Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
İİK. nun 30.maddesine göre “para borcuna veya teminat verilmesine dair olan ilam icra dairesine verilince icra memuru borçluya bir icra emri tebliğ eder.” Buna göre ilamlı icra takibi yapabilmesi için alacaklının bir ilama ya da ilam niteliğinde bir belgeye dayanması zorunludur. Ayrıca bu ilamda lehine bir eda hükmü bulunması da gereklidir.
Somut olayda, takip yapan alacaklı takibine dayanak yaptığı ilamda, davalı olup, lehine bir eda hükmü mevcut değildir. Bu nedenle anılan ilama dayalı olarak ilamlı icra takibi yapmasına yasal imkan yoktur.
O halde mahkemece şikayetin kabul edilerek takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 07.07.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.