
Esas No: 2014/12679
Karar No: 2014/12679
Karar Tarihi: 21/11/2017
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
KENAN TOKMAK BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2014/12679) |
|
Karar Tarihi: 21/11/2017 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Engin YILDIRIM |
Üyeler |
: |
Serdar ÖZGÜLDÜR |
|
|
Osman Alifeyyaz
PAKSÜT |
|
|
Muammer TOPAL |
|
|
M. Emin KUZ |
Raportör Yrd. |
: |
İsmail Emrah PERDECİOĞLU |
Başvurucu |
: |
Kenan TOKMAK |
Vekili |
: |
Av. Halil ÖZTÜRK |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, vazife malullüğü talebinin kabul edilmemesi
işleminin iptali için açılan davanın reddi nedeniyle adil yargılanma hakkının
ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 5/8/2014 tarihinde
yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşü başvurucuya tebliğ edilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu, 21/2/2011 tarihinde
askere sevk edilip piyade er olarak 23/2/2011 tarihinde Isparta Dağ ve Komando
Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığınakatılmıştır.
9. Başvurucu acemi eğitimine devam ederken 26/4/2011
tarihinde sağ kolunda uyuşma şikâyetiyle viziteye çıkmış, birlik revirinde
yapılan muayene sonucunda hastaneye sevkine gerek görülmemiş, ancak ilerleyen
dönemlerde kolundaki rahatsızlığın devam etmesi üzerine yedi ay hava değişimine
gönderilmiştir.
10.Başvurucu, hava değişimini müteakip şikâyetinin geçmemesi
üzerine Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) Hastanesine sevk edilmiş; yapılan
tetkik neticesinde düzenlenen 30/3/2012 tarihli Sağlık
Kurulu raporunda "G58.9 Mononöropati, tanımlanmamış (SAĞ TORASİKUS LONGUS SİNİR
LEZYONU)" teşhisi konularak askerliğe elverişli olmadığının
belirtilmesi üzerine terhis edilmiştir.
11. Başvurucu, terhis edilmesinin ardından Sosyal Güvenlik
Kurumuna (SGK) başvurarak maluliyetinin askerliğin sebep ve tesiri ile
gerçekleştiğini belirterek kendisine vazife malullüğü aylığı bağlanması
talebinde bulunmuş ancak başvurucunun bu talebi 18/6/2013
tarihli işlem ile reddedilmiştir.
A.AYİM Üçüncü Dairesinin E.2013/47, K.2014/408
Sayılı Dosyasında Görülen Dava
12. Başvurucu
vazife malullüğü talebinin kabul edilmemesinin ardından Askeri Yüksek İdare
Mahkemesinde (AYİM) SGK"ya karşı 2/7/2013
tarihinde iptal davası açmıştır. Başvurucu dava dilekçesinde Eğirdir
Dağ Komando Okulu Komutanlığı emrinde askerlik görevini ifa ederken 2011 yılı
Mart ayında toprak zeminde yüzüstü sürünme eğitimi sırasında eğitim yaptıran
komutanı tarafından eğitim sırt çantasından tutularak sürüklendiğini, bu
sürünmenin ve eğitim sırt çantası askısının koltuk altına baskı yapması sonucu
sağ omzunda bulunan liflerin koptuğunu belirtmiştir. Başvurucu olay üzerine
revire çıktığını, burada kendisine ağrı kesici verildiğini, hastaneye sevk
edilmediğini, ağrılı olarak acemilik dönemini tamamladığını ileri sürmüştür.
Başvurucu; sonraki görev yeri olan Kıbrıs"ta şikâyetinin devam etmesi üzerine Girne
Askeri Hastanesine sevk edildiğini, kendisine hava değişimi izni verildiğini,
yine de şikâyetinin devam etmesi nedeniyleson olarak
GATA Hastanesinde yapılan muayene sonucu düzenlenen rapor üzerine askerliğe
elverişli olmadığı belirtilerek terhis edildiğini belirtmiştir. Başvurucu, bu
olaylara karşın davalı idarece hukuka aykırı olarak vazife malulü kabul
edilmediğini ileri sürerek davalı idare işleminin iptaline karar verilmesini
istemiştir.
13. Yargılama sürecinde AYİM Başsavcılığı tarafından dava dosyasına
sunulan görüşte başvurucunun 26/4/2011 tarihinde sağ
kolunda uyuşma şikâyetiyle viziteye çıktığı ve hastaneye sevkine gerek
görülmediği, ancak bu rahatsızlığın artarak devam ettiğinin sabit olduğu
belirtilmiştir. Başsavcılığa göre söz konusu rahatsızlığın ortaya çıkış zamanı
dikkate alındığında davalı idarece aksi ortaya konulamadığı takdirde davacının
askerliğe elverişsizliğinin ve dolayısıyla maluliyetine yol açan bu
rahatsızlığın askerlik hizmetinin sebep ve tesiriyle meydana geldiğini kabul
etmek uygun olacaktır. Başsavcılık dosya içeriği uyarınca davalı idarenin,
rahatsızlığın askerlik hizmetinin sebep ve tesiriyle meydana gelmediği kabulünü
haklı kılacak mahiyette somut delil sunamadığını da belirtmiştir.
14.Yargılama sonucunda AYİM Üçüncü Dairesi oyçokluğu ile verdiği
20/3/2014 tarihli kararı ile davayı reddetmiştir.
Kararda vazife malullüğü nedeniyle aylık bağlanmasının, vazife sebebiyle
ilgilinin malul hâle gelmiş olmasına bağlı olduğu belirtilmiş, bu noktada
başvurucunun maluliyetinin görev esnasında ve görevin sebebiyle oluşup
oluşmadığının irdelenmesi gerektiği açıklanmıştır. Kararın devamında dava
dosyasına sunulan Dağ Komando Okulu ve Eğitim MerkezKomutanlığının
başvurucunun Mart 2011 tarihi itibarıyla rahatsızlığına uyan herhangi bir kayda
rastlanmadığına ilişkin yazısına vurgu yapılmıştır. Mahkemece ayrıca vizite
defteri de incelenmiş, başvurucunun 14/4/2011
tarihinde sol göz alerji, öksürük ve sağ bilek burkulma şikâyetleri, 26/4/2011
tarihinde ise boğaz ağrısı, öksürük, kusma ve sağ kolda uyuşma şikâyetleriyle
viziteye çıktığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte kararda eğitim esnasında
başvurucunun bahsettiği gibi bir olayın meydana geldiğine ilişkin soyut iddia
dışında bir belge ortaya konulamadığı açıklanmıştır. Mahkeme, başvurucunun rahatsızlığının
sürünme ve eğitim çantası kayışının baskısı sonucu meydana gelip gelemeyeceği
konusunda tıbbi görüş sorulmasına, başvurucunun yaralanmasına ilişkin maddi
olgunun ortaya konulamaması sebebiyle gerek görmemiştir.
15. Davanın reddi kararına muhalif kalan üyeler ise karşı
oylarında başvurucunun aynı olay nedeniyle idare aleyhine tazminat davası
açtığını, bu davanın AYİM İkinci Dairesinde görüldüğünü ve davada
bilirkişilerin başvurucunun rahatsızlığının askerlik hizmetinden kaynaklandığı
yönünde görüş sundukları hususunu belirtmişlerdir. Karşı oy gerekçesine göre
söz konusu bilirkişi raporu başvurucunun iddiasını desteklemektedir vebu nedenle Mahkeme çoğunluğunun aksi yönünde
düşünülmektedir.
16. AYİM Üçüncü Dairesinin davanın reddine yönelik kararına
karşı aynı Daireye karar düzeltme isteminde bulunulmuş, bu istem de oyçokluğu
ile 3/7/2014 tarihinde reddedilmiştir.
17. Karar düzeltme isteminin reddine ilişkin ilam başvurucuya 24/7/2014 tarihinde tebliğ edilmiş, başvurucu 5/8/2014
tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. AYİM İkinci Dairesinin E.2012/1152,
K.2015/583 Sayılı Dosyasında Görülen Dava
18. Başvurucu -yukarıda özetlenen dava sürecinden önce- askerlik
hizmeti sırasında sakatlanmasına neden olduğunu iddia ettiği aynı olaylara
ilişkin olarak Millî Savunma Bakanlığı"na karşı 15/6/2012
tarihli dilekçeyle maddi ve manevi tazminat istemli bir dava açmıştır.
19. Başvurucu, açtığı bu davada askerlik hizmetini ifa ederken
eğitim sırasında eğitimi yaptıran komutanı tarafından sırt çantasından
tutularak sürüklenmesiyle başlayan ve sakatlığıyla sonuçlanan aynı süreci
ortaya koyarak davalı idarenin sorumluluğu bulunduğundan bahisle maddi ve
manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
20. Yargılama sürecinde Mahkemece özellikle başvurucuda ortaya
çıkan sakatlığın vücut yapısına bağlı bir sebepten mi yoksa dış etmenlerden mi
kaynaklandığı hususunda bilirkişi raporları düzenlettirilmiştir.
21. Yargılama sonucunda AYİM İkinci Dairesi 11/3/2015
tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne, başvurucuya 62.247 TL maddi ve
15.000 TL manevi tazminat ödenmesine hükmetmiştir. Karara göre alınan bilirkişi
raporunda yer verilen tıbbi görüş ve dosya kapsamındaki diğer deliller
doğrultusunda başvurucunun askerlik hizmeti kapsamında yapılan sürünme eğitimi
sırasında yaralandığı hususunda tam bir vicdani kanaat oluşmuştur. Dolayısıyla
olayda idarenin ajanlarının hizmet kusurunun bulunduğu anlaşılmış ve sonuç
olarak başvurucunun zararlarının bu husus gözönüne
alınarak karşılanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
22. Davanın kısmen kabulü kararına karşı taraflarca karar
düzeltme isteminde bulunulması üzerine yapılan inceleme sonunda AYİM İkinci
Daire Başkanlığı 9/9/2015 tarihli kararı ile istemi
reddetmiş ve yargılama süreci sona ermiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
A. Ulusal Hukuk
23.8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli
Sandığı Kanunu"nun "Vazife malullüğü
aylığı" kenar başlıklı 56. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Muvazzaf, yedek ve gönüllü erlerin silah
altında bulundukları esnada veya celp ve terhislerinde (Serbest sevkler dahil) sevkleri sırasında, Yedek Subay okulu öğrencilerinin
gerek okulda, gerek okuldan evvelki hazırlık kıtasında vazife malulü olmaları
halinde, kendilerine, öğrenim durumlarına göre, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun
36 ncı maddesinde tespit edilen giriş derece ve
kademe tutarlarının, daha önce Devlet Memuriyetinde bulunmuş olanlardan
kazanılmış hak aylıkları veya emekli keseneğine esas aylıkları, sözü edilen
giriş derece ve kademe tutarının üzerinde olanlara bu aylıkları emeklilik
gösterge tablosunda karşılığı olan derece ve kademe tutarının,% 70"i üzerinden
aylık bağlanır."
24. 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun "Malûl sayılma" kenar başlıklı
25. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Sigortalının
veya işverenin talebi üzerine Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti
sunucularının sağlık kurullarınca usûlüne uygun
düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu, 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için
çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma
gücünün en az % 60"ını, (c) bendi kapsamındaki sigortalılar için çalışma
gücünün en az % 60’ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma
gücünü kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalı, malûl
sayılır."
B. Uluslararası Hukuk
25. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) “Adil
yargılanma hakkı” kenar başlıklı 6. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
“Herkes medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar ya da
cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan,
kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul
bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına
sahiptir…”
26. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarına göre,
bir mahkemenin davaya yaklaşımının başvurucunun iddialarına yanıt vermekten ve
başvurucunun temel şikâyetlerini incelemekten mahkemenin kaçınmasına neden
olması hâlinde Sözleşme"nin 6. maddesi davanın düzgün bir biçimde incelenmesi
hakkı bakımından ihlal edilmiş olur (Kuznetsov/Rusya, B. No: 184/02, 11/4/2007,
§§ 84, 85). Sözleşme’deki hakların etkili bir biçimde
korunması için davaya bakan mahkemelerin Sözleşme’nin 6. maddesine göre “tarafların dayanaklarını, iddialarını ve delillerini
etkili bir biçimde inceleme görevi” vardır (Dulaurans/Fransa, B. No: 34553/97, 21/3/2000,
§ 33).
27.Bununla birlikte belirli bir davaya ilişkin olarak delilleri
değerlendirme ve gösterilmek istenen delilin davayla ilgili olup olmadığına
karar verme yetkisi de esasen derece mahkemelerine aittir (benzer yöndeki AİHM
kararı için bkz. Barbera Messegue
ve Jabardo/İspanya, B. No: 10590/83, 6/12/1988, § 68).
V. İNCELEME VE GEREKÇE
28. Mahkemenin 21/11/2017 tarihinde
yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
29. Başvurucu; askerlik görevini yerine getirirken eğitim
sırasında komutanının kendisini sırt çantasından tutarak sürüklemesi sonucu
sakatlanması neticesinde askerlikten terhis edildiğini, sakatlanması nedeniyle
çalışma gücünü de önemli ölçüde kaybettiğini belirtmiştir. Başvurucu,
sakatlanmasına neden olan olayın askerlik hizmetinin sebep ve tesiri altında
gerçekleşmesine ve bu durumun ayrıca açtığı tazminat davasında bilirkişi
raporlarında ortaya konulmasına karşın vazife malulü sayılmama işleminin iptali
için açtığı davanın eğitim sırasında sakatlandığına dair herhangi bir idari
kayıt bulunmadığı gerekçesiyle reddedildiğini ifade etmiştir. Başvurucu; bu
sonucun hatalı bir değerlendirmeye dayandığını belirterek adil yargılanma
hakkının, kanun önünde eşitlik ilkesinin ve sosyal devlet ilkesinin ihlal
edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
30. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvuru dilekçesi
ve eklerinin incelenmesi neticesinde başvurucunun vazife malulü aylığı
bağlanmasına ilişkin davasının AYİM tarafından hatalı değerlendirme yapılması
sonucu reddedilmesinden şikâyet ettiği anlaşılmaktadır. Bu çerçevede başvuru,
adil yargılanma hakkı kapsamında hakkaniyete uygun yargılama yönünden
incelenmiştir.
31. Başvurucunun iddiaları dayanaktan yoksun olmadığından,
ayrıca başka bir kabul edilemezlik nedeni de bulunmadığından başvurunun kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
32. Kural olarak Anayasa Mahkemesinin görevi herhangi bir davada
bilirkişi raporu veya uzman mütalaasının gerekli olup olmadığına karar vermek
değildir. Bilirkişi raporu benzeri delillerin kabul edilebilirliği ve
değerlendirilmesi hususları derece mahkemelerinin yetkisi dâhilindedir (Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No:
2013/7800, 18/6/2014, § 68). Sözleşme’nin 6.
maddesinin (1) numaralı fıkrasında, kişilerin davalarının hakkaniyete uygun
olarak görülmesini isteme hakları güvence altına alınmıştır. Hakkaniyete uygun
bir yargılama için yargılama makamları, taraflarca ileri sürülen iddiaları ve
gösterilen delilleri gereği gibi incelemek zorundadır (Mehmet Çelikkıran,
B. No: 2013/9648, 20/1/2016, § 28).
33. Bu çerçevede mevcut yargılamada geçerli olan delil sunma ve
inceleme yöntemlerinin adil yargılanma hakkına uygun olup olmadığını denetlemek
Anayasa Mahkemesinin görevi kapsamında olmayıp Anayasa Mahkemesinin görevi
başvuru konusu yargılamanın bütünlüğü içinde adil olup olmadığını
değerlendirmektir (Muhittin Kaya ve Muhittin
Kaya İnşaat Taahhüt Madencilik Gıda Turizm Pazarlama Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., B. No: 2013/1213, 4/12/2013, § 27). Nitekim
Anayasa Mahkemesi, bu kapsamda, dava konusu uyuşmazlığın temelini oluşturan
iddianın genel bir kabul olarak reddedildiği ve böylece davanın özünün gereği
gibi incelenmediği kanaatine varmış; benzer bir başvuruda başvurucunun adil
yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde karar vermiştir (Mehmet Çelikkıran, §§
37, 38).
34. Somut olayda başvurucu, terhis edilmesine sebep olan
sakatlığının askerlik hizmeti sırasında ve askerlik hizmetinden kaynaklandığını
ileri sürerek kendisine vazife malullüğü aylığı bağlanması isteminin reddine
karşı AYİM Üçüncü Dairesinde iptal davası açmıştır.Davayı
gören AYİM Üçüncü Dairesi dekişiye vazife
malullüğünden dolayı aylık bağlanması için o kişinin görevinden kaynaklanan bir
nedenle malul hâle gelmiş olması gerektiğini belirterek başvurucuda var olan
maluliyetin görev esnasında ve görev sebebiyle oluşup oluşmadığını incelemeye
yönelmiştir. Bu kapsamda Mahkeme yaptığı değerlendirmede; başvurucunun askerlik
eğitimi sırasında meydana geldiği ileri sürülen olaya ilişkin soyut iddia
dışında herhangi bir belge ortaya konulamadığını, revir vizite defterinde olaya
ilişkin bir kaydın yer almadığını belirterek davayı reddetmiştir. Ayrıca
Mahkeme, rahatsızlığın nasıl oluşabileceğine ilişkin tıbbi görüş sorulması
hususunun, sakatlığa neden olduğu ileri sürülen olaya ilişkin maddi olgu ortaya
konulmadığından gerekli olmadığına kanaat getirmiştir (bkz.§§ 12-17).
35. Öte yandan başvurucu sakatlanarak askerliğe elverişsiz hâle
gelmesine neden olanolaylara ilişkin bir tazminat
davası da açmıştır. Bu dava AYİM İkinci Dairesi tarafından görülmüştür. Davada
Mahkeme; idarenin tazminat ödeme yükümlüğünün bulunup bulunmadığının, esasen
gerçekleşen zarar ile idari eylem veya işlem arasında illiyet bağıolup olmadığının anlaşılması gerektiğinden hareket
ederek başvurucuda ortaya çıkan sakatlığın dış etmenlerden kaynaklanıp
kaynaklanmadığı hususunda bilirkişi raporları düzenlettirmiştir. Söz konusu
bilirkişi raporlarında ortak görüş olarak başvurucuda ortaya çıkan sakatlığın
fiziksel bir dış etmenden kaynaklanabileceği belirtilmiştir. Bu
çerçevede Mahkeme, başvurucunun askerliğe alınmadan önce yapılan muayeneler
sırasında bu türden bir sakatlığı olduğuna yönelik herhangi bir tespit
yapılmadığına da dikkat çekerek başvurucunun askerlik hizmeti sırasında
yaralandığı hususunda tam bir vicdani kanaate ulaştığını vurgulamış ve zararın
askerlik hizmetinin gerçekleştirilmesi sırasında, eğitim esnasında meydana
geldiğini, hizmetten kaynaklandığını, hizmet ile zarar arasında illiyet bağı
bulunduğunu belirtmiş; davayı kısmen kabul etmiştir. Dava sonunda
başvurucu lehine tazminata hükmedilmiştir(bkz. §§ 18-22).
36. Bu kapsamda yukarıda yer verilen her
iki yargılamaya bir bütün olarak bakıldığında gerek bireysel başvuruya konu
edilen AYİM Üçüncü Dairesinde görülen vazife malullüğü aylığı bağlanması
isteminin reddine ilişkin iptal davasında gerek AYİM İkinci Dairesinde görülen
sakat kalma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemli davada başvurucuda
ortaya çıkan zararın askerlik hizmetinden ve bu hizmetin gereğinden kaynaklanıp
kaynaklanmadığının açıklığa kavuşmasının önemine dikkat çekildiği
görülmektedir. Ancak bireysel başvuruya konu edilen AYİM Üçüncü
Dairesinde görülen davada, sakatlığın askerlik hizmeti sırasında ve bu hizmetin
gereğinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunda bir uzman incelemesine gerek
görülmemiştir. Bu karara muhalif kalan Mahkeme üyelerinin karşı oylarında da
işaret ettikleri AYİM İkinci Dairesinde görülen davada ise bilirkişi
raporlarında belirtilen görüşler ve diğer delillerin değerlendirilmesi sonucu
aynı sakatlanma olayının askerlik eğitimi sırasında gerçekleşen yaralanmadan
kaynaklandığı kanaatine ulaşılmıştır.
37. Başvuruya konu uyuşmazlıkta başvurucunun temel iddiası,
askerlikten terhisine ve iş gücü kaybına sebep olan sakatlığının askerlik
hizmeti sırasında gerçekleştiği ve askerlik hizmetinden kaynaklandığıdır.
38. Bu kapsamda AYİM İkinci Dairesinde
açılan tazminat davasında sakatlığın nereden ve nasıl kaynaklanabileceğine
ilişkin tıbbi görüş alınmasının gerekli görüldüğü ve bu görüşlerin başvurucunun
iddiasını desteklediği dikkate alındığında bireysel başvuruya konu dava
sürecinde sonuca ulaşabilmek için başvurucunun sakatlığının kaynağının teknik
ve özel bilgi gerektiren tıbbi bir inceleme çerçevesinde değerlendirilmesi
gerektiği açıktır.
39. Anayasa Mahkemesinin benzer bir olaya ilişkin yapılan
başvuru hakkında verdiği kararda ortaya koyduğu ilkeler de dikkate alınarak (Mehmet Çelikkıran, §§
27-30) somut olayda başvurucunun temel iddiasının etkili olarak incelenmediği
ve dolayısıyla davanın özünün gereği gibi değerlendirilmediği sonucuna
varılmaktadır.
40. Açıklanan nedenlerle başvuruya konu yargılamaya bir bütün
olarak bakıldığında başvurucunun zararına yol açan olayın etkili olarak
incelenmemesi nedeniyle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan
hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun"un
50. Maddesi Yönünden
41.30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2)
numaralı fıkraları şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya
da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve
sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali
ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya
ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar
bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel
mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla
yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve
sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
42. Başvurucu, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüş; kendisine bireysel başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi
ile birlikte vazife malullüğü aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
43. Başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına
alınan adil yargılanma hakkı kapsamında hakkaniyete uygun yargılanma hakkının
ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
44. Hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlalinin sonuçlarının
ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar
bulunduğundan kararın bir örneğinin yeniden yargılama yapılmak üzere ilgili
mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
45. Yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilgili mahkemesine
gönderilmesine karar verilmesi nedeniyle başvurucunun diğer talebinin reddine
karar verilmesi gerekir.
46. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucuya
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine
ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil
yargılanma hakkı kapsamında hakkaniyete uygun yargılanma hakkının İHLAL
EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin adil yargılanma hakkının ihlalinin
sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere
-Anayasa"nın 21/1/2017 tarihli ve 6771 sayılı Kanun
ile getirilen geçici 21. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendiyle Askeri
Yüksek İdare Mahkemesi kaldırılmış olduğundan anılan bendin (b) alt bendi
gereğince- YETKİLİ İDARİ YARGI MERCİİNE GÖNDERİLMESİNE (Karar, Askeri Yüksek
İdare Mahkemesi Üçüncü Dairesinin E.2013/47, K.2014/408 sayılı dosyasıyla ilgilidir),
D. Başvurucunun diğer taleplerinin REDDİNE,
E. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
2.006,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
F. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 21/11/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.