
Esas No: 2020/696
Karar No: 2022/720
Karar Tarihi: 18.10.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/696 Esas 2022/720 Karar Sayılı İlamı
T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/696 Esas
KARAR NO : 2022/720 GEREKÇELİ KARAR
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/12/2020
KARAR TARİHİ : 18/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının icra takibine konu etliği fatura bedellerinin davacı şirkelçe ödenmesine rağmen davalının cari hesap ekstresinde bu ödemeleri işlemediği, davacı şirketin davalı şirkete 02.06.2016 tarihli ve----- imzasını havi tediye makbuzu ile 22.000.00 TL nakit ödeme yaptığı, davalının cari hesap ekstresinde bu ödemeyi işlemediği, tediye makbuzunun cari hesapta dikkate alınması gerekliği, ayrıca davacı şirketin ------hesabından davalı şirket hesabına 10.02.2020 tarihinde 20.000TL,ödeme gerçekleştirdiği, bu ödemenin de hiç yapılmamış gibi davacı şirkete icra takibine girişildiği, davalının cari hesap ekstresinde de yer aldığı üzere davalıya ayrıca 09.09.2016 tarihinde 15.000,001TL, 07.09.2016tarihinde 295.425,64-TL ve 02.06.2016 tarihinde 177.400,00TL ödeme yapıldığı, dolayısıyla takibe konu edilen fatura bedellerini davacının ödediği, ödemelerin tamamı davalı tarafça cari hesabı işlenmeyerek mesnetsiz olarak davacı şirketin borçlu olarak gösterilerek icra takibine girişildiği, davacı şirket yetkilisi ------- ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin sona erdiği, davacı şirket yetkilisi ------- ile davalı arasında iş yapım sözleşmesi imzalandığı ve bu sözleşme çerçevesinde yetkili ------- tarafından ödemeler yapıldığı, davalı tarafından iş yapımının ayıplı olması gibi gerekçelerle ------- sayılı kararı ile davacı şirket yetkilisi lehine karar verilerek işbu kararın------- dosyasından karar onanarak kesinleştiği, bu karara konu iş yapımı sehbebiyle davacı Şirket yetkilisi tarafından gerçekleştirildiği, bu ödemelerin mahkeme kararı ve davalının imzalı yazılı beyanları ile sabit olduğu, kesinleşmiş mahkeme kararından ve sunulan delillerle anlaşılacağı üzere -------davalı şirkete borcunun bulunmamasından dolayı, davacı şirketin hesaplarından çıkan bedellerin davacı şirketin borcuna mahsuben ödendiği, şirket yetkilisinin özel borcunu ise senet düzenleyerek ödendiği, davacının ticari deflerleri incelendiğinde ödeme kayıtlarının görüleceği, ödeme belgeleri ve ticari defterlerin yazılı delil niteliğinde olduğu, davalının sunduğu cari hesap ekstresinin hatalı olduğu ve davacı tarafça kabul edilmediği, davalı tarahn icra takibi yapmakta kötüniyetli olduğu, bu nedenlerle, davacının ------- sayılı dosyadaki borcunun sorumlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine % 20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirket tarafından------ takip sayılı dosya ile davacıya karşı ödenmeyen faturalara dayalı ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacı yan tarafından ödeme emrine itiraz edilmediği ve takibin kesinleştiği, davacı yan tarafından açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğu, davacının dava dilekçesinde, 02.06.2016 tarihli tediye makbuzu ile davalı şirkete 22.000 TL 10.02.2020 tarihinde 20.000 TL, 09.09.2016 tarihinde 15.000,00 TL, 07.09.2019 tarihinde 295.425,64 TL 02.06.2016 tarihinde 177.400 TL olacak şekilde ödemeler yapıldığının ve bu ödemeler ile borcun tamamının ödendiğinin ifade edildiği, fakat bu hususun gerçeği yansıtmadığı, davalı şirket ile davacı şirketin yetkilisi -------arasında imzalanan ve cevap dilekçesi ekinde sunulan 08.02.2016 tarihli "İş Yapım Sözleşmesi" kapsamında söz konusu faturalar haricinde bir sözleşme imzalandığı ve davalı ile davacı yan arasında icra lakibine konu faturalar haricinde 70.000,00 TL'ye iş yapımı hususunda anlaşıldığı, davalı şirketin tutmuş olduğu davacı yanın yetkilisi ------ait müşteri hesap ekstresinde görüleceği üzere 09.09.2016 tarihinde 15.000,00 TL, 07.09.2019 tarihinde 295.425,64 TL, 02.06.2016 tarihinde 177.400,00 TL olarak yapılan ödemelerin borçtan düşüldüğü ve kalan 44.959,90TL üzerinden takip yapıldığı, davacı borçlu şirketin yapmış olduğu 02.06.2016 tarihli 22.000,00 TL ve 10.02.2020 tarihli 20.000,00 TL, ödemelerin ise bahsi geçen iş yapım sözleşmesi kapsamında yapılan ödemeler olduğu, taraflar arasında satışı yapılan inşaat malzemeleri için kesilen faturalar ve ödemeler olmakla birlikte, bir de ayrıca iş yapım sözleşmesi kapsamında davalı şirketçe yapılan işler ve karşılığında almış olduğu ödemelerin mevcut olduğu, davacının ise "İş Yapım Sözleşmesine değinmeksizin yalnızca ortada kesilen inşaat malzemesi faturaları ve onlar için yapılan ödemeler varmış gibi hakikate ve iyi niyete aykırı beyanlarda bulunduğu, bu sebeple haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Mahkememizce taraflara usulüne uygun tebligat yapılmış,------- sayılıdosyamız arasına alınmıştır.Dosya konusunda -----verilerek, rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda; Davacının ticari defterlerindeki kayıtlara göre, davalının davacı adına 2016 yılında düzenlediği faturaların toplam tutarının 532,793,64TL olduğu, buna karşılık davacının davalıya 2016 yılında yaptığı banka/çek ödemelerinin toplamının ise (kayıtlara yansıyan şekliyle) 517.825,6YTL olduğu tespit edilmişlir. Düzenlenen laturalara karşılık yapılan ödemeler neticesinde; davacının ticari defterlerine göre, 2016 yılı sonunda davacının davalıya 14.968,00TL borcunun bulunduğu anlaşılmaktadır. (EK1) Taraflar arasında düzenlenen 02.06.2016 tarihli 22.000TL tutarındaki tediye makbuzunda tarafların şirket unvanları ve yelkili isimlerin imzaları yer almaktadır. Davalı şirket bu makbuz ile davacıdan 22.000TL nakil aldığını kabul etmiş bulunmaktadır. Davacı şirket, kendi ticari defterlerinde söz konusu makbuzun 10.000T'L'lik kısmını ticari defterlerine girmiş bulunmaktadır. Vakat davacı, dava dilekçesinde bu makbuzun tamamı üzerinden hesaplama yaparak davalıya borcunun bulunmadığını belirtmiştir. Takdir Sayın Mahkeme'ye ait olmak Üzere, eğer 22.000TL tutarındaki ödeme makbuzunun ticari delterlere yansılılmayan 12.000TV'lik kalan kısmını da dikkate alırsak, davacının davalıya bakiye borcunun 2.968,00TL olacağı kanaatine varılmıştır. (14.968,00TL ticari defter kapanışı - 12.000TL — 2.968,00TL davalıya borç) Davalı ------davacı şirketin yapmış olduğu 10.02.2020 tarihli 20.000,00TL tutarındaki banka ödemesinin (bu ödeme davacının ticari defterlerinde kayıtlı ve banka dekontunda davacı şirket ve davalı şirket unvanları yazmakta) ve 02.06.2016 tarihli 22.000,00TL tutarındaki nakit ödemenin (sadece 10.000,00TL'lik kısmı davacının ticari defterlerinde kayıtlı ve tediye makbuzunda davacı şirket ve davalı şirket unvanları yazmakta) davacı şirket ile davalh şirket arasındaki ticarete ilişkin olarak değil, davalı şirket ile davacı şirket yetkilisi ----- arasındaki İş Yapım Sözleşmesi kapsamında yapıldığını iddia etmektedir. Fakat davalının dosyaya sunduğu cari hesap ekstresinde, davacı şirkete düzenlenen davaya konu 2016 yılındaki tüm fatura işlemlerinin ve davacı şirketçe yapılan -söz konusu iki ödeme hariç- diğer banka/çek ödemelerinin ------- isimli müşteri hesabı altında lakip edildiği (EK2), davacı şirket unvanıyla bir cari hesap tanımı yapılmadığı görülmektedir. Bu cari hesap özetinde, 20.000TL tutarındaki davacının yaptığı banka ödemesi ve 22.000TL tutarındaki davacının yaptığı nakit (tediye makbuzu) ödemesi bulunmamaktadır. Davalının sunduğu cari hesap özetine göre, bu ödemelerin bulunmaması sebebiyle davalının davacıdan 44.959,90 TL alacağının bulunduğu görülmektedir.------Fsas sayılı dosyası ilişkin gerekçeli karar ve ------- istinaf kararı ve konusu dava dosyasıyla ilgili olarak, davacının dava dilekçesinde; ------ ile davalı arasında iş yapım sözleşmesi imzalandığı ve bu sözleşme çerçevesinde yetkili ------- tarafından ödemeler yapıldığı, davalı tarafından iş yapımının ayıplı olması gibi gerekçelerle -------. sayılı kararı ile davacı şirket yetkilisi lehine karar verilerek işbu kararın ------- sayılı dosyasından karar onanarak kesinleştiği, bu karara konu iş yapımı sebebiyle davacı şirket yetkilisi ------tarafından ödemeler gerçekleştirildiği, bu ödemelerin mahkeme kararı ve davalının imzalı yazılı beyanları ile sabit olduğu, kesinleşmiş mahkeme kararından ve sunulan delillerden anlaşılacağı üzere------- davalı şirkete horcunun hulunmamasından dolayı, davacı şirketin hesaplarından çıkan bedellerin davacı şirketin borcuna mahsuben ödendiği, şirket yetkilisinin özel borcunu ise senet düzenleyerek ödediği belirtildiği, tespitinde bulunmuştur.--------Asliye Hukuk Mahkemesinde talimat ile alınan bilirkişi raporunda; "Davalı tarafın yasal defter kayıtlarına göre ve davacı tarafın hakkında düzenlenen bilirkişi raporuna göre yapılan incelemede aradaki farkın 22.000,00.-TL'lik tediye fişi, çek bedeli ile nakit tahsilat arasındaki fark ve davacı tarafına ait tespit edilen borç (------ fişi 22.000,00.-TL Çek ile Nakit tahsilat farkı 19.999,99 * Davacı taraf da tespit edilen borç bakiyesi 2.968,00.-TL) 44.967,99 TL- 44.959,90 =8,09.-TL küsurat farkı ile dava konusu alacak ile uyuşmaktadır.------kanalıyla gönderilen 10.02.2016 tarihli 20.000,00.TL'lik ------, 02.06.2016 tarihli 177.400,00.-TL lık ----- ve 09.09.2016 tarihli 15.000,00.-TL lık ------ numaralı hesap kodu ile tahsilat olarak kayıtlara yansıtılmış olup, 07.09.2016 keşide tarihli verilmiş olan 295.425,64.-TL lık çek ve 02.06.2016 tarihli 22.000,00.-TL lık nakit tahsilatına ait kayıt tespit edilmemiştir. 295.425,64.-TL lik çek için dosyaya sunulmuş olan dekont açıklamasında ------ no lu çek ödemesi için------açıklaması yazmakta olup,------- hesapları arasında ------ yapılmıştır. Davalı adına çek ödemesi yapılmadığı, yasal defter kayıtlarında, ------- 44.959,90.-TL, alacaklı olduğu, 31/12/2016 tarih, ------Alıcılar Hesabından------ Şüpheli Ticari Alacaklar hesabına aktarıldığı ve takip edildiği", tespitinde bulunmuştur.Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının faturadan kaynaklı------ sayılı icra takibinde İİK'nın 72. maddesi hükmü uyarınca açılan borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davalı vekilinin ticari defter ve kayıtlarını ibraz ettikleri yapılan incelemede 295.425,64.-TL lik çek için dosyaya sunulmuş olan dekont açıklamasında----- no lu çek ödemesi için ------ açıklaması yazmakta olup,------44.959,90.-TL, alacaklı olduğu, ödemeye dair delil bulunmadığı, defter ve kayıtların usulüne tutulduğu dikkate alınarak ispatlanamayan davanın reddine dair karar verilmiştir.Davacının davasının reddine karar İ.İ.K' nun 72/5 maddesi uyarınca, menfi tespit davası açan borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanı sıra takibin kötü niyetle yapılması da zorunludur. Bir başka deyişle, takibin kötü niyetle yapıldığının iddia ve ispat edilememesi halinde, sadece takibin haksız olması nedeniyle borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi olanaklı değildir. İcra takibinde bulunan alacaklının da kötü niyetli olup olmadığının somut olaya özgü olarak değerlendirilmesi gerekir. Burada takibin haksız olması tek başına yetmemekte, ayrıca kötü niyetli olması da gerekmekte olup, ispat yükü; takibin kötü niyetli olduğunu iddia eden davacı (borçlu)’nun üzerindedir.
Öğretide ve Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu hâlde, icra takibine girişen alacaklının kötü niyetli olduğu kabul edilmektedir.Anılan yasa hükmünde düzenlenen ve ‘kötü niyet tazminatı’ olarak adlandırılan tazminat, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde takibe girişmekte kötü niyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Hemen belirtilmelidir ki, alacağının varlığına maddi hukuk kuralları çerçevesinde inanarak icra takibine girişen, ancak bunu usul hukuku kurallarına uygun şekilde kanıtlayamadığı için menfi tespit istemi kabul edilen davada, alacaklı ‘haksız’ ise de, ‘kötü niyetli’ olarak kabul edilmesine ve dolayısıyla, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesini açıkça şart koşan söz konusu hüküm çerçevesinde tazminatla sorumlu tutulmasına hukuken olanak yoktur.
Nitekim,------ sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
Buna göre olayın özelliğinden davalının takipte kötü niyetli olduğu anlaşılamamaktadır. Davacı da davalının takipte kötü niyetli olduğunu ispatlayamamıştır. Bu nedenle şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine, kötüniyet tazminatı davacının fer'i talebi olup, fer'i talebin reddi halinde vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmediğinden, davalı taraf lehine bu nedenle vekalet ücretine hükmedilmemiştir.--------
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-)Alınması gerekli 80,70 TL harcın 767,81-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 687,11- TL'nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-)Davacı tarafça yatırılmış olan gider avansı bakiyesinin, karar kesinleştiğinde HMK. 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
6-)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-)Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden------vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-)6325 sayılı Kanun'un 18-A/13. bendi uyarınca ------tarafından karşılanan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak, hazineye gelir olarak kaydedilmesine, Dair; karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.