11. Ceza Dairesi 2017/2078 E. , 2017/3649 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanığa 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca yapılan tebligatın geçerli olabilmesi için ilgilinin kendisine veya adına tebliğ yapılabilecek kimselere belirtilen adreste Kanun"un gösterdiği usullere göre önceden tebliğ yapılmış olmasının gerektiği ve sanığın sorgusunda belirttiği adrese daha önceden yapılmış bir tebligat bulunmadığından, sanığa gerekçeli kararın tebliğine ilişkin 16.02.2015 tarihli tebligatın geçersiz olduğu, 02.03.2015 tarihli temyizinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
1- Sanık hakkında vergi suçu raporu ve buna atfen hazırlanan mütalaanın 2004 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçuna ilişkin olduğu anlaşılmakla, sanık hakkında 2005 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan açılan kamu davası ile ilgili olarak dava şartı olan 213 Sayılı Yasanın 367. maddesi uyarınca mütalaa ve vergi suçu raporu bulunup bulunmadığı konusunda yargılama durdurularak İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’ndan mütalaa istenmesi, mütalaa verilmemesi halinde kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Sahte fatura düzenlemek suçunun oluşabilmesi için sahte faturaların 213 sayılı VUK"nın 230. maddesinde sayılan zorunlu unsurları taşıması gerektiği aksi takdirde ilgili Kanunun 227/3. maddesine göre hiç düzenlenmemiş sayılacağı ve sanığın düzenlediği iddia olunan faturaların asılları veya onaylı örneklerinin dosya içerisinde bulunmaması karşısında; sahte fatura düzenleme suçunda suç tarihinin düzenlenen son fatura tarihi olduğu cihetle, 2005 takvim yılında düzenlendiği iddia olunan sahte faturanın dava zamanaşımı yönünden önemli olduğu da nazara alınarak gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi bakımından, 2004 ve 2005 takvim yıllarına ait fatura ayrıntılarının vergi dairesinden sorularak her takvim yılı için kanaat oluşturacak sayıda fatura aslı ya da onaylı suretinin temin edilip dosya arasına konulmasından sonra, yasada öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediği incelenerek,sanığın beyanlarında şirketin asıl sahibi olarak geçen... da tanık sıfatıyla dinlenilmek suretiyle sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi, gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-Kabule göre ise;
a-Sahte fatura düzenleme suçlarında her takvim yılında işlenen suçların birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, ancak aynı takvim yılı içerisinde farklı aylarda/zamanlarda düzenlenen sahte fatura eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme sahte fatura düzenleme suçunu oluşturacağı, suç tarihinin de son faturanın düzenlendiği tarihe göre belirleneceği cihetle; somut olayda sanık hakkında, “2004-2005 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçlarından kamu davası açıldığı, her takvim yılındaki eylemlerin ayrı ayrı zincirleme biçimde işlenmiş suçları oluşturduğu ve bu durumda hüküm tarihi itibarıyla 2004 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçu açısından sanığın mahkeme önünde ilk sorgusunun yapıldığı 01.07.2009 tarihinden 12.12.2014 hüküm tarihine kadar, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nın 102/4. maddesi gereğince asli zamanaşımının da dolduğu gözetilmeden, yazılı şekilde zincirleme suç hükümleri de uygulanmadan tek hüküm kurulması suretiyle eksik ceza tayini,
b- Mahkûm olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/3. maddesi uyarınca yalnızca kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından aynı maddenin 1. fıkrasının c bendindeki hak yoksunluğunun uygulanamayacağının gözetilmemesi ve aynı maddenin uygulanmasının Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, sonuç ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 11.05.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.