17. Hukuk Dairesi 2016/2276 E. , 2018/9421 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu Fadime hakkında takip başlatıldığını, takibin semeresiz kaldığını, dava konusu taşınmazını 27.02.2013 tarihinde oğlunun patronu olan davalı ..."e devrettiğini belirterek, bu tasarrufların iptalini talep etmiş bilahare dava konusu taşınmazın dava dışı şahsa satılması üzerine dava bedele dönüşmüştür.
Davalı ... vekili, müvekkilinin oğlunun davalı ..."in yanında bir müddet çalıştığının doğru olduğunu ancak taşınmaz satışının hile ve tehdit ile yapıldığını satıştan hiç para almadığını bu konuda cumuhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunduklarını ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazın müvekkilinin işcisi aynı zamanda davalı borçlunun oğlu Emrullah"a verilen borç paraların karşılığı olarak devredildiğini, alacaklı ve borçlunun anlaşarak bu davanın açıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tasarrufa konu olan taşınmazın tapuda resmi şekilde 27.02.2013 tarihinde davalı ... tarafından diğer davalı ..."e 100.000,00 TL bedelle satılarak devredildiği, davalı ... tarafından satışın hile ve tehdit ile yapıldığı gerekçesi ile ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin ... esas sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescil davası açıldığı, Salih ve ..."ın karşılıklı olarak birbirlerini ... Cumhuriyet Başsavcılığına söz konusu taşınmazın devri olayı ile ilgili olarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, nitelikli yağma, güveni kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçundan dolayı şikayette bulundukları hususu, soruşturma dosyası içeriği, ceza dosyası içeriği, söz konusu
dosyalarda toplanan tüm deliller ve mevcut diğer delil durumu birlikte incelendiğinde; yapılan devir işleminin alacaklılardan mal kaçırma amacıyla muvazaalı bir şekilde yapıldığı hususunun davacı tarafça ispatlanamadığının sonuç ve kanaatine varıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, ... Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır.
Somut olayda,davacı alacaklı borçlu aleyhine ...İcra Müdürlüğünün 2013/6864 sayılı dosyasından 31.05.2012 tanzim tarihli bononun tahsili için takip başlatmış, borçlunun bonoda keşide yeri olmadığı yönünde yaptığı şikayetin kabulü ile takibin iptaline ilişkin ...İcra Mahkemesinin ... Esas 2013/873 Karar sayılı ilamı Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin ... Esas 2013/37114 karar sayılı ilamı ile
bozulmuş olup takip kesinleşmiştir. Borçlunun adresinde 23.05.2013 tarihinde yapılan hacizde hacze kabil mal bulunamamış olup haciz tutanağı İİK"nun 105 maddesi kapsamında aciz belgesi niteliğinde olduğu sabittir. Dava konusu taşınmaz ise borcun doğmundan sonra 27.02.2013 tarihinde borçlu tarafından davalı üçüncü kişiye satılmıştır. Davalı üçüncü kişi satışın borçlunun oğluna verilen borç paraya karşılık devredildiğini belirttiğinden İİK"nın 279/2.maddesine göre para ve mutad ödeme vasıtalarından gayrı bir suretle yapılan ödemeler batıl olduğundan iptali gerekmektedir. Öte yandan mahkemenin kararına gerekçe yaptığı ...Asliye Hukuk Mahkemesinin ... Esas 2018/07 Karar sayılı dosyasında borçlunun üçüncü kişi ve arkadaşları aleyhine açtığı dava konusu taşınmazın satışının hile ve tehditi ile yapıldığından iptali istemi mahkemece red edilmiştir.
Bu nedenlerle davacının davasının davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 23.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.