Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/18106
Karar No: 2018/9459
Karar Tarihi: 23.10.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/18106 Esas 2018/9459 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/18106 E.  ,  2018/9459 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların murisi Yağmur"un 16/07/2013 günü araç çarpması sonucu vefat ettiğini, kazada tüm kusurun ... plakalı araç sürücüsü olan ..."da olduğunu, muteveffanın kaza tarihinde üniversite sınavlarına hazırlanan başarılı bir öğrenci olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile anne ve babaya, her biri için 1.000,00"er TL maddi, 100.000,00"er TL manevi, kardeş İpek için 30.000,00 diğer kardeşler için 10.000,00"er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiştir.
    Mahkemece; davanın maddi tazminat yönünden kabulü ile;... için 9.764,19 TL destek zararı, ... için 11.581,59 TL destek zararı olmak üzere toplam 21.345,78 TL. tazminatın kaza tarihinden itibaren (davalı ... şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere) işleyecek yasal faizi ile
    birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davanın manevi tazminat yönünden kısmen kabulü ile; ... için 20.000,00 TL, ... için 20.000,00 TL,... için 8.000,00 TL, ... için 4.000,00 TL, ... için 4.000,00 TL, ... için 4.000 TL olmak üzere toplam 60.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."dan tahsiline, karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    10.04.1992 gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasını öngörmektedir. Kısa kararda hükmedilen bir yükümlülüğün gerekçeli kararda hüküm altına alınmamış olmasının ya da gerekçeli karar içeriğinde kabul edildiği bildirilen bir talebin hüküm fıkrasında yer almamasının, çelişki teşkil etmediğini söylemek mümkün değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İBK"nın bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki İBK ile bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
    Diğer taraftan 1086 sayılı HUMK"nun 381-389. maddelerinde (6100 sayılı HMK"nun 294-297. maddeleri), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK"nun 297/II maddesi); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
    Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda
    oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
    Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
    Somut uyuşmazlıkta; mahkemenin yargılamayı bitirdiği 12.06.2015 tarihli kısa kararda davanın kabulüne denilmiş, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise, manevi tazminat talebine ilişkin ""davacıların manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile;Baba- ... için takdiren 20.000,00 TL,Anne- ... için takdiren 20.000,00 TL,Kardeş- ... için takdiren 8.000,00 TL.,Kardeş- ... için takdiren 4.000,00 TL, Kardeş- ... için takdiren 4.000,00 TL, Kardeş- ... için takdiren 4.000,00 TL Olmak üzere toplam 60.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."dan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,"" denilmiştir. Bu durum, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/2. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca, gerekçe ile hüküm arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2-Yukarıda açıklanan bozma nedeni dikkate alınarak davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 23.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi