Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/1624
Karar No: 2021/1089

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/1624 Esas 2021/1089 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2020/1624 E.  ,  2021/1089 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Beraat

    Sanık ... hakkında, ele geçirilemeyen sahte nüfus cüzdanını kullanmak suretiyle Denizbank Kurtköy Şubesine kredi başvurusunda bulunduğu ve buradan 5000 TL kredi çektiği iddiası ile resmi belgede sahtecilik suçundan açılan davada, her ne kadar kredi sözleşmesi nedeniyle bir dava açılmamış ise de; sanığa yüklenen resmi belgede sahtecilik suçu bakımından, bankaya sahte belge ibraz edilerek kredi sözleşmesi imzalamaktan ibaret eyleminde, resmi belgede sahtecilik suçunun hedef aldığı kurum ve suçtan doğrudan zarar görenin adı geçen banka olduğu, bu nedenle şikayetçi Denizbank A.Ş."nin davaya katılma ve hükmü temyiz etme hakkı bulunduğu anlaşılmakla tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
    Sanığa yüklenen resmi belgede sahtecilik suçunun, suç tarihi itibarıyla Kanun’da öngörülen cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı Kanun’un 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suçun işlendiği tarihten temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun"un 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK"nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 04.02.2021 tarihinde üye ..."ın katılan sıfatıyla temyiz eden Denizbank A.Ş."nin katılma hakkının bulunmadığı ve bu sebeble temyiz isteminin reddine karar verilmesi yönündeki karşı oyu ve oy çokluğu ile karar verildi.


    KARŞI OY

    Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükmünün katılan banka vekilinin temyizi üzerine sayın çoğunluğun bankanın davaya katılma hakkının bulunduğuna ve katılan vekilinin temyizi üzerine kurulan beraat hükmünün suç ve inceleme tarihleri arasında zaman aşımı gerçekleştiğinden bahisle davanın düşmesine ilişkin kararına iştirak etmek mümkün bulunmamıştır, zira;
    Yargıtay Ceza genel Kurulunun yerleşik içtihatlarında belirtildiği üzere;
    ""5271 sayılı CMK"nin 237. maddesinin birinci fıkrasında “Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikâyetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler.” hükmü ile kamu davasına katılma hak ve yetkisi bulunanlar üç grup hâlinde belirtilmiştir. Bu düzenleme, 1412 sayılı CMUK"nin 365. maddesindeki; “Suçtan zarar gören herkes, soruşturmanın her aşamasında kamu davasına müdahale yolu ile katılabilir.” hükmü ile benzerlik göstermekte ise de yeni hükme, önceki kanunda yer almayan malen sorumlu ve dar anlamda suçtan zarar göreni ifade eden mağdur da eklenmek suretiyle, madde; öğreti ve uygulamadaki görüşlere uygun olarak, katılma hak ve yetkisi bulunduğu kabul edilenleri kapsayacak şekilde düzenlenmiştir.
    Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanların kanunun kendilerine tanıdığı hak ve yetkileri haiz olarak davada Cumhuriyet savcısının yanında yer almasına öğreti ve uygulamada “Davaya katılma” veya “Müdahale” denilmekte, davaya katılma talebinin kabul edilmesi hâlinde ise davaya katılma isteminde bulunan kişi “Katılan” ya da “Müdahil” sıfatını almaktadır.
    Gerek CMK’da, gerekse CMUK’da kamu davasına katılma konusunda suç bakımından bir sınırlama getirilmemiş, ilke olarak şartların varlığı hâlinde tüm suçlar yönünden kamu davasına katılma kabul edilmiştir. Öğreti ve uygulamada kamu davasına katılma yetkisi bulunan kişinin “Suçtan zarar görmesi” şartı aranmış, ancak kanunda “Suçtan zarar gören” ve “Mağdur” kavramlarının tanımı yapılmadığı gibi, zararın maddi ya da manevi olduğu hususu bir ayrıma tabi tutulmamış ve sınırlandırılmamıştır. Bu nedenle konuya açıklık kazandırılırken öğretideki görüşlerden de yararlanılarak, maddede katılma yetkisi kabul edilen, “Mağdur”, “Suçtan zarar gören” ve “Malen sorumlu” kavramlarının, kamu davasına katılma hususundaki uygulamaya ışık tutacak biçimde tanımlanması gerekmektedir.
    Malen sorumlu; işlenmiş olan suçun hükme bağlanması ve bunun kesinleşmesinden sonra, maddi ve mali sorumluluk taşıyarak hükmün sonuçlarından etkilenecek veya bunlara katlanacak kişidir.
    Mağdur; Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlüğünde, “Haksızlığa uğramış kişi” olarak tanımlanmaktadır. Ceza hukukunda ise mağdur kavramı, suçun konusunun ait olduğu kişi ya da kişilerdir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun hazırlanmasında esas alınan suç teorisinde suçun maddi unsurları arasında yer alan mağdur, ancak gerçek bir kişi olabilecek, tüzel kişilerin suçtan zarar görmeleri mümkün ise de, bunlar mağdur olamayacaklardır. Suçtan zarar gören ile mağdur kavramları da aynı şeyi ifade etmemektedir. Mağdur suçun işlenmesiyle her zaman zarar görmekte ise de, suçtan zarar gören kişi her zaman suçun mağduru olmayabilir. Bazı suçlarda mağdur belli bir kişi olmayıp; toplumu oluşturan herkes (geniş anlamda mağdur) olabilecektir (Mehmet Emin Artuk- Ahmet Gökcen – A. Caner Yenidünya, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 9. Bası, Adalet Yayınevi, Ankara, 2015, s.289; İzzet Özgenç, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 11. Bası, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2015, s.214-217; Mahmut Koca-İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 8. Bası, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2015, s.106-107; Osman Yaşar-Hasan Tahsin Gökcan-Mustafa Artuç, Türk Ceza Kanunu, 6. cilt, Ankara, 2010, s.7702-7703).
    Kamu davasına katılmak için aranan “Suçtan zarar görme” kavramı Kanun"da açıkça tanımlanmamış, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; “Suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hâli” olarak anlaşılıp uygulanmış, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceği kabul edilmiştir. Nitekim bu husus, Ceza Genel Kurulunun 03.05.2011 tarihli ve 155–80, 04.07.2006 tarihli ve 127–180, 22.10.2002 tarihli ve 234–366 ile 11.04.2000 tarihli ve 65–69 sayılı kararlarında; “Dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez.” şeklinde açıkça ifade edilmiştir.
    Uyuşmazlık konusuna ilişkin olarak, bir tüzel kişinin kamu davasına katılabilmesi için CMK"nin davaya katılmayı düzenleyen genel kural niteliğindeki 237. maddesinde belirtilen şartın gerçekleşmesi, başka bir deyişle suçtan doğrudan zarar görmüş olması veya herhangi bir kanunda, belirli bir tüzel kişinin bazı suçlardan açılan kamu davalarına katılmasını özel olarak düzenleyen bir hükmün bulunması gerekir. Örneğin 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun davaya katılmayı düzenleyen 18. maddesi uyarınca Gümrük İdaresinin, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca Hazine ve Maliye Bakanlığının, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 162. maddesi uyarınca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun usulüne uygun başvuruda bulunmaları hâlinde kamu davasına katılacakları açıkça hükme bağlanmıştır. Özel kanun hükümleri uyarınca davaya katılmanın kabul edildiği bu gibi durumlarda, belirtilen kurumların suçtan zarar görüp görmediklerini ayrıca araştırmaya gerek bulunmamaktadır. Ceza Genel Kurulunun 03.05.2011 tarihli ve 155-80, 22.10.2002 tarihli ve 234-366 ve 21.02.2012 tarihli ve 279–55 ile 15.04.2014 tarihli ve 599-190 sayılı kararlarında da aynı sonuca ulaşılmıştır.""
    Bu açıklamalar ışığında resmi belgede sahtecilik suçunun mağdurunun kamu olduğu ve katılmasına karar verilen bankanın mağdur ve malen sorumlu sıfatlarının bulunmadığı, bankanın nitelikli dolandırıcılık suçu nedeniyle katılma hakkının bulunduğu ve dolandırıcılık suçu nedeniyle kurulan hükmün Yargıtay yüksek 15. Ceza dairesince onanarak kesinleştiği temyiz kapsamında bulunmadığı, sahteleştirilen nüfus cüzdanı yönünden açılan resmi belgede sahtecilik suçu nedeniyle bankanın doğrudan zarar gören sıfatı bulunmadığı gibi bankadan kredi çekme olayı nedeniyle sahteleştirilen nüfus cüzdanı dışında sahteleştirilen herhangi bir belgenin iddianamede dava konusu edilmediğinin anlaşılması karşısında sanık hakkında sahte nüfus cüzdanının sahteleştirilmesi nedenine hasredilen resmi belgede sahtecilik suçundan dolayı Denizbank A.Ş."nin katılma hakkı bulunmadığı dolayısıyla mahkemece hukuka aykırı olarak verilen katılma kararına hukuki değer atfedilemeyeceğinden anılan suçtan kurulan beraat hükmünü temyiz eden banka vekilinin temyiz isteminin CMUK"nin 317. maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği görüşü ile sayın çoğunluğun katılan vekilinin temyiz istemine dayalı olarak beraat hükmünün bozularak davanın düşmesine ilişkin kararına iştirak etmek mümkün bulunmamıştır. 04.02.2021




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi