17. Hukuk Dairesi 2016/66 E. , 2018/10058 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın yaptığı tek taraflı kazada, araçta yolcu olarak bulunan davacının ağır biçimde yaralandığını, tedavisinin hala devam ettiğini, işgöremezliğe uğrayan davacının bu zararından ve sosyal güvenlik kurumlarınca karşılanmayan tedavi giderleri ile bakıcı masraflarından davalının sorumlu olduğunu belirterek belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 25.08.2015 tarihli artırım dilekçesiyle, taleplerini 225.000,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, poliçe limitiyle sınırlı biçimde ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını, tedavi giderlerinden ..."nın sorumlu olduğunu, sigortalı araçta yolcu olan davacı yönünden hatır taşıması nedeniyle tazminatta indirim yapılması gerektiğini, sürücünün alkollü ya da ehliyetsiz olması halinde müterafik kusur nedeniyle de indirim gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 225.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sebepledir ki, ... şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır.
Somut olayda; davacının yolcu olduğu ve davalı tarafından trafik sigortalı araç tek taraflı kaza yapmış ve davacı da bu kazada yaralanıp işgücü kaybına uğramıştır. Davalı tarafından düzenlenen poliçede, bedensel zarar halinde kişi başına teminat limitinin 225.000,00 TL ve davacının (hatır indirimi de yapıldıktan sonra) hesaplanan zararının 235.580,00 TL olduğu; mahkeme tarafından, davacı zararı poliçe teminat limitini aştığından, limit gereği 225.000,00 TL tazminata hükmedildiği görülmektedir. Davalının sorumluluğuna karar verilen tazminat miktarı, poliçedeki teminat limiti ile sınırlı sorumluluk prensibi gereği zaten poliçe limiti ile sınırlandırılarak hüküm altına alındığı için, hüküm fıkrasında davalının sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı olduğu şeklindeki ibareye yer verilmesi gereksiz olduğu gibi, asıl alacak miktarı bakımından limitle sorumlu olan davalının alacağın fer"ileri bakımından da bu limiti aşmayacak biçimde sorumlu olacağı izlenimi yaratan, tereddüt uyandırıcı bir hal arzetmektedir.
1086 sayılı HUMK"nun 381-389. maddelerinde (6100 sayılı HMK"nun 294-297. maddeleri), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK"nun 297/II maddesi); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalı ve tereddüt yaratıcı olmamalıdır.
Açıklanan tüm bu maddi ve hukuksal olgular karşısında; mahkeme hükmünün, davacı için hükmedilen tazminat ile fer"ileri bakımından davalının sorumlu olacağı tutar yönünden tereddüt uyandırıcı nitelikte olması nedeniyle mahkeme hükmü
hatalı olup bu hal bozma nedeni ise de, anılan bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 1. bendindeki "poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere" ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 05/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.