Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 25.11.2010 tarih, 24365/27547 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki şikayetçiler tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
1-Şikayetçi Ö... İ... K....."ın karar düzeltme isteminin incelenmesinde;
Düzeltilmesi istenen Yargıtay ilamıyla bunda atıf yapılan mahkeme kararında yazılı gerekçeler ve dosyada mevcut belgeler karşısında karar düzeltme isteği yerinde görülmediği gibi HUMK. nun 440. maddesinde yazılı dört halden hiç birine de uymadığından İİK.nun 366. ve HUMK.nun 442. maddeleri uyarınca (REDDİNE), takdiren 190,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir yazılmasına, 38,20. TL ilam harcı alındığından karar düzeltme isteyenden başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
2-Şikayetçi ..... Ltd. Şti vekilinin karar düzeltme isteminin incelenmesinde;
Sair karar düzeltme istemleri yerinde değil ise de;
İİK. nun 134/2. maddesinde “ihalenin feshini, Borçlar Kanunu’nun 226. maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler, yurt içinde bir adres göstermek koşulu ile icra mahkemesinde şikayet yoluyla ihale tarihinden itibaren 7 gün içinde isteyebilirler” hükmüne yer verilmiştir.
Davacı asilin kendisini vekille temsil ettirmesi halinde dahi anılan maddede belirtilen bu koşulun yerine getirilmesi gereklidir. Zira vekilin vekaletten çekilmesi ihtimali gerçekleştiğinde davacı asile yapılacak tebligatlar için ve işin sürüncemede kalmamasını amaçlayan “yurt içinde adres gösterme koşulu” yerine getirilmelidir.
Somut olayda, şikayetçi .... Ltd. Şti vekilinin 25.07.2008 tarihli ihalenin feshi istemini içeren dilekçesinde yurtiçinde bir adres göstermediği tesbit edilmiştir. Davanın açılması sırasında şikayetçi vekilinin vekaletnamesini sunmadığı, mahkemece bu konuda süre verilmesinden sonra mahkeme dosyasına sunulduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, icra mahkemesince şikayetçinin, İİK’ nun 134/2. maddesindeki koşulu taşımayan dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken şikayetin esasının incelenmesi doğru değil ise de sonuçta istem reddedildiğinden karar sonucu itibari ile doğrudur. Ancak İİK. nun 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesine göre işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde davacının para cezasına hükmedilemeyeceği öngörülmektedir. Bu durumda şikayetçinin ihalenin feshi isteminin yurt içinde bir adres göstermemesi nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddedileceğinden aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekmekle beraber anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından karar düzeltilerek onanması gerekirken, Dairemizce hükmün onandığı anlaşılmakla şikayetçi vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Şikayetçi ... Ltd. Şti vekilinin karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 2010/24365 Esas, 2010/27547 Karar Sayılı ve 25.11.2010 tarihli onama ilamının adı geçen şikayetçi yönünden kaldırılmasına, İstanbul 10.İcra Mahkemesi"nin 14.07.2010 tarih, 2008/1640 Esas, 2010/1097 Karar sayılı kararının hüküm bölümünün para cezasına ilişkin (2) no"lu bendinde yer alan “ davacılardan eşit olarak alınarak hazineye irat kaydına” sözcüklerinin tamamının silinerek karar metninden çıkartılmasına, yerine “ davacı Ö... İ... K....’ dan alınarak hazineye irat kaydına” sözcüklerinin yazılmasına mahkeme kararının düzeltilmiş bu şekli ile İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, 23.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.