4. Hukuk Dairesi 2014/902 E. , 2014/5043 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/02/2012
NUMARASI : 2010/15-2012/37
Davacı O.. R.. vekili Avukat N.. Ö.. tarafından, davalı M.. S.. aleyhine 23/02/2010 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın reddine dair verilen 21/02/2012 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından, duruşmasız olarak incelenmesi de davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 25/03/2014 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacı vekili Avukat M..K.. B.. geldi, karşı taraftan davalı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle uğranılan zararın rücuen tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesinin başlığında davalı olarak “M..S..’a velayeten S.. S..” gösterilmiştir. Davacı vekili tarafından sunulan 26.04.2010 tarihli cevaba cevap dilekçesinde; davalılardan S.. S..’a yöneltilen davanın esasen TMK’nın 369. maddesinde düzenlenen ev başkanının sorumluluğuna dayandığı, ancak dava dilekçesinde sehven “M..S..’a velayeten” denildiği, davalıların “M..S.. ve velayeten S.. S..” olduğu, yani davalı S.. S..’ın da ev başkanı olarak davalı gösterildiği belirtilerek dava dilekçesine açıklık getirilmiştir.
Cevaba cevap dilekçesi davalılar vekiline 15.06.2010 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen; davalı tarafça, iddianın genişletilmesine muvafakatleri olmadığına dair bir itirazda bulunulmamıştır. Şu durumda; davacının davalılardan S..S..’a yönelik davasının TMK’nın 369. maddesine dayandırıldığı kabul edilmelidir.
Ev başkanının sorumluluğu, TMK’nın ikinci kitabında yer almaktadır. Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair 4787 sayılı Kanun"un 4/1. maddesi gereğince TMK"nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK md 118-395,5133 sayılı kanun md 2-3) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağı hüküm altına alınmıştır. Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında resen gözetilir.
Şu durumda dava konusu uyuşmazlığın Aile Mahkemesinde çözümleneceği gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davacı yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine, temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/03/014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle uğranılan zararın rücuen tazmini istemine ilişkindir.
Başlangıçta dava açılırken, davalı olarak "davalı Mehmet"e velayeten S.. S.." davalı olarak gösterilmiştir. Dilekçenin sonuç kısmında da bu husus tekrarlanmıştır.
Her nekadar davacı vekili 26/04/2010 tarihli dilekçesinde MK 369. maddesinden bahsederek dava dilekçesini tavzih ettiğini bildirmişse de bu kez "M..S.. ve velayeten S.. S.." demek suretiyle davalı sayısını arttırmıştır. Tavzih suretiyle taraf değiştirilemeyeceği gibi davalının açık izni olmadan davaya taraf eklenemez. (HMK 124)
Islah suretiyle dahi taraf değiştirilemez.
Bu durumda davaya Asliye Hukuk Mahkemesi"nde ve M..S.. aleyhine devam edilmesi doğrudur. İşin esasının incelenmesi gerekirken kararın görev yönünden bozulmasına yönelik çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 25/03/2014