17. Ceza Dairesi 2016/10710 E. , 2018/11869 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
A)Sanık ... hakkında hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Sanık ..."a 23.10.2012 tarihinde gerekçeli kararın bizzat tebliğ edildiği, kovuşturma süresince kendisini vekille temsil ettirmediği gibi müdafii atanmasını da istemediğinin tespiti karşısında; sanık müdafiinin CMUK"nun 310. maddesinde öngörülen bir haftalık süre geçtikten sonra 17/04/2013 tarihinde hükmü temyiz ettiği anlaşılmakla, temyiz isteminin aynı Yasa"nın 317. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
B)Sanık ... hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Sanık ... hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan hak yoksunluklarına hükmedilirken yanılgılı hüküm kurulmuş ise de, mahkumiyetin kanuni sonucu olarak infaz evresinde resen ve doğru olarak, TCK"nın 53.maddesinin 1 ila 3. fıkralarında öngörüldüğü biçimde uygulanması mümkün görüldüğünden ve Anayasa Mahkemesi"nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre sanık ..."in temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usûl ve kanuna uygun bulunan hükümlerin, tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
C)Sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1)Sanıkların aşamalarda müştekinin kümesine ait kapının zarar görmesi nedeniyle 150,00 TL ödediklerini beyan etmeleri, müştekinin hazır bulunduğu 22.05.2012 tarihli oturumda dava açılmadan önce tüm zararının karşılandığını beyan etmesi karşısında; sanık hakkında TCK"nın 168/1. maddesini uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2)Mala zarar vermek suçundan dolayı hapis cezası ile birlikte adli para cezasının seçimlik ceza olarak öngörülmesine karşın, adli para cezasının tercih edilmesi durumunda hükmedilecek adli gün para cezasının hapis cezasının alt haddinden daha aşağı olamayacağının kanunda düzenlenmiş olması, mahkemece verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmeme gerekçesi olarak sadece hapis cezasının tercih edilmesi nedeniyle kanuni engelden bahsedilmiş olması ve ayrıca hırsızlık suçundan dolayı hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmiş olması nedeniyle daha ağır cezanın adli para cezasına çevrilmesine karşın, daha hafif cezanın adli para cezası yada diğer tedbirlere dönüştürülmemesinin ceza hukukunun en temel ilkelerinden birisi olan eşitlik ve hakkaniyet ilkelerine aykırı olması karşısında; mala zarar vermek suçundan dolayı adli para cezasının tercih edilebileceği gibi ayrıca hükmedilen kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın TCK"nın 50/1 maddesindeki adli para cezasının dışındaki tedbirlere dönüştürülebileceğinin gözetilmemesi,
3)Hak yoksunluklarına hükmedilirken yanılgılı hüküm kurulmuş olması ve T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."in temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 325. maddesi gereğince yapılan bozmanın hükmü süresinde temyiz etmeyen sanık ..."a SİRAYETİNE, 04.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.