Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/5203
Karar No: 2019/9080
Karar Tarihi: 30.09.2019

Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/5203 Esas 2019/9080 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2019/5203 E.  ,  2019/9080 K.

    "İçtihat Metni"

    Resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçlarından sanık ...’nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 204/1, 158/1-f, 35/2 ve 62. (iki kez) maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay ve 1 yıl 3 ay hapis cezaları ile 583 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Bakırköy 17. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/01/2019 tarihli ve 2016/325 esas, 2019/8 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Bakırköy 18. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/02/2019 tarihli ve 2019/37 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 21/05/2019 gün ve 94660652-105-34-3804-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28/05/2019 gün ve 2019/56503 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
    1- Sanığın suç tarihinde İstanbul Zeytinburnu ilçesinde bulunan .... şubesine ibraz ettiği suça konu 20/06/2016 tarihli, 14.000 Türk lirası bedelli ve 0009912 numaralı çekin sahte olduğunun anlaşılması üzerine sanığa ödeme yapılmaması nedeniyle dolandırıcılık suçunun teşebbüs aşamasında kaldığı, sanık hakkında resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçlarından yapılan yargılama sonucunda da sanığın mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmış ise de; sanığın aşamalardaki savunmasında özetle bahse konu çeki tekstil işi nedeniyle ilk defa işyerine gelen ve telefon numarası .... olan .... isimli şahıstan aldığını, sahte olduğunu kesinlikle bilmediğini, zira aynı kişiden aldığı 18/04/2016 tarihli ve 14.000,00 Türk lirası bedelli, 0009911 numaralı çekin de kendisi tarafından bankaya ibraz edildiğinde ilgili çek hakkında sahtecilikten değil, karşılıksız olmasından dolayı işlemi yapıldığını ve ilgili çekten kaynaklanan alacak hakkında Bakırköy 14. İcra Müdürlüğünün 2017/12947 esas sayılı dosyasından takip işlemi yapıldığını, çeki kendisine veren keşideci ..."a ulaşamadığını beyan ederek atılı suçlamayı kabul etmemesi karşısında, .... numaralı hattın kim tarafından kullanıldığının tespitine yönelik olarak ilgili hattın HTS kayıtlarının temini ile söz konusu hat ile görüşme yapılan kişilerin tanık olarak dinlenilmesi, keşideci ... imzalı 18/04/2016 tarihli, 14.000,00 Türk lirası bedelli, 0009911 nolu çekin karşılıksız çıktığının belirtilmesi karşısında adı geçen bankayla yazışma yapılması suretiyle ilgili bilgi ve belgelerin temin edilerek ..."ın beyanının alınması, sanık tarafından ... hakkında başlatıldığı belirtilen icra dosyasının getirtilmesi ve adı geçen şahıs hakkında benzer konularla ilgili herhangi bir soruşturma veya kovuşturma yapılıp yapılmadığı araştırılarak ilgili belgelerin getirtilmesinden sonra, yapılacak inceleme sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden,
    2- Kabule göre de; nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçundan hapis cezası ile birlikte verilen 583 gün adli parasına ilişkin olarak yapılan incelemede;
    5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 52. maddesinde yer alan “(1) Adlî para cezası, beş günden az ve Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.(3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir.(4) Hâkim, ekonomik ve şahsî hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler hâlinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.” şeklindeki ve 6545 sayılı Kanun"un 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 106/3. maddesinde yer alan "Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adlî para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir." şeklindeki amir hükümler karşısında, adlî para cezasının belirlenmesine ilişkin Kanun maddesinin gösterilmesi, gün adli para cezasının miktarının anılan Kanun"da belirtildiği şekilde belirlenmesi ve sanık aleyhine olacak şekilde adlî para cezasının ödenmemesi hâlinde karşılaşabileceği muhtemel durumun sanığa usulüne uygun şekilde ihtar edilmesi gerektiği gözetilmeden karar verildiği anlaşılmış olup,
    İtirazın açıklanan gerekçelerle kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    Yerel mahkemenin verdiği hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, daha sonra davanın düşmesine hükmedildiğinde veya hükmün açıklanması ya da yeni bir hüküm kurulması halinde varlık kazanacağından ve ancak bu halde 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 305 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 223. maddeleri uyarınca temyiz edilebilme olanağına kavuşabileceğinden, bu aşamadan önce henüz hukuken varlık kazanmamış bulunan, bu hükmün temyiz merciince denetlenebilme olanağı bulunmamaktadır.
    Kanun yararına bozma yasa yolunun ise temyiz ve istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlere karşı başvurulabilen olağanüstü bir kanun yolu olup, amacının hakim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi olup bu kanun yoluna başvurulabilmesi için ilk ve temel koşulun, verilen hüküm veya kararın istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş olmasıdır.
    Yine hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5271 sayılı CMK’nun 223. maddesinde belirtilen hükümlerden olmaması nedeniyle, 5271 sayılı Kanunun 231. maddesinin 5-14. fıkralarındaki şartlar kapsamında denetlenerek, somut olayda hükmün açıklanmasının geri bırakılması şartlarının bulunup bulunmadığı, ceza miktarı, daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkûmiyet, zararın giderilip giderilmediği, suçun inkılap kanununda belirtilen suçlardan bulunup bulunmadığı ve denetim süresi ile denetim süresi içerisinde uygulanacak denetimli serbestlik tedbirinin doğru tayin edilip edilmediği gibi hususlara ilişkin hukuka aykırılıklar nedeniyle bozulabilecek, belirlenen hukuka aykırılıkların yeni bir yargılamayı gerektirdiği ahvalde yeniden yargılama yapılarak karardaki hukuka aykırılığın giderilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilecek, yargılama gerekmeyen ahvalde ise hukuka aykırılık Yargıtay ilgili ceza dairesince veya Ceza Genel Kurulunca giderilecektir.
    Özetlemek gerekirse; kurulan hükmün sanık
    hakkında hukuksal bir sonuç doğurmamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, davayı sonuçlandıran ve uyuşmazlığı çözen bir “hüküm” değildir.
    Tüm bu hususlar ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 29/06/2010 gün ve 11/70-159 sayılı ve ayrıca 11/03/2014 gün ve 2013/14-102 esas ,2014/128 karar sayılı kararları da dikkate alındığında; belirtilen hukuka aykırılığın hükmün içeriğinin denetlenmesini gerektirmesi nedeniyle kanun yararına bozma konusu yapılması olanaklı bulunmadığından ve kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceğinden, Adalet Bakanlığı"nın (1) ve (2) nolu kanun yararına bozma taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 30/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi