11. Hukuk Dairesi 2016/4683 E. , 2017/3481 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 03/07/2015 tarih ve 2015/221-2015/907 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, davalı ..."ın 03.07.2009 tarihinde ... satış temsilcisi olarak çalışmaya başladığını, sözleşme ile 3 yıl çalışmayı taahhüt ettiğini, sözleşme eki rekabet ve sır saklama yükümlülüğüne ilişkin sözleşmeyi de aynı tarihte imzaladığını, davalı ..."ın 24.06.2010 tarihinde istifa dilekçesi verdiğini, işten ayrılmasından hemen sonra aynı alanda faaliyet gösteren davalı şirketin yine ... temsilcisi olarak çalışmaya başlayıp aynı müşteri portföyüne hitap ettiğini, her iki davalıya ihtarname gönderildiğini, davalı şirketin ihtarnameye rağmen davalı işçiyi çalıştırmaya devam ettiğini, İş Kanunu"nun 23. maddesine göre yeni işveren davalı şirketin de sorumluluğu bulunduğunu ileri sürerek, ihbar tazminatı ile rekabet ve sır saklama yükümlülüğüne aykırılıktan kaynaklanan alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı ..., 03.07.2009-24.08.2010 tarihleri arasında davacı şirkette çalıştığını, davacı işveren yetkililerince işten ayrılması için baskı yapıldığını, 24.08.2010 tarihinde iş sözleşmesinin feshedildiğinin telefonla kendisine bildirildiğini, aynı gün baskı ile istifa dilekçesi ve ibranameyi imzalamak zorunda kaldığını, ibranamenin hukuken geçerli olmadığını, istifa isteğinin derhal kabul edildiğini, gerçekte sözleşmenin davacı tarafından feshedildiğini, rekabet yasağına ilişkin cezai şartın da ortadan kalktığını, rekabet yasağına ilişkin sözleşme hükümlerinin Borçlar Kanunu"nun 349. maddesine aykırı olduğunu, cezai şartın karşılıklılık ilkesine aykırı olarak sadece müvekkilinin aleyhine düzenlendiğini bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... A.Ş, davalı ...’ın cevapları ile benzer mahiyette savunmalarda bulunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, çalışan ... 24.08.2010 tarihli dilekçe ile davacı nezdindeki işinden istifa ettiği, istifa isteminin işveren şirket tarafından “uygundur” yazısı ile kabul edildiği, 6098 sayılı TBK. 445, 818 sayılı BK 349. maddesi uyarınca rekabet yasağının geçerli olabilmesi için işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içermemesi gerektiği, somut olayda davacı ile çalışan arasındaki sözleşmede yer ve işlerin türü bakımından hakkaniyete aykırı olarak, çalışanın ... içi ve ... dışında, işverenin ürettiği veya üretmeyi planladığı mal ve hizmetlerin tümü hakkında rekabet yasağının belirlendiği, bu şekilde sınırsız bir yasağın açık bir şekilde kanuna aykırı olduğundan batıl sayılacağı, batıl olan sözleşmelerin taraflarına hak ve borç getirmeyeceği, bu nedenle davalı ... hakkındaki davanın reddi gerektiği, diğer davalı ... A.Ş."nin davacı ile davalı ... arasındaki sözleşmelere taraf olmadığı, ayrıca iş sözleşmesinin sonlandırılmasında davalı şirketin bir sorumluluğundan söz edilemeyeceği, davacı ile davalı ... arasındaki rekabet yasağı sözleşmesinin geçersiz olduğu da dikkate alındığında davalı şirket hakkındaki davanın da reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, her ne kadar hizmet sözleşmelerinin 6098 sayılı Yasa"nın 444. madddesindeki koşulları taşımasına rağmen mutlak geçersizliğinin ileri sürülemeyecek olmasına karşın somut olay bakımından aynı Yasa"nın 445/2 maddesinin uygulanması halinde mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik olmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 07/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.