11. Hukuk Dairesi 2016/4692 E. , 2017/3975 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/10/2015 tarih ve 2015/88-2015/429 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 21.242 TL"nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili müvekkili tarafından ... 9. İcra Müdürlüğü"nün 2013/10894 esas sayılı dosyasında davalı aleyhine başlattıkları icra takibine karşı davalı yanca ... 7. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2014/406 esasına kayıtlı zamanaşımı sebebiyle takibin taliki davası açtığını, davasının kabul edildiğini, davalının icra dosyasında ödeme emrini 21/02/2001 tarihinde tebliğ ettiğini, aynı zamanda ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2005/18 esasına kayıtlı menfi tespit davasını açtığını, açılan bu dava ile zamanaşımının kesildiğini, davayı kaybettiğini ve kararın kesinleştiğini, icra dosyasında yapılan her yenileme talebi ve tebliğ edilen ödeme emrinin yeni bir takip niteliğinde olduğunu, bu işlemlerin zamanaşımını kestiğini, davalının bu süreçte kendisinin ofisine gelerek borcunu taksitlendirdiğini, taksitlendirmeye ilişkin 16/04/2013 tarihli tutanak tutulduğunu, ancak davalının bu tutanağa da uymadığını, tutanaktan sonra takibin taliki davasını açtığını, icra hukuk mahkemesinin kararının kesin hüküm teşkil etmediğini, taraflar arasındaki alacağın 9. İcra Mahkemesi dosyasının konusu olduğunu ileri sürerek 3.570,00 TL alacağın 28/04/2014 tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, borç ikrarı tarihinden ilk ödeme tarihi olan 28/04/2014 tarihine kadar işlemiş 471,25 TL"nin yasal faizi ile birlikte toplam 4.041,25 TL"nin tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davacının alacağına dayanak olarak gösterdiği borç ikrarı belgesinin icra takibine konu alacaktan farklı olmadığını, ... 9. İcra Müdürlüğü"nün 2013/10894 esas sayılı dosyasına konu alacağın da zamanaşımına uğradığının ... 7. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2014/406 esas sayılı dosyası ile sabit olduğunu, bu kararın kesinleştiğini, dolayısıyla davacıların bu alacak kalemine istinaden müvekkilinden talepte bulunamayacaklarını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki dava konusu alacak-borç ilişkisinde, ne TTK"da ne de BK"da açıklanan zamanaşımını kesen şartların gerçekleşmediğinin görüldüğü, bu durumda davacının alacağının zamanaşımına uğradığının da kabul edilmesi gerektiği, davacı vekilinin davasını eda davası olarak devam ettirdiğine ilişkin beyanı doğrultusunda alacağın tahsilinin ya da alacaklı olduğuna karar vermenin zamanaşımı sebebiyle mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, İcra ve İflas Kanunu’nun 33/a-2 maddesi uyarınca borcun zamanaşımına uğramadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak taraflar arasında düzenlenen 16/4/2013 tarihli tutanak başlıklı her iki tarafın da imzasını taşıyan belge ile borç borçlu tarafından kabul edilmiş ve bir ödeme planına bağlanmıştır. Türk Borçlar Kanunu’nun 156/2. maddesine göre bu ikrar ile zamanaşımı kesildiği gibi aynı maddenin 2. fıkrasına göre borç bir senetle ikrar edilmişse yeni zamanaşımı süresi her zaman 10 yıl olur. Bu nedenle ikrar tarihi itibariyle borç zamanaşımına uğramadığı halde yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 21/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.