
    temyiz itirazlarının kabulüne, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin maddi tazminata yönelik tüm, davalı ...Ş. vekilinin sair temyiz temyiz itirazlarının REDDİNE, (3)ve(4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...Ş. Vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 16,70 TL kalan onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve Euro Sigorta A.Ş."ye geri verilmesine 17/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi