14. Hukuk Dairesi 2017/2986 E. , 2021/925 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.06.2010 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil talebinin reddine, tazminat talebinin kabulüne dair verilen 25.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... mirasçıları vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili; taraflar arasında 11.12.2006 tarih ve 3261 yevmiye nolu düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vadi sözleşmesi akdedildiğini, davalının 602 parselde kayıtlı taşınmazda bulunan 25920/1244160 payını 51.780,08 TL. karşılığında davacıya satmayı vaad ettiğini, davaya konu taşınmaz hissesinin sözleşme gereğince müvekkilinin dilediği tarihte adına ferağ verilmesi ve müvekkiline temlik edilmesi gerektiği halde bu edim ve taahhüt istemlere rağmen davalı tarafça sözleşmeye ve hukuka aykırı olarak yerine getirilmediğini, sözleşmeye konu taşınmaz hissesinin tapu kayının iptali ile davacı müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini, bu mümkün olmadığı takdirde taşınmaz hissesinin dava tarihi itibarı ile değerinin tespiti ile 51.780,08 TL"nin işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya katılmamıştır.
Mahkemece tapu iptal tescil talebinin reddine, tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davalı ... mirasçıları vekili temyiz etmiştir.
Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin, hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir.
Savunma hakkı, Anayasanın 36. maddesi ile güvence altına alınmış olup, 6100 sayılı HMK’nun 27. maddesinde de “Hukuki dinlenilme hakkı” başlığı altında ayrıca düzenlenmiştir. Hakim, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Buna göre hakim iddia ve savunma haklarını kullanabilmeleri için tarafları duruşmaya çağırmak zorundadır. Bu bakımdan davetin ve bunun yazılı şeklinin (davetiyenin) davadaki önemi büyüktür. Esasen, taraf teşkilinin sağlanması Anayasanın 90/son maddesi delaletiyle AİHS’ nin 6. maddesi hükmü uyarınca adil yargılanma hakkının da bir gereğidir.
Dava dilekçesinin tebliği ile davalı savunma hakkını kullanma olanağını kazanır ve cevap süresi işlemeye başlar. Esasa ve usule ilişkin savunma ve delillerini, dava dilekçesinin içeriğine göre ileri sürebilmesi için dava dilekçesinin tebliği zorunludur.
Öte yandan, tebligatın nasıl ve kimlere yapılacağı adres araştırması ve tespitin yöntemi 7201 Sayılı Tebligat Kanununda gösterilmiş, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 48 ve devamı maddelerinde de adres bilgilerinin tutulması, güncellenmesi ve kullanılması ile ilgili hükümler öngörülmüştür.
Öncelikle, yasaya uygun biçimde taraf teşkilinin tamamlanmasından sonra işin esasına girilmesi, deliller toplanarak bir sonuca ulaşılması asıldır. Değinilen işlemler nedeniyle tebligat bilgilendirme yanında, belgelendirme özelliği de bulunan bir usuli işlemdir. Tebliğ ile ilgili, Tebligat Kanunu hükümleri şeklidir. Bu nedenle, tebligata ilişkin yasal hükümlerin gözden uzak tutulmaması ve uygulanması zorunludur.
Somut olaya gelince; davalı ...’na dava dilekçesi ve bilirkişi raporunun mernis adresi olmayan bir adrese 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, gerekçeli karar tebliği için ise mernis adresi araştırılmadan, daha önce usulüne uygun tebligat yapılmayan adresine üç defa tebligat çıkarıldığı, ancak üç ayrı tebligatın da “adresin yanlış olması, evrakta yazılı kapı numarasının olmaması” açıklamaları ile mahkemesine iade edildiği ve sonuç olarak davalıya hükmün tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
O halde mahkemece; davalı ... 01.06.2015 tarihinde öldüğünden, mirasçılarına dava dilekçesi tebliği ile taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların gösterecekleri kanıtların toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan davanın esastan sonuçlandırılması doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... mirasçılarının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.02.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.