4. Hukuk Dairesi 2014/2489 E. , 2014/5780 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Hakkari Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/05/2013
NUMARASI : 2011/29-2013/212
Davacı A.. S.. vekili Avukat M.l D. tarafından, davalılar İ.. B.. vdl aleyhine 01/02/2006 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 28/05/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;
a)Dava, haksız el koyma nedeniyle uğranılan maddi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Davacı, kaçak olduğu iddiası ile 519 adet küçükbaş hayvanına el konulup yediemine teslim edildiğini, hakkında toplu kaçakçılık suçundan ceza davası açıldığını, yargılama sonucunda beraat ettiğini ve el konulan hayvanların kendisine iadesine karar verildiğini, ancak hayvanların iade edilmediğini belirterek uğradığı zararın tazminini istemiştir.
Davalılar, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkeme, davalılar tarafından, el konulan hayvanların davacıya teslim edildiğine ilişkin tutanak fotokopisinin dosyaya sunulduğunu, ancak tutanak altındaki imzanın davacı tarafından inkar edildiğini, tutanak aslı ibraz edilmediğinden imza incelemesi yapılamadığını, bu hali ile davalılar tarafından hayvanların teslim edildiğinin ispat edilemediğini, ceza dosyası kararının kesinleştiği 02/12/2005 tarihinde davalı idarenin iade yükümlülüğü doğduğundan, bu tarihe göre hesaplanan ve 519 adet küçükbaş hayvanın değeri olan 180.992,00 TL’nin hüküm altına alınması gerektiğini belirterek istemi kısmen kabul etmiştir.
Dosya kapsamında bulunan ve jandarma görevlileri ile davacı, dava dışı yediemin Ş. T., yedieminden davaya konu hayvanları aldığı belirtilen E A’nun isim ve imzalarının yer aldığı 07/04/2006 tarihli “tutanaktır” başlıklı belgede; 519 adet küçükbaş hayvanın kaçak olduğu gerekçesi ile jandarma tarafından yakalandığı, söz konu hayvanların yediemin olarak ŞT’a teslim edildiği, ancak birkaç gün sonra mahkemeye başvurarak söz konusu hayvanları E A isimli şahsın teslim aldığı, ondan da davacının teslim alarak memleketine götürdüğü, teslim tarihleri arasında geçen sürede yaklaşık 100 adet hayvanın öldüğü, bunun haricinde herhangi bir zararın olmadığı belirtilmektedir.
Davacı tarafından, davalılar aleyhine başlatılan taşınır mal teslimine ilişkin icra takibi nedeniyle, Hakkari İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2009/47 Esas (bozma ilamından sonra 2012/17 Esas) sayılı dosyasında görülen, icra takibinin geri bırakılması davasında; 07/04/2006 tarihli belge üzerinde imza incelemesi yaptırıldığı, söz konusu imzanın davacının eli ürünü olduğunun tespit edildiği, mahkemece tutanak altında ismi ve imzası olanların tanık olarak beyanlarına başvurulduğu, tanıkların; tutanak içeriğinin doğru ve imzaların kendilerine ait olduğunu, 519 adet hayvandan 100’ünün telef olduğunu ve geriye kalanının davacıya teslim edildiğini beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
Hakkari İcra Hukuk Mahkemesi tarafından 21/06/2011 tarihli karar ile taşınır mal teslimine ilişkin icra emrinin 419 küçükbaş hayvan yönünden geri bırakılmasına, takibin 100 adet hayvan teslimi üzerinden devamına karar verilmiş; Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 20/03/2012 gün, 2011/23772 esas, 2012/8820 karar sayılı ilamı ile; eldeki tazminat dosyasında davalı kurumların davacıya borçlu olup olmadıklarına karar verileceğinden, Hakkari Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen bu davanın sonucunun beklenmesi için hüküm bozulmuştur. Bozma ilamında aynı zamanda; ilamlı takipte icranın geri bırakılmasına yönelik itirazlarda İİK’nın 33. maddesi gereğince tanık deliline başvurulamayacağı gibi fotokopi üzerinden imza incelemesi yapılamayacağı da belirtilmiştir.
İcra Mahkemeleri, İcra ve İflas Kanunu’ndaki usullere ve yasada sınırlı olarak sayılmış delillere göre yargılama yaparlar. Yargıtay 12. Hukuk Dairesince; İİK’nın 33. maddesine atıf yapılarak; ilamlı icrada icranın geri bırakılmasına yönelik itirazı inceleyen İcra Mahkemesinin, uygulayacağı yargılama usulüne işaret edilmiştir. Ancak eldeki tazminat davasının görüldüğü asliye hukuk mahkemesi, genel mahkeme olup İcra ve İflas Kanunu’ndaki sınırlamalar, haksız fiile dayalı bu davanın yargılaması yönünden geçerli değildir. Diğer bir deyişle; dar yetkili icra mahkemesi yönünden getirilen ispata ilişkin kurallar ve bu itibarla 12. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamında belirtilen esaslar, genel yetkili asliye hukuk mahkemesi yönünden bağlayıcı değildir. Eldeki davada; 07/04/2006 tarihli tutanağın içeriği ve geçerliliği her türlü delil ile ispat edilebilir. Bir an için fotokopi belge üzerinde imza incelemesi yapılamayacağı benimsense dahi, tutanak yazılı delil başlangıcı kabul edilerek tanık deliline başvurulabilir. Kaldı ki; icra hukuk dosyasında Hakkari Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından yapılan imza incelemesinde, tutanak altındaki imzanın davacıya ait olduğu belirlenmiş ve tutanak mümzileri de tutanak içeriğinin doğru olduğunu beyan etmişlerdir.
Sonuç olarak tüm dosya kapsamı itibarı ile; davalılar, 419 adet koyunun davacıya teslim edildiğini ispat etmişlerdir. Buna göre; öldüğü anlaşılan 100 adet koyun yönünden karar verilmesi gerekirken, 519 adet koyun üzerinden yapılan hesaba göre hüküm kurulması doğru değildir. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
b) Davacı tarafından yargılama devam ederken 31/01/2013 havale tarihli ıslah dilekçesi ile dava değeri arttırılmış ve arttırılan değere göre ıslah harcı ikmal olunmuştur. Bilahare davacı tarafından 24/04/2013 havale tarihli dilekçe ile talep olunan tazminat miktarı yeniden yükseltilmiş ancak herhangi bir harç yatırılmamıştır. Mahkemece her iki dilekçe de ıslah dilekçesi olarak kabul edilmiş, her ne kadar ikinci dilekçe ile arttırılan miktarın tamamına hükmedilmemişse de; ilk dilekçe ile arttırılan miktarı aşar şekilde tazminata karar verilmiştir. Diğer bir deyişle; bir davada birden fazla ıslah yapılamayacağından, talepten fazlasına hükmolunmuştur. Mahkeme, taleple bağlı olup bundan fazlasına karar veremez. İkinci ıslahı da kabul eder şekilde, birinci ıslahla talep edilenden fazlasının hüküm altına alınması doğru değildir. Kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararının, yukarıda (2-a-b) numaralı bentlerde gösterilen nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalıların diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine 03/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.