Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/9765
Karar No: 2014/4987
Karar Tarihi: 25.03.2014

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2013/9765 Esas 2014/4987 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2013/9765 E.  ,  2014/4987 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 04/12/2012
    NUMARASI : 2011/140-2012/401

    Davacı F.. Ç.. vd vekili Avukat M.. E.. tarafından, davalı H.. Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş vdl aleyhine 16/03/2011 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 04/12/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Davacılardan F.. Ç.."in Ümraniye 2. İcra Mahkemesi hakimi olduğunu, diğer davacı E.. Ç.."in ise İstanbul Barosuna bağlı serbest çalışan bir avukat olduğunu, H.. Gazetesi"nin 17/11/2010 tarihli sayısı 1. sayfasında manşetten; "O cipin ardında rüşvet çıktı" başlıklı haber yayınlandığını, haberin 15. sayfasındaki detayda somut başka bir bilgiye yer verilmeksizin; "Dava, ..... avukatı S.A"nın samimi arkadaşı olan avukat E.. Ç.."in eşi F.. Ç.."in hakimlik yaptığı Ümraniye 2. İcra Mahkemesi"ne düştü. Hakim Çelik, 2 ay içinde kararı açıkladı." denildiğini, haberin detaylarında birçok kez rüşvet vurgusu yapıldığını, haberin gerçekleri yansıtmadığı gibi, haksız yorumlar da içerdiğini beyanla kişilik haklarına saldırı içeren bu durum nedeniyle uğranılan zararın davalılardan tazminini talep etmişlerdir.
    Davalılar, dava konusu yazının basın özgürlüğü sınırları içerisinde kaldığından dava konusu yayının haber niteliğinde olup, görünen gerçekliğe uygun olduğu, güncel olup kamu yararını ilgilendirdiği ve gazetecilik üslubuna uygun olduğu ayrıca kişilik haklarına saldırı içermediğini beyanla davanın reddini savunmuşlardır.
    Yerel mahkemece, davaya konu yayının iddia ve tahminlere dayandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Basın özgürlüğü, Anayasa"nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasası"nın 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır.
    Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
    Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu"nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
    Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden haberin yapıldığı tarihte haberde adı geçen şahsın soruşturma dosyasında vermiş olduğu ifadesinde davacı hakim hakkında haberde yer verilen iddialarla ilgili olarak beyanda bulunduğu ve "...İcra hakimi F.. Ç.. beni mağdur ettiği için Adalet Bakanlığı"na şikayet ettim ..." dediği, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 2010/750 sayılı yazı suretinden de bu şikayetin yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, haber görünür gerçeğe uygun olup kamu yararı da bulunmaktadır.
    Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, yayının tümü itibari ile görünür gerçeğe uygun olması ve kişilik haklarına yönelik bir saldırı bulunmaması nedeniyle istemin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi