Abaküs Yazılım
İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2015/1207
Karar No: 2022/1009
Karar Tarihi: 08.11.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1207 Esas 2022/1009 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1207 Esas
KARAR NO : 2022/1009
DAVA : Şirket Ortaklığından Çıkma
DAVA TARİHİ : 01/10/2015
KARAR TARİHİ : 08/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/11/2022
Mahkememizde görülen Şirket Ortaklığından Çıkma davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize sunduğu 01/10/2015 tarihli dava dilekçesi ile; Davacının davalı şirketin beher payı 500TL den toplam değeri 10.000TL olan 20 adet paya sahip olduğu ve şirketin toplam sermayesinin %20’sine denk geldiğini, dava konusu şirketin ... markasını kullanmakta olduğunu, bu ismin markalaştırılması yıllar sürdüğünü, şirketin kullandığı esas değerli olan mal varlığının adı geçen marka olduğunu, ... isminin şirket ortağı olan ... tarafından bulunduğunu, lakin geliştirilmesi ve markalaştırılmasının davacı ve diğer ortaklar tarafından yapıldığını, davacı ile diğer şirket ortaklarının yıllar süren araştırma, geliştirme faaliyetleri çerçevesinde dünyanın bir çok ülkesinden antika değeri taşıyan birçok eski eserleri ve eşyaları bilfiil kendilerinin seyahatleri sırasında taşıyarak Türkiye’ye getirdiklerini, hatta yaptıkları seyahatlerin birçoğunun sadece bu amaç için yapıldığını, günlerce, haftalarca ve hatta aylarca bu işin üzerinde çalışarak birçok eski eser ve eşyayı ve bu esnada onların hikayeleri ile birlikte alıp ülkemize getirdiklerini, bu sayede davacının ve diğer şirket ortakları ...’in marka olmasını sağladıklarını, şirket ortaklarının yıllarca harcadığı emek, özveri ve paralar ile birlikte oluşturulan bu marka ve konsept ile birlikte İzmir Alsancak’ta açılan kafenin kısa bir zamanda adını duyurduğunu, İzmir’de gençlerin en uğrak yerlerinden biri haline geldiğini, aynı bölgede yüzlerce kafe/bar tarzı eğlence mekanı bulunmasına karşın açılmasından kısa bir süre sonra tamamını geride bırakıp ilk sıraya yerleştiğini, tabi ki yaptığı hasılat ve bıraktığı kazancın da bu artış ile doğru orantılı olduğunu, lakin ... markası davalı şirket ortaklarından müdürlük görevini yürütmekte olan ...’nın üzerine kayıtlı olduğunu, şirket ortakları 09.01.2014 tarihinde 2014/01 No’lu karar ile daha evvel yetkili bulunan ...’in şirketteki yetkilerini iptal ederek ortak olan ...’nın tek başına şirketi temsil ve ilzama yetkili kılınmasına ilişkin kararı aldıklarını, söz konusu kararın İzmir 21. Noterliği’nin 15.01.2014 tarih...Yev. Numarası ile onandığını ve 12.02.2014 tarihli ve 8506Yev. Sayılı Türkiye Ticaret sicil Gazetesi,’nin ... Sayfasında yayınlandığını, o tarihten bugüne kadar şirket ... tarafından yönetildiğini, tüm işlemlerin ... tarafından yapıldığını, şirketin tek başına ... tarafından idare edildiğini, tüm mali ve teknik konular, iş alımları, işten çıkarımlar, her türlü kamu ile ilişkiler şirkete ait her türlü mali işler, şirketin hesaplarının idare edilmesi, para aktarma işlemleri, borçlanmalar, ödemeler, ve akla getirilebilecek her türlü diğer bütün işlemler ... tarafından yapıldığını, ...'nın davacının güvenini kötüye kullanarak davacının zararına hareket ettiğini, kanuna ve şirket esas sözleşmesine aykırı eylemleri ile kendi çıkarına; fakat davacının zararına neden olduğunu, ... bilerek ve kötüniyetli olarak satış rakamlarını kayıt dışı tutuğunu ve şirketin bilançosunda karını düşük gösterdiğini, halbuki şirketin karını bizzat kendi çıkarları doğrultusunda kullandığını ve elde edilen karları kayıtdışı olarak kendi uhdesine geçirdiğini, bu vesile ile şirket ortağı olan davacının zarar etmesine neden olduğunu, halihazırda devam eden İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ... Esas sayılı dosyasında sunulan raporu inceledikten sonra vakıf olunduğunu, dosyaya sunulan raporda şirketin cirolarının çok düşük gösterildiği ve şirketin adeta zarar ettiği yönünde tespitlerde bulunulduğunu, ayrıca şirketin halen vergi ve SGK prim borçlarının bulunduğunu, rapora kendileri tarafından itiraz edilmiş olup henüz bu konuda bir karar verilmediğini, firmanın 2014 yılı net karı 169.259,72 TL olarak gösterildiğini, halbuki bu miktar nerdeyse sadece 1 aylık kar oranına denk geldiğini, halihazırda dava konusu işletme günlük 12.000,00 TL ile 15.000,00 TL arasında ciro yaptıklarını, aylık ortalama toplam cirosunun 350.000,00 TL - 400.000,00 TL arasında olduğunu, ... ise ciroyu çok düşük gösterdiğini, giderleri ise yüksek gösterdiğini, zaten gösterilen ciroda sadece banka ve kredi kartları ile yapılan satışlar bulunduğunu, nakit yapılan satışlar ise ciroda gösterilmediğini, şirketten elde edilen gelirden ...'nın bir çok gayrimenkul edindiğini ve lüks bir yaşam sürdüğünü, ...’ya ve bu usulsüzlükleri beraber yürüttüğü ... ile ...’a Beyoğlu 31. Noterliği’nin 15.06.2015 tarih ve ... Yev. No’lu ihtarnamesi ile yine Beyoğlu 31. Noterliği’nin 15.06.2015 tarih ve ... Yev. No’lu ihtarnamesi ve Beyoğlu 31. Noterliği’nin 23.06.2015 tarih ve ... Yev. No’lu ihtarnamesini yolladığını, buna rağmen hiçbirşey değiştirilmediğini, usulsüzlükler ve düzensizliklerin halen devam ettiğini, ortaklardan ...’ya karşı, müdürlük görevini yürüttüğü süre boyunca davacı tarafından zarara uğratmış olduğundan İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi’nde sorumluluk davası açıldığını, ...’nın usulsüz eylemleri nedeni ile Ankara’daki şirkete karşı genel kurul kararının iptali davası açıldığını, ...’nın yaptığı usulsüzlükler nedeni ile İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, yine aynı sebepten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu , ...'nın ortaklardan birinin imzasını taklit ettiğinden İzmir 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin ... Esas sayılı dosyasından ceza aldığını, benzer şekilde yine ayrı bir imza sahteciliği ile ilgili olarak davacı tarafından Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’na ek olarak şikayet dilekçesi verilecek ve suç duyurusunda bulunulacağını, tüm bu gelişmelerden sonra aynı şirket içerisinde kalıp ortaklık sürdürmek ve aynı amaçlar için uğraşmak artık imkansız hale geldiğini, davacı için çekilmez bir hal alan bu ortaklığın sürdürülmesinin hem maddi hem manevi zarar verdiğini, ve her gün usulsüzlükler devam ettiğinden davacının zararının katlandığını, ...'nın şirketin vergi ve SGK primlerini yatırmadığından ve şirketi daha da borçlandırma riski mevcut olduğundan davacının zararının her geçen gün arttığını, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile davacının diğer ortaklarla birlikte dava konusu şirketin ve şirketin kullandığı ...’in markalaşmasına sarf edilen çaba ve paranın, şirket ortağı olunduktan sonra şirkete davacı tarafından yapılan ödemeler ve sorunlu ödemelerin, harcamaların tamamının faizi ile birlikte iadesini, şirkete ödemiş olduğu esas sermaye payının iadesini, şirketin güncel değerinin uzman bilirkişilerce tespit edilerek bu değerin %20’sinin davacıya ödenmesini talep ettikleri dava sonuçlanıncaya kadar evvela davacının ortaklık sıfatının ve ortaklıktan kaynaklı tüm hak ve borçlarının dondurulmasına, davacının durumunun teminat altına alınması için, iş bu davanın akim kalmaması için ...’nın sahibi olduğu, lakin muvazaalı bir şekilde kardeşi ... adına kaydettirdiği Istanbul’da bir adet daire, arkadaşı ... adına kaydettirdiği İzmir’de bir adet daire ve tüm şirkete ait olmasına rağmen kendi adına kaydettirdiği ... markası üzerine tedbir konulmasını, dava sonuçlanıncaya kadar üçüncü şahıslara devir edilmesini, borçlandırıcı, sınırlandırıcı ve mülkiyeti kısıtlayıcı işlemlere konu edilmemesi yönünde teminatsız veyahut Mahkememizce tayin edeceği bir teminat mukabilinde tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Dava dilekçesinin davalı şirkete tebliğ edildiği, davacı şirket vekilinin dosyaya sunduğu 21/03/2016 tarihli yanıt dilekçesi ile; Davacı tarafından harca esas değerin düşük gösterildiği ve bu suretle harcın eksik yatırıldığını, öncelikli olarak Mahkemenin usul hukukumuz gereği eksik yatırılan harcın tamamlanması için davacıya süre vermesini, harcın tamamlanmaması halinde davanın reddini talep ettiklerini, davacının hissedar olduğunu iddia ettiği İzmir’deki şirkete ilişkin hissedarlığının yasal olarak tartışmalı olduğunun sabit olduğunu, çünkü davacı ...’ın şirket ortaklığına kabul edildiği ortaklar kurulu kararının iptali için dava dışı diğer şirket ortağı ... tarafından İzmir 4 Asliye Ticaret Mahkemesinde ... Esas numarasıyla dava açıldığını, mevzu karardaki ... ve ...’ya ait imzaların taklit edilmiş olduğu yapılan yargılama esnasında kesinlik kazandığını, genel kurul kararının iptali neticesinde davacı ...’ın ortaklığı da kalkacak olduğundan davada taraf ehliyetine sahip olmayacağının sabit olduğunu, izah ettiğimiz bu nedenle öncelikli olarak ...’ın ortaklığa kabulüne ilişkin genel kurul kararının iptali talebiyle görülen davanın bekletici mesele yapılmasını, kararın iptali halinde husumet yönünden davanın reddini talep ettiklerini, iş bu davanın markanın iptaline yönelik olmadığını, bu nedenden dolayı zaten marka ve patentlere ilişkin görülecek davada yetkili ve görevli mahkemelerin kanunla belirlendiğini, dolayısıyla Mahkememizin görev ve yetkisine girmeyen bu hususa ilişkin iddialara da ayrıntılı yanıt verileceğini, davacının iddiası tamamıyla kötü niyetli olduğunu, mevzu marka dava dışı ... adına tescilli olduğunu, bu husus davacı tarafından da, Ankara 9 Asliye Ticaret Mahkemesi ... Esas sayılı dosyaya vermiş olduğu dava dilekçesinde yer alan “...” ismi şirket ortağı ... tarafından bulunduğnu,” Beyanı ile ikrar edildiğini, ... yıllar önce “...” markasını oluşturduğunu ve yine ... tarafından “...” ismi ile İZ TV’de düzenli olarak program yapıldığını ve sunulduğunu, bu hususlar dahi davacının kötü niyetli ve gerçek dışı beyan ve iddialarını ispata kâfi olduğunu, ..., ... ve ...’nın huzurunuzda görülen davanın tarafı olmadığı sabit olduğunu, dolayısıyla dava dilekçesinde ..., ... ve ...’nın aleyhine yer alan iddiaların muhatabının da davacı şirket olmadığının sabit olduğunu, davanın tarafı olmayan ..., ... ve ...’nın aleyhindeki iddialara bu nedenden dolayı davacı şirket adına cevap verme yükümlülüğünın de bulunmadığını, davacı şirketin faaliyetlerinde hiçbir usulsüzlüğün mevcut olmadığını, davacının TTK madde 638/1 uyarında şirket ortaklığından çıkartılmasını talep ettiğini, bu talebine dayanak yaptığı iddiaların hiçbirinin davacı şirket tarafından kabul edilmediğini, davacının şirketteki ortaklığının ihtilaflı olduğunu, bu nedenden dolayı davacı şirketçe aktif husumet ehliyeti itirazında bulunulduğunu, 03.09.2013 tarihinde davacının hisselerini devrederek şirket ortaklığından ayrıldığını, tekrar davacının ortaklığa kabulüne ilişkin 09.01.2014 tarihli ortaklar kurulu kararının iptali istemiyle diğer şirket ortağı ... tarafından İzmir 4 Asliye Ticaret Mahkemesinde ... Esas numarasıyla dava açıldığını, 09.01.2014 tarihli ortaklar kurulu kararındaki imzaların sahte olması nedeniyle İzmir 5. Asliye Ceza mahkemesinin ... esas ve ... karar sayılı ilamı ile ...’ya 10 ay ceza verilmiş ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğini, 09.01.2014 tarihli ortaklar kurulu kararındaki bir kısım imzanın sahte olduğu ceza mahkemesi kararıyla sabit olduğunu, ayrıca, davacı şirketin faaliyet gösterdiği Kafenin mülkü satılmış olup, yeni mülk sahibi tarafından da mecurun tahliyesinin talep edildiğini, mevzu işletmenin bu nedenden dolayı devamının mümkün olmadığını, davacının, devamı mümkün olmayan, bu nedenden dolayı da ekonomik değer arz etmeyen işletmedeki sahip olduğunu iddia ettiği hissesini fahiş fiyatla satmak istediğini, bu nedenden dolayı baskı oluşturabilmek için pek çok gerçek dışı ithamda bulunduğunu, davacının sahip olduğu hisselerin şirket tarafından devir alınarak bedellerinin kendine ödenmesi talebine ilaveten ayrıca şirkete koyduğu sermaye payının kendisine iadesini ve Kendisi tarafından şirkete yapılan ödemeleri talep ettiğini, ancak, davacının hem ödediği sermaye payının iadesi hem de hisse bedellerinin kendisin ödenmesini aynı anda talep edebilmesinin yasal olarak mümkün olmadığını, bu talepler mükerrerlik içermekte olduğunu, diğer taraftan davacının kendisi tarafından sermaye haricinde şirkete yapıldığını iddia ettiği ödemeleri talep etmişse de, yaptığını iddia ettiği bu ödemelerin tutarları, içeriği ve hangi tarihte yapıldığına ilişkin hiçbir bilgi ve dayanak belge sunmadığını, davacının iddialarının tamamının gerçek dışı olduğunu, pek çoğunun da görülmekte olan davanın konusu ve taraflarıyla alakası bulunmadığını, ... Şti.’nin tek başına ... tarafından idare edildiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının şirketin tek başına ... tarafından idare edilmekte olduğu yönündeki iddiası tamamıyla gerçek dışı olduğunu, aksine davacının kendisine ... tarafından verilen vekâletname ile uzun süre şirketi idare ettiğini ve mevzu iş yerinde fiilen bulunduğunu, yine ortaklar arası görülmekte olan davalar nedeniyle şirkete İzmir 4 Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas sayılı dava dosyasından kayyum ataması yapılmış olup, şirketin faaliyetlerini kayyım denetiminde yürütmüş olduğu da sabit olduğunu, şirket faaliyetlerine halen kayyım denetiminde devam ettiğini, bu hususun davacı tarafından gizlenerek şirkete kayyım atanması talep edildiğini, davacının şirketin mali hesaplarına ilişkin itirazları varsa öncelikli olarak kayyım atamasının yapılmış bulunduğu Mahkemeye bu hususu bildirerek gereğini oradan talep etmesinin gerektiğini, davacının bütün bu hususları gizleyerek mahkememiz nezdinde davalı şirket hakkında haksız ve mesnetsiz bir kanaat oluşturmaya çalışıldığı, davacının ... tarafından şirketin zarara uğratıldığını İzmir 4 Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasına sunulan raporu inceledikten sonra fark ettiğini iddia ettiğini, ancak bu iddianın gerçek dışı olduğuhu davacının biziati şirketin idaresinde yer aldığı noterden kendisine verilmiş olan vekâletname ile sabit olduğunu, Logo sistemine ilişkin kayıtlarının ... tarafından kaçırıldığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, gerçekte şirket tarafından logo programı ihtiyaçlarını karşılayamadığından programın kullanımından vazgeçildiğini, Davacının ... ve ... hakkındaki iddialarının dava konusu ile alakasız ve gerçek dışı olduğunu, Şirketten, Ankara’daki ... Kafe Gıda Turizm Catering Ltd. Şti.’ne 24.07.2014 tarihinde gönderilen 150.000 TL havale ile ...’nın kardeşi ...’nın aldığı evin parasının ödendiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, zaten şirket tarafından yapılan bütün ödemelerin şirket defter ve kayıtlarına harfiyen işlendiğini, şirket defter ve kayıtlarının tutulmasında ...’nın talimatıyla yapılmış olan hiçbir usulsüzlük olmadığını, ...’nın, ..’dan satın almış olduğu dairenin banka kredisinin taksitlerinin şirket hesabından ödendiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, şirketin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulmakta olduğunu, şirketin herhangi bir zarara uğratılmamış olduğunun da sabit olduğunu, Davacının, ...’nın davalı şirketten para kaçırdığı ve paraları Garanti Bankası, HSBC Bankası ve İş Bankasındaki hesaplarına yatırmış olduğu iddiası tamamıyla gerçek dışı olduğunu, davalı şirketin ortağı olan ...’nın ticari hayatı ve işleri davacı ile yaptığı ortaklıktan ibaret olmadığı ve davacı ile birlikte de başlamadığını, ...’nın, Eskişehir’de ve Ankara’da faaliyet gösteren davacı ile hissedar olmadığı başka işletmelerinin de mevcut olduğunu, davacının şirkete kayyım atanması talebi usul ve yasaya aykırı olduğunu, Şirkete İzmir 4 Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas sayılı dava dosyasından atanan kayyum halen görev yapmasına rağmen davacının mahkememizden şirkete kayyım atanması talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının haksız davasının reddedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Davalı şirkete ait Ticaret Sicil Memurluğu nezdinde bulunan şirket dosyası celp edilerek dosyamız içine alınmıştır. İzmir 4 Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas sayılı dava dosyasının celp edilerek dosyamız içine alındığı görülmüştür.
Davalı şirkete ait mal varlığı ve ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için kayıtların bulunduğu yer tespit edilmiş, buna ilişkin beyanın dosyada olduğu görülmüştür.
Davacı tarafça her ne kadar davalı şirkete kayyum tayini isteminde bulunulmuş ise de İzmir 4 ATM ... Esas sayılı dosyasında bu isteme ilişkin karar verildiği görülmekle Mahkememizce yeniden bu konuda karar verilmesine gerek olmadığı anlaşılmıştır.
Dava, Davalı ... Restaurant İnş. Taah. Turiz. San. Ve Tic. Ltd. Şti. Ortaklığında çıkma ve ortaklıktan çıkma payının davacıya ödenmesi istemi ile açılan davadır.
İzmir 4 ATM'nin ... Esas sayılı dava dosyasında davacı ...'ın şirket ortaklığına alınmasına ilişkin kararın iptali isteminde de bulunulduğu görüldüğünden bu dava dosyasının sonucunun beklendiği anlaşılmıştır. İlgili Mahkemesinde görülen davada davacının dava dışı ... olduğu, davalıların dosyamız davalısı şirket ile dava dışı ... olduğu, davalı şirket ortaklarından ...'e ait 20/100 hissesinin dosyamız davacısı ...'a devredilmesi, ...'in görevinden istifası ile şirket müdürlüğüne 5 yıl süre ile dava dışı ortak ...'nın atanmasına ilişkin kararda ... ve ...'a ait imzaların sahte olduğu iddiasında bulunulduğu, yargılama devam ederken davacı ... tarafından davadan feragat beyanında bulunulduğu ve davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İzmir 4 ATM'nin ... Esas sayılı dosyasında dosyamız davacısının hisse sahibi olmasına ilişkin kararın yargılamaya konu edilmesi nedeni ile öncelikli olarak davacının şirket ortağı olarak kabulünü gerektirir kararın geçerliliğinin tespitinin gerekmesi nedeni ile bu husus beklenmiş ancak davadan feragat edilmesi nedeni ile davacının davalı şirkette 20/100 hissesi olduğu hususunun kabulü gerektiği, buna ilişkin herhangi bir uyuşmazlığın bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça her ne kadar davalı şirketin gelirlerinin kayıt dışı tutulduğu ve özellikle kayda alınmadığı beyanında bulunulmuş ise de iş yerinin çalışma koşulları ve muhasebesel olarak yapılan işlemlerin Mahkeme tarafından takibinin mümkün olmaması buna ilişkin kayyımın görevli olması nedeni ile davacı tarafın bu yöndeki taleplerinin Mahkememizce ayrıca incelenmesine gerek olmadığı anlaşılmıştır.
Davacının davalı şirket ortaklığından ayrılmasını haklı kılacak sebeplerin incelenmesi yönünden bildirilen deliller Mahkememizce dosyaya istenmiş, bilhassa ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak şirketin zarara uğratılıp uğratılmadığı, haklı sebebin oluşup oluşmadığının belirlenmesi ile tahsil edilen ve yapılan harcamalar ile ilgili tutulan kayıtların yeterli olup olmadığı, bu konuda şirket kayıtlarının şirket kayıtlarının denetime el verişli olup olmadığı, davacının şirketten ayrılması halinde hisse değerinin tespiti konusunda inceleme yapmak üzere dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 09/01/2019 tarihli raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Raporun yapılan incelemesinde; Haklı sebebin varlığı konusunda takdirin Mahkemeye bırakıldığı, 31/12/2014 tarihi itibari ile şirket sermayesinin 50.000,00 TL olduğu ve tamamının ödendiği, 31/12/2017 tarihli bilançonun yapılan incelemesinde davalı şirketin öz varlığının 113.975,02 TL olduğu, bu varlığın bilançonun aktifinde görülen değerlere bağlı olarak şirketin bünyesinde muhafaza edildiği, şirket sermayesinin her biri 500,00 TL olup, 100,00 adet paya bölünmüş olup, her hissenin defter kayıtlarına göre rayiç bedelinin 1.139,7502 TL olduğu, davacı ...'ın sahibi olduğu hisse değeri toplamının 22.795,00 TL olduğu yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Davalı şirkete ait banka kayıtlarının ve banka nezdinde bulunan hesap hareketlerinin de incelenerek buna göre sermaye değerinin tespiti gerektiği, beyan edilmekle şirkete ait banka kayıtları celp edilerek dosyamız içine alınmış, bu kez gerek önceki incelemeler ve beraberinde de banka kayıtları üzerinde incelemeler birlikte değerlendirilmek sureti ile rapor düzenlenmek üzere dosyanın bu kez yeniden bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişiler tarafından düzenlenen 24/02/2021 tarihli raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Raporun yapılan incelemesinde; Defter kayıtlarında kredi kartı ve nakit satışlar incelenerek günlük satışların nakit ve kredi kartı şeklinde gerçekleştirildiği, nakit satışların yazar kasa Z Raporları ile günlük olarak kasa hesabına girişinin yapılarak ciroya dahil edildiği, davalı şirket ile dava dışı ... Gıda Ltd. Şti. Arasında sözleşme ile başlayan ticari ilişki olduğu, şirketler arasında tespit edilen ticari ilişkiye göre davalı şirket yönünden maddi bir kaybın doğmadığı sonucuna varıldığı, şirketin kullandığı kredilere ait yapılan incelemelerde şirket kayıtlarında ve banka hesabında dava dilekçesinde bahsi geçen daireye ait kredi kullanımı ve ödemesinin görülmediği, dosya içinde bulunan banka ekstreleri ile defter kayıtlarının karşılaştırıldığı ve birbirleri ile uyumlu olduğu, doğrudan dava dışı ... hesabına gönderilen aktarıma rastlanmadığı, davacı tarafından şirkete yapılan ödeme kayıtlarının araştırıldığı ancak şirket defterlerinde sermaye hesabı dışında ...'a ait herhangi bir kayda rastlanmadığı, şirketin davacıya borcu bulunmadığı, sponsorluk anlaşması gereği yapılan sözleşmeler ve işlemlerde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı, şirket defter ve kayıtlarının denetime elverişli olduğu, yapılan tahsilat ve harcama kayıtlarının düzenli olduğu, şirketi zarara uğratmak amacı ile yapılan herhangi bir işleme rastlanmadığı, dava tarihi ve rapora en yakın bilanço dönemi tarihi itibari ile şirketin rayiç değerleme yapılarak öz varlık durumunun hesaplandığı ve buna göre 01/10/2015 itibari ile rayiç değerlere göre şirket öz varlık toplamının 238.716,80 TL içinde davacı ...'ın %20 oranında ortaklık payı ile sahip olduğu 20 adet hissenin rayiç değerinin 47.743,36 TL olarak hesaplandığı, rapor tarihine en yakın bilanço tarihi olan 30/09/2020 itibari ile şirketin rayiç değerlerine göre öz varlık toplamı olan 164.845,90 TL içinde davacı ...'ın %20 oranında ortaklık payı ile sahip olduğu 20 adet hissenin rayiç değerinin 32.969,18 TL olarak hesaplandığı yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Raporun taraflara tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından verilen dilekçe ile rapor yönünden itirazlarının olmadığı, davalı şirketin pandemi koşullarında iş yeri kirasını ve personel giderlerini ödeyememesi nedeni ile satış yapamadığı için iş yerini kapattığı ve faaliyetlerini durdurduğunu beyan ettiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından, dosyaya sunulan bilirkişi raporunda dava dışı ... Ltd. Şti.'ne aktarılan bedelinin sebebinin açıklanması gerektiği, eğitim giderleri olarak ödendiği belirtilen bedelin dayanığının raporda incelenmediği, cironun 2014-2015 arasında %25 arttığı ve personel giderlerinin 2 katına çıktığı halde bu hususun tartışılmadığı, bürüt satış karlarının Ticaret Odası vasıtası ile tespiti gerektiği, ve İş Bankasından kullanılan kredilere ilişkin kredi faizlerinin de tespiti için inceleme yapılması gerektiği yönünde rapora itiraz edilmesi üzerine raporda itiraz edilen hususlar yönünden inceleme yapılmak üzere hesap uzmanı bilirkişi de dahil edilmek sureti ile rapora en yakın tarih itibari ile hisse değerinin hesaplanması için dosyanın yeniden bilirkişi heyetine tevdi edildiği, davacı tarafça itiraz edilen hususların yanıtlandığı ve buna göre davalı şirket ile dava dışı şirket arasında 02/07/2014 tarihinde sözleşme imzalandığı, davalı şirkete dava dışı şirket tarafından verilecek hizmetlerin açıklandığı, sözleşme doğrultusunda dava dışı şirket tarafından düzenlenen faturalar karşılığı davalı şirketin dava dışı şirkete 105.750,00 TL borçlu olduğu ve 20/11/2016 tarihine kadar banka havalesi ile bu bedelin ödendiği, sözleşmeye uygun yapılan işlemler nedeni ile maddi kaybın oluşmadığı yönünde görüş bildirildiği, sözleşme içeriğinde belirtilen hizmet ve faaliyetin davalı şirkete verilip verilmediği hususunun bilirkişi tarafından tespitinin mümkün olmadığı, davalı şirketin gayri faal durumda olması nedeni ile çalışanın da kalmadığı, aradan geçen süre nedeni ile hangi tarihlerde hangi personellere eğitim verildiğinin tespitinin mümkün olmadığı, mali kayıtlara ilişkin inceleme konusunda kayıtların ilgililerden istendiği, şirketin iç işleyişi ve şirketin yönetiminde izlenen personel alımı ve çıkarılmasına ilişkin nedenlerin şirket kayıtlarından tespit edilemediği, personel giderlerinin artışı ile ilgili değerlendirme yapılamadığı, 2014 - 2020 yılları arası davalı şirketin karlılık oranlarının mali verilerde incelendiği ve net karlılık oranının %1,98 ile %5,99 arasında olduğu, 2015 yılında %10,99 oranında zarar oluştuğu, 30/09/2020 döneminde ise pandemi döneminde kısıtlı faaliyet nedeni ile %45 oranında zarar oluştuğunun tespit edildiği, davalı şirkete ait içkili kafeterya iş yeri açmak ve çalışma ruhsatının başka bir şirkete devredilmediği, 2021 yılında şirket ortaklarından ...'ya ait hisselerin




...'ye devredildiği, sonuç olarak 31/03/2022 bilanço tarihi itibari ile şirket öz varlık toplamının 625,649,81 TL olduğu, bu bedel içinde davacının %20 oranında ortaklık payı ile sabit olduğu 20 adet hissenin rayiç değerinin 125.129,96 TL olarak hesaplandığı yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Raporun taraflara tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından 28/10/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile çıkma payı alacağının 125.129,96 TL olduğu ve dava değerinin bu bedel kadar gösterildiği, buna ilişkin harcın yatırıldığı görülmüştür.
Dilekçenin davalı tarafa tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Davalı vekili tarafından verilen 04/07/2022 tarihli dilekçe ile davacının tavır ve tutumunun ortak olarak çalışma yürütülebilmesini imkansız hale getirildiği, davalı şirketin pandemi koşullarında iş yeri kirasını ve personel giderlerini ödeyemediği ve satış yapamadığı için kapatmak durumunda kaldığını ve bu hususun ikinci bilirkişi raporu ile de belirtildiği yönünde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; Davacının davalı şirkette 100/20 oranında ortaklık payı olduğu ve 20 adet hisseye sahip olduğu hususunun tarafların kabulünde olduğu, davacı tarafça davalı şirketteki ortaklığının devam ettirilemeyecek durumda olduğu iddiası ile ortaklıktan çıkma istemi ile Mahkememiz nezdinde iş bu davanın açıldığı görülmüştür.
Her ne kadar davacının hissesinin varlığına ilişkin hususun İzmir 4 ATM ... Esas sayılı dosyasında yargılamaya konu edilmiş ise de Mahkeme nezdinde davacının hisse devrine ilişkin kararın iptali için açılan davanın feragat nedeni ile reddine karar verildiği göz önüne alındığında davacının davalı şirkette ortaklığının geçerli hale geldiğinin kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Davacının ortaklıktan çıkma isteminin kabulünü gerektirir koşulların dava dosyamız yönünden oluşup oluşmadığının tespiti için Mahkememizce yapılan araştırmaya göre davacı ile davalı şirket yetkilisi arasında güvene dayalı ilişkinin geçen süre içinde sonra erdiği, davacı ile davalı şirket arasında uyuşmazlıkların mevcut olduğu ve bu uyuşmazlıkların dava dosyalarına yansıdığı, davacının davalı şirkette ortaklığının devamını gerektirir herhangi bir hususun tespit edilemediği gibi TTK mad. 638/2'de belirtilen şekilde haklı sebebin varlığının kabul edilmesi gerektiği, taraflar arasında güvene dayalı ortaklık ilişkisinin sona erdiği görülmekle davacının davalı şirketten çıkması isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Karar tarihine en yakın bilanço tarihi itibari ile davalı şirketin öz varlığının tespiti gerektiği, buna göre 31/03/2022 tarihi itibari ile rayiç değerlere göre şirket öz varlık toplamının 625.649,81 TL olduğu, buna ilişkin düzenlenen bilirkişi raporunun dosyadaki verilere uygun ve hükme esas alınabilir nitelikte olduğu, davacının %20 ortaklık payı ile sahip olduğu 20 adet hissenin rayiç değerinin 125.129,96 TL olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan tüm incelemelere göre davanın kabulüne, davacının davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine ve 125.129,96 TL çıkma payının karar tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KABULÜNE,
Davacının davalı ... Restaurant İnş. Taah. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. Ortaklığından çıkmasına izin verilmesine,
125.129,96 TL çıkma payının karar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak davacıya ödenmesine,
Ayrılma hususunun Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne bildirilmesine,
Kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 8.547,63 TL harçtan, peşin alınan 2.307,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.239,85 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 19.769,49 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 202.58 TL başvuru harcı, 2.137,00 TL tamamlama harcı, 5.900,00 TL Bilirkişi ücreti, 409,50 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam 8.649,08 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi'ne başvuru yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.08/11/2022

Yazman
e-imza


Yargıç
e-imza



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi