MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : TCK"nın 204/1, 53/1-3, 158/1-f son, 52/2, 53/1-3. maddeleri gereğince mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, yokluğunda verilen mahkumiyet hükmüne karşı 11/12/2013 tarihinde eski hale getirme talebinde bulunduğu anlaşılmakla, 5320 sayılı kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK"un 311. maddesi hükmüne göre eski hale getirme ve temyiz isteminde bulunulmuş olması halinde bu talebi inceleme merciinin Yargıtay"ın ilgili dairesi olması karşısında, tebligat evrakının üzerinde muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine imza karşılığında verildiğine dair herhangi bir yazı bulunmaması nedeniyle tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmakla, sanığın temyiz ve eski hale getirme talebinin öğrenme üzerine ve süresinde olduğuna karar verilerek yapılan incelemede;
Sanığın, çalınmış olması nedeniyle hakkında ödemeden men talimatı bulunan 3.500 TL değerinde çeki ele geçirerek komisyon karşılığında nakde çevrilmesi amacıyla temyiz dışı sanık ...’e verdiği, ... tarafından ise temyiz dışı sanık ...’a verilen çekin, katılan ... İkrazat şirketine bedeli tahsil edilmek üzere götürüldüğü ve katılan tarafından çek bedelinin ödendiği ancak katılan şirketin çeki bankaya ibraz ettiğinde çek arkasında bulunan ciro silsilesinin bozulmuş olduğunu ve mahkeme kararı nedeniyle çekin bedelinin ödenemeyeceğini öğrendiği, bu suretle sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
Katılan ... İkrazat şirketinin yetkilisi olan ...’ın ifadesinde, ... tarafından kendilerine bu şekilde yaklaşık kırk adet çek getirilerek bedellerinin tahsil edildiğini ancak bu çekler hakkında da ödemeden men talimatları bulunduğunu öğrendiğini, çeklerin arkasını incelediklerinde ciro silsilesinin aynı isimlerden oluştuğunu gördüğünü, kırk adet çekle ilgili olarak da şikayetçi olduğunu beyan ettiği, sanığın da ifadesinde el ilanı vererek piyasadan yüze yakın çek topladığını ve hepsini temyiz dışı sanık ...’e verdiğini beyan ettiği anlaşılmakla, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması amacına yönelik olarak, katılan ... ve avukatları tarafından şikayet konusu yapılan ve sahte olduğu iddia edilen kırk adet çekle ilgili dosya numaraları tespit edilerek getirtilip incelenmesi, bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda gerçekleşen nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçları bakımından TCK’nın 43. maddesinin uygulanmasını gerektiren durum olması halinde dosyaların birleştirilmesi ve sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerektiği gözetilmeksizin, sanık hakkında mahkumiyet hükümleri kurulması,
Kabule göre de;
a) Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 24.03.1998 gün, 50/105, 01.06.1999 gün, 137/146, 10.10.2000 gün, 175/193, 23.10.2001 gün, 226/227 ve 30.05.2006 gün 173/145 sayılı kararlarında ve benzer nitelikteki içtihatlarında açıklandığı üzere; 5271 sayılı CMK’nın 225. (1412 sayılı CMUK’nun 257 ve 150) maddesi uyarınca hükmün konusunun iddianamede gösterilen fiilden ibaret olması ve ek savunma verilerek başka bir suçtan yargılama yapılarak mahkumiyet kararı verilmesinin mümkün olmaması karşısında, somut olayda sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan açılmış kamu davası bulunmadığı, iddianamenin nitelikli dolandırıcılık suçuna ilişkin olduğu, resmi belgede sahtecilik suçu bakımından Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunularak ek iddianame tanzimi halinde birleştirilerek yargılamaya devam edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, sanık hakkında açılmış bir dava bulunmamasına rağmen resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması,
b) İddianame ile talep edilmediği halde, ek savunma hakkı tanınmadan sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 158/1-f-son ve 204/1 maddelerinin uygulanması suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 226. maddesine muhalefet edilmesi,
c) Sahtecilik suçunun oluşabilmesi için, yapılan sahtecilikte aldatma kabiliyetinin bulunmasının zorunlu olduğu ve aldatma kabiliyetinin bulunup bulunmadığı hususunun belge aslı üzeri üzerinde mahkeme tarafından yapılacak bir incelemeyle belirlenebilecek olması karşısında, çek aslı getirtilerek emanete alınması, duruşmada incelenerek özelliklerinin duruşma zaptına yazılması ve gerekçede aldatma kabiliyeti bulunup bulunmadığı hususunun tartışılmasından sonra hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin, eksik inceleme ile hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 30/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.