17. Hukuk Dairesi 2017/3015 E. , 2018/9432 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki 6183 sayılı Yasa"dan kaynaklanan tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine duruşmalı dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vergi idaresi, borçlu müflis ... Mamülleri ve Yem A.Ş’nin iflasına karar verildiğini, iflas dosyasında hazırlanan 23.09.2010 tarihli bilirkişi raporunda müflis şirketin davalı yönetim kurulu üyelerinin, tutulması gereken zorunlu ticari defterleri ve belgeleri düzenli tutmadıkları, ödeme gücü üzerinde borçlandıklarını, TTK’nun 324 ve 546 maddeleri gereği iflaslarını istemek yerine aksine alacaklısı tarafından açılan iflas davası sırasında aktiflerini ortaklara ödeme altında şirket mal varlığından usulsüz olarak çıkardıklarını, demirbaş ve makine teczizatını iflas masasına teslim etmediklerini iflas müdürülüğünden İİK’nun 245.maddesine göre yetki aldıklarını, iflas dosyasındaki bilirkişi raporu ve mahkemece yapılacak inceleme sonucunda ortaya çıkacak usulsüz tasarruf işlemlerinin iptali ile alacaklarını davalılardan yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı ... vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, dava dilekçesinde geçen bilirkişi raporunun hatalı olduğundan haksız açılan davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkiline herhangi bir mal aktarımı olmadığı gibi kendisininde aktarmadığını belirtmiştir.
Davalı Seray vekili, iptali istenilen işlemlerin neler olduğunu ve miktarlarının tek tek belirtilmesi gerektiğini müvekkilinin yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde şirket yetkilisi olarak yaptığı bir işlemin olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, tarafların dilekçeleri ve toplanan delillere göre; bilirkişiler...,...
...Ağır Ceza Mahkemesi’ne sundukları 14.01.2013 tarihli hileli iflas suçuna ilişkin bilirkişi raporunda; önceki bilirkişiler...,... ’in raporları da değerlendirilerek; TCK m. 161’deki şartların gerçekleşmediği, davalıların alacaklıları zarara uğratmak kastıyla hareket etmediği, defter ve kayıtlarda eksik ve yasaya aykırı bir durumun bulunmadığı, sahte bir borç-alacak ilişkisinin varlığına ilişkin bir delil olmadığı, sahte bilânço tanzimine ilişkin bildirimde bulunmadığı belirtilerek; hileli iflas suçunun oluşmadığı konusunda rapor alındığı, yine Mahkemece alınan bilirkişiler ... ve ... 18.12.2013 tarihli raporunda da; davalıların hileli iflas yaptığına ilişkin delillerin belirlenemediği, kasıt unsurunun mevcut olmadığı tespit edildiği, davacının davasına dayanak teşkil ettiği "hileli iflas sebebiyle…" tasarrufların iptali ve doğan zararın tazminine ilişkin davasının dayanak noktası olan hileli iflasın bulunmadığı açık olarak tespit edildiği, davacının tasarrufun iptali davası şartlarının oluşmadığı tasarrufun iptali yönündeki talebinin reddine, yöneticilerin sorumluluğu yönünde bir tazminat davası için bir yetki alındığı iddiası da bulunmadığı gibi bu durumun ihtimal olması halinde dahi; yine davacı tarafça buna ilişkin iddiaların somutlaştırılmayıp, açıklanmadığı ve ispat edilmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacı vekilinin hakimin davayı aydınlatma ve somutlaştırma istemine rağmen davalıların hangi eylem ve işlemlerinin tasarrufun iptali konusu olduğunun gereği gibi somutlaştırılmamış bulunmasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davacıdan harç alınmamasına 23.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.