11. Hukuk Dairesi 2016/1176 E. , 2017/4013 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/11/2015 tarih ve 2014/368-2015/233 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 1974’ ten bu yana Türkiye’de ve dünyanın pek çok ülkesinde hizmet vermekte olan, süt ve süt ürünleri ve özellikle yoğurt ve ayran pazarında bilinen ve tanınan bir marka olduğunu, markanın tanınmışlığının TPE nezdinde de özel marka statüsünde koruma altına alındığını, davalı şirketin 2012/23171 başvuru numaralı “...” marka başvurusuna karşı müvekkilinin itirazının 2013/16573 numaralı “...”, 2003/05595 numaralı “...”, 99/007466 numaralı “... ŞEKİL” ve içeriğinde “...” ibareli markalarını gerekçe olarak gösterdiklerini, müvekkili şirketin gerekçe gösterilen markalarının çekişmesiz ve aralıksız olarak tüm ürün ambalaj ve tanıtımlarında yoğun bir şekilde kullanılmakta olduğunu, davalı adına 2012/23171 başvuru numaralı “...” ibaresi için 29, 31, 35 ve 43. sınıftaki emtialar için yapılmış tescil başvurusuna itiraz edildiğini, itirazın reddedildiğini, ret kararının ardından müvekkili şirket tarafından TPE YİDK" e itirazda bulunulduğunu, bu itirazın da YİDK tarafından reddedildiğini, müvekkili şirketin gerekçe gösterilen markaları ve özellikle müvekkil şirkete ait “...” tanınmış markasını yıllardır aktif olarak, TPE nezdinde yapmış olduğu marka tescili kapsamında kullandığını, müvekkili şirkete ait markalar ile davalının “...” ibaresi için yaptığı başvurunun aynı veya benzer nitelikte olduğunu, aynı ve benzer sınıflarda ve birebir benzer ve ilişkili emtialarda tescil edilmek istendiğini, tescil başvurusunun asıl amacının müvekkili şirket markasının tanınmışlığından yararlanarak haksız kazanç sağlamak olduğunu, tescilin kötüniyetli olduğunu, iddia ederek, davalarının kabulü ile TPE YİDK’ in vermiş olduğu “...” ibaresinin marka olarak tescili işlemlerine yönelik kararın iptalini talep etmiştir.
Davalı TPE vekili, başvuru konusu marka ile davacı markaları arasında karıştırılma tehlikesi söz konusu olmadığından tanınmışlığın huzurdaki davaya etkili olmayacağı, davacı tarafından eskiye dayalı kullanımın yeterli delille ispatlanmadığını, savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ..., müvekkilinin 50 yıldan uzun süredir ... markası altında faaliyet göstermekle beraber aynı zamanda ... ibaresini TPE nezdinde onlarca marka başvurusuna konu ettiğini, bu markaların büyük bir çoğunluğunun ... esas unsurlu olduğunu, “...” ibaresinin müvekkilin seri markalarının esas unsuru olup, tüketici nezdinde belirli ayırt ediciliğe ve tanınmışlığa ulaştığını, davaya konu markaların benzer olmadığını, markaların hitap ettiği tüketici kitlesinin de farklı olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davalının 89/007127 sayılı "..." markasının 29, 30 ve 32. sınıflarda, 2002/34271 sayılı "..." ibaresinin 30. ve 43. sınıflarda, 2009/69178 sayılı "..." markasının 29, 30, 31, 32, 35 ve 43. sınıflarda, 2000/13938 sayılı "..." ibareli markanın 43. sınıfta ve 2009/69706 sayılı "..." markasının 35. sınıfta tescilli olduğu gözetilerek burada esas unsurun "..." ibaresi oluşturduğu, 1989 yılından bu yana bu şekilde bir marka kullanımı söz konusu olduğu ve bu markaların 29, 31, 35, 43. sınıflardaki mal ve hizmetlerin tamamı yer aldığı üzere, dava konusu 2012/23171 sayılı "..." başvuru markasının da 29, 31, 35, 43.sınıftaki mal ve hizmet yönünden başvurusu yapıldığından davalı açısından kazanılmış hak oluşturduğu, bu açıdan YİDK kararının doğru ve yerinde olduğundan davanın reddi gerektiği, tanınmışlık yönünden ise iltibas ve benzerlik söz konusu olduğundan 556 sayılı KHK"nın 8/4 maddesinin sonuca etkili olmadığı, ancak yukarıda açıklandığı üzere marka başvurusunda yer alan ve asıl unsur oluşturan "..." ibaresi üzerinden davanın kazanılmış hakkı bulunduğundan iltibasın da sonuca etkili olmadığı görülmekle davanın reddi karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 22/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.