10. Ceza Dairesi 2017/28 E. , 2017/3163 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Sanığın İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 29.11.2011 tarihli 2010/244 esas ve 2011/257 sayılı kararı ile uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetine karar verildiği, bu kararın Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 01.07.2015 tarihli 2013/118 esas ve 2015/32043 sayılı kararı ile “Daha önceki tarihlerde birlikte ikamet ettikleri de anlaşılan sanık ... ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen diğer sanık ..."un kullanmak için birlikte aldıkları suç konusu esrarın bir kısmını diğer sanık..."un üzerine alıp geri kalanı sanığın evinde bıraktığı, olay tarihinde diğer sanık..."un kalan esrarı almak için sanığın evine gittiği ve 2 paket halindeki esrarını sanık ..."dan aldığı, sanık ..."un yakalanmasından sonra görevlilerin nezaretinde sanık ... ile yaptığı telefon görüşmesinin içeriğinin de dosyada yer almadığının anlaşılması karşısında; sanığın eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gözetilmeden uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması, yasaya aykırı” gerekçesiyle bozulduğu, İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi"nce 27.10.2015 tarihli 2015/170 esas ve 2015/298 sayılı karar ile Dairemizin bozma kararına direnildiği, hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilerek dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na gönderildiği, 02.12.2016 tarihli 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 36. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 307. maddesi uyarınca, Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından 14.12.2016 tarihli 2015/1221 esas ve 2016/1903 karar sayılı karar ile dosya Dairemize gönderildiğinden, direnme kararı üzerine verilen hükmün Dairemizce incelenmesinde zorunluluk bulunduğu anlaşılmakla, yapılan incelemede;
Cumhuriyet savcısının esasa ilişkin görüşünü açıklaması üzerine, sanık müdafiinin mütalaaya karşı savunmasından sonra, CMK"nın 216. maddesinin 3. fıkrası uyarınca duruşmada hazır bulunan sanıktan son sözü sorulmadan hüküm kurularak savunma hakkının kısıtlanması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 04.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.