Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/13461
Karar No: 2018/9442
Karar Tarihi: 23.10.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/13461 Esas 2018/9442 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/13461 E.  ,  2018/9442 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 23.10.2018 Salı günü davalı vekili Av. ... geldi. Davacı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, müvekkili nezdinde sağlık sigortalı olan dava dışı yolcu şahsın 05.03.2011 tarihinde davalının maliki ve sürücüsü olduğu araç ile tam kusurlu olarak yaptığı trafik kazası sonucu bedensel zarara uğradığını ve tedavi olduğunu, müvekkilinin sigortalısının tedavisi nedeniyle özel bir hastaneye fatura karşılığında 15.04.2011 tarihinde 30.896,38-TL tazminat ödediğini beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla ödenen 30.896,38 TL tedavi giderinin ödeme tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalıdan rücuen tahsilini talep etmiştir.
    Davalı davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, 1-Davanın kısmen kabulü ile; 30.896,62 TL alacağın 15/04/2011 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa"nın 2-1 maddesi gereğince yürütülecek yasal temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline, 2-Faizin niteliğine ilişkin fazla istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazası sonucu cismani zarara uğrayan sigortalısına ödeme yapan sağlık sigortacısının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu iddia olunan davalı sürücü/malikten rücuen tahsili istemine ilişkindir.
    Davacı ... şirketi davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır.
    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 22.03.1944 tarihli... ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
    Eldeki dava, sağlık sigortacısının rücuen tazminat istemine ilişkin olduğuna göre; davacı sigortacının sigortalısı olan gerçek kişilerin (haksız fiil nedeniyle zarar görenler) açacağı davada görevli olan Asliye Hukuk Mahkemeleri"nin bu dava bakımından da görevli olduğu açıktır.
    Davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nun 5/1. maddesinde "Aksine hüküm olmadıkça, dava olunan şeyin değerine göre asliye hukuk veya sulh hukuk mahkemesi ticari davalara dahi bakmakla vazifelidir." düzenlemesine; aynı maddenin 2. fıkrasında "Şu kadar ki; bir yerde ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4 üncü maddesi hükmünce ticari sayılan davalarla hususi hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere ticaret mahkemesinde bakılır." düzenlemesine yer verilmiş; anılan maddenin 3. fıkrasında ise, davanın asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemelerinden hangisinin iş sahasına girdiğinin, ancak taraflarca ilk itiraz olarak ileri sürülmesi halinde dikkate alınabileceği düzenlenmiştir.
    Somut olayda; davacı sağlık sigortacısı, davalının haksız fiili nedeniyle yaralanıp zarar gören sigortalısı gerçek kişiye tazminat ödedikten sonra, ödediği bedelin davalı sürücü-malikten rücuen tahsili için işbu davayı 27.12.2011 tarihinde... Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açmış, davalı davaya cevap süresi içerisinde verdiği dilekçeyle mahkemeden cevap süresinin uzatılmasını talep etmiş, mahkemece verilen 1 aylık uzatma süresi içerisinde asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu ilk itirazını ileri sürmüştür. Mahkemece davalının bu itirazının reddine karar verilerek işin esası incelenip dava kısmen kabul edilmiştir. Oysa ki yukarıda ifade edilen nedenlerle, eldeki davada Asliye Hukuk Mahkemeleri"nin görevli olduğu, davalı tarafça süresi içerisinde işbölümü itirazının ileri sürüldüğü gözetilerek
    HMK"nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK"nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru değildir.
    2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1.630,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 23/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi