Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/7873
Karar No: 2021/261
Karar Tarihi: 19.01.2021

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/7873 Esas 2021/261 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Dava, paydaşlar arası elatmanın önlenmesi istemine ilişkin olup, tarafların murislerinden kendilerine kalan 341 parselde davacılar ile davalının paydaş olduğu ve dava dışı birçok paydaşın daha bulunduğu belirtilmektedir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden çekişmeli taşınmazın taraflar elbirliği ile malik olduğu, davalının müdahalesinin sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabul edildiği ve davacıların hisselerine vaki müdahalesinin önlenmesine karar verildiği aktarılmaktadır. Ancak, paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenmesi davası açabileceği, paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenmesi davasının dinlenme olanağı olmadığı ve taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle sorununun çözümlenmesi gerektiği ifade edilmektedir. Tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamayacağı, ancak taşınmazın kullanma biçiminin tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş ya da fiili bir kullanma biçimi oluş
8. Hukuk Dairesi         2018/7873 E.  ,  2021/261 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    K A R A R

    Davacılar vekili, 341 parselde müvekkillerinin mirastan intikal yolu ile üzerlerine kayıtlı toplam 24 dönüme yakın gayrımenkullerinin bulunduğunu, müvekkillerinin davalı taraf ile dava konusu parselin 2004-2007 yılları arasında nar fidesi ekilerek nar bahçesi haline getirilmesi konusunda şifaen anlaştıklarını, gayrimenkulün nar bahçesi olarak tesis edildiğini, ancak davalı tarafın bu dönemden sonra müvekkillerini bahçeye sokmayarak adlarına kayıtlı gayrimenkulden tasarruflarını engellediğini açıklayarak müdahelenin önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davalının müdahelesinin sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının davacıların hisselerine vaki müdahalesinin önlenmesine dair karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, paydaşlar arası elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli 341 parsel sayılı taşınmaz tarla vasfı ile davacılar, davalılar ve dava dışı kişiler adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
    Dava konusu taşınmazda taraflar elbirliği ile maliktir. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı ya da kullanılabileceği bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
    Bilindiği üzere 4721 s. Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237., Tapu Kanunu"nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş ya da fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya ortaklığın satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "ahde vefa" kuralının yanında TMK"nin 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
    Somut olaya gelince; tarafların murislerinden kendilerine kalan dava konusu 341 parselde davacılar ile davalının paydaş oldukları ve dava dışı birçok paydaşın daha bulunduğu; taşınmazın büyük bir parsel olduğu , 24 dönümlük ve krokide A harfi ile gösterilen kısım için davanın açıldığı anlaşıldığından öncelikle taşınmazın tamamı için tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanmalı, taşınmazın tamamına yönelik fiili kullanımın olmadığı saptanırsa fen bilirkişisinin krokili raporunda A harfi ile gösterilen kısım için davanın tarafları arasında bir fiili taksimin olup olmadığı hususunda arastırma yapılmalı, şayet hem taşınmazın tamamı hem de fen bilirkişi krokili raporunda A harfi gösterilen kısım için bir fiili kullanımın olmadığı saptanırsa, davadışı paydaşın davalıya karşı açmış olduğu Ceyhan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/420 Esas sayılı elatmanın önlenmesi dosyasının da getirtilip incelenerek uyuşmazlığın yukarıda değinildiği gibi, TMK"nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm tesisi doğru olmamış hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Davalı vekilinin yukarıda belirtilen temyiz itirazları yerinde görüldüğünden, kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 19.01.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi