Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6321
Karar No: 2017/6786
Karar Tarihi: 30.11.2017

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/6321 Esas 2017/6786 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/6321 E.  ,  2017/6786 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27/10/2015 tarih ve 2011/845-2015/349 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 28/11/2017 günü hazır bulunan davalılar Hazin ..., ... Tekstil San. Tic. A.Ş., ... İş Isı San. ve Tic. A.Ş. ve Kaydöksan ... ... San. ve Tic. A.Ş. vekili Av. ... ile davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketlerin tamamında hissedar olarak bulunmakta iken bu hisselerini davalı çocukları ... ..., Hazin ... ve ...n"a 17/08/2001 tarihli miras mukavelesi başlıklı sözleşme ile devrettiğini, davalı şirketlerin hissedarlarına her ay hisselerine göre aylık sabit ödemeler yaptığını ve ayrıca kâr payı dağıttığını, şirketin bu uygulaması ve müvekkilinin hisselerini devir şartları gereği hisselerin devredildiği 17/08/2001 tarihinden Eylül 2005 tarihine kadar bu ödemelerini müvekkili ..."a ödemeye devam ettiklerini, bu tarihten itibaren davalı şirketlerin hisselerini devralan kişilere ödemelerin kendilerine yapılmasını istediklerini beyanla müvekkiline ödeme yapmamaya başladıklarını, bunun üzerine müvekkili ... tarafından 18/05/2005 tarihinde ... 8. Noterliği kanalı ile paraların çocuklara ödenmesinin durdurulması, aksi takdirde şirketlerin de bu bedellerden sorumlu olacağın hususunda ihtarname keşide edildiği, bu ihtarnameye ve tarafların sözleşmedeki açık iradelerine rağmen şirket hisselerinden kaynaklı ödemelerin hisseleri devralan davalılar ..., ... ... ve ..."a ödemeye başlandığını, müvekkilinin ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/703 esas sayılı dosyası ile miras mukavelesinin iptali davası açtığını, mahkemece miras mukavelesinin şekil şartlarına uygun olmadığından geçersiz olup sözleşmenin bağışlama sözleşmesi olarak kabul edileceğine karar verdiğini ve kararın kesinleştiğini, davacının bağışlamadan rücu ettiğini ileri sürerek, toplam 458.958,00 TL"nin davalılardan tahsiline, bağışlamadan rücu şartları oluştuğundan davalı şahıslara devrettiği davalı şirketlerdeki hisselerin davacıya aidiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, öncelikle davalılardan ... İş A.Ş"nin limited şirket olarak gösterilmesinin doğru olmadığını, bu şirketteki davacı hisselerinin noterden resmi şekilde düzenlenen hisse devir sözleşmeleri ile bedeli karşılığında davalılara devredildiğini, hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığını zira bağıştan rücu bir yıllık hak düşürücü süreye tabi olup davacının 2005 yılında öğrendiğini belirttiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davacının davalı şirketlerdeki paylarının davalı çocuklarına devrinin mükellefiyetli bağış niteliğinde olduğu, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/166 esas ve 2008/337 karar sayılı ilamında belirtildiği gibi şirket paylarının devrine ilişkin 08/08/2001 tarihli sözleşmeden 9 gün sonra yapılan 17/08/2001 tarihli Miras Sözleşmesi ile bağışlama taahhüdünde yer alan mükellefiyetlerin yazılı hale getirildiği, her ne kadar 17/08/2001 tarihli sözleşmede sadece davalılardan ..."ın imzası mevcut ise de, sözleşmenin yapıldığı 2001 yılından 2005 yılına kadar davacıya sözleşme hükümleri gereğince şirketlerdeki gelirlerinden pay verilmeye devam edilmiş ve taraflar arasında bu süre içerisinde herhangi bir uyuşmazlığın yaşanmamış olmasının bütün davalıların 17/08/2001 tarihli sözleşmeye riayet ettiklerini ve bu sözleşmeyi kendileri yönünden geçerli kabul ettiklerini gösterdiği, 2005 yılından itibaren davanın açıldığı 01/12/2011 tarihine kadar davalı ...Ş. ile ...deki kar paylarının davacıya değil, davalılar ..., ... ... ve ..."a ödendiği, böylece 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 244/3.maddesinde belirtilen bağışlamadan rücu sebebinin gerçekleştiği ve davacının davalılar ... ve ..."dan alacak talebinde bulunabileceği, davalı şirketler tarafından ödemelerin yapılmış olması nedeniyle husumetin davalı şirketlere yöneltilemeyeceği gerekçesi ile davalılar ... İş San. ve Tic. Ltd. Şti., ...ve ...aleyhine açılan davanın HMK"nin 114/1-d ve 115/2. maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından dolayı usulden reddine, davalılar ..., .... ... ve ... ... aleyhine açılan alacak davasının kısmen kabulü ile, 97.587,13 TL"nin dava tarihi olan 01/12/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ... ..."dan, 111.666,27 TL"nin dava tarihi olan 01/12/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ... ..."dan, 116.309,48 TL"nin dava tarihi olan 01/12/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ... ..."dan alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin alacak talebinin reddine, davacının davalılar ..., .... ... ve ... ... aleyhine açtığı şirket hisselerine yönelik davasının kabulü ile; davacının 08/08/2001 tarihli ...Yönetim Kurulu kararı ile davalı ... ..."a devrettiği 126.400 hissenin, davalı ... ..."a devrettiği 126.400 hissenin, davalı ... ..."a devrettiği 126.400 hissenin davacıya aidiyetine, davacının 08/08/2001 tarihli ...Yönetim Kurulu kararı ile davalı ... ..."a devrettiği 14.780 hissenin, davalı ... ..."a devrettiği 14.780hissenin, davalı ... ..."a devrettiği 14.780 hissenin davacıya aidiyetine, davacının Döküm İş Isı Emaye San. ve Tic. Ltd. Şti. ile ilgili olarak ... 3. Noterliğinin 24/12/2001 tarihli Limited Şirket Hisse Devir Senetleri ile davalı ... ..."a devrettiği 528 hissenin, davalı ... ..."a devrettiği 528 hissenin, davalı ... ..."a devrettiği 528 hissenin davacıya aidiyetine karar verilmiştir.
    Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    (1) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin davalılardan ... ve ... ... dışındaki davalılara yönelik tüm, davalılar vekilinin davalı şirketler yönünden (3) nolu bent dışında kalan sair temyiz itirazları ile davalı ... ... yönünden tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
    (2) Dava, davacının hayatta olduğu müddetçe tasarrufta bulunmak ve gelirlerini almak şartı ile davalılara devrettiği diğer davalı şirketlere ait hisse gelirlerin davalılardan tahsili ile bağışlamadan rücu şartları oluştuğu iddiası ile devredilen bu hisselerin davacıya aidiyetine karar verilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece yukarda tarih ve numarası verilen karar ile dava kısmen kabul edilmiş, karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya Dairemize gönderilmiş olup, bu aşamada davalılardan ... ve ... ..."ın imzalarını taşıyan iki ayrı dilekçe ile davayı kabul ve temyiz isteminden feragat ettiklerini bildirdikleri gözlenmiştir.
    Uyuşmazlık, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikte olup temyiz aşamasında sunulan davayı kabul dilekçesi HMK’nin 310 vd. maddeleri uyarınca sonuç doğurucu niteliktedir. Bu nedenle, Yargıtay İBK’nın 11.4.1940 gün ve 70 sayılı ve HGK’nin 21.11.1981 gün ve 1981/2-551 sayılı kararları uyarınca, öncelikle, davayı kabule ilişkin bir hüküm verilmesini teminen yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    (3) Mahkemece davalı şirketler hakkında davanın dava şartı yokluğundan reddine karara verilerek, davalı şirketler lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmiş ise de, kararın gerekçe kısmında "" ..davalı şirketler tarafından ödemelerin yapılmış olması nedeniyle.."" denilerek işin esasına yönelik bir değerlendirme yapılmış olması karşısında, davanın usulden değil esastan reddedildiğinin kabulü gerekmektedir. Bu itibarla davalı şirketler lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücreti tayini doğru olmamış, hükmün temyiz eden davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
    (4) (2) nolu bentteki bozma sebep ve biçimine göre davacı vekilinin davalılardan ... ve ... ..."a yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin davalı şirketler yönünden (3) nolu bent dışında kalan sair temyiz itirazları ile davalı ... ... yönünden tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının bozulmasına, bu aşamada temyizden feragat istemleriyle ile ilgili bir inceleme yapılmasına yer olmadığına, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı şirketler yararına BOZULMASINA, (4) nolu bette açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalılardan ... ve ... ..."a yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı şirketler ve davalı ... ..."a verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davalı şirketlere iadesine, 30/11/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    Dava, bağışlamadan rücu nedeniyle, bağışlama konusu şirket hisselerinin iadesi ile bağışlama konusu hisselere terettüp eden kâr payının tahsili istemine ilişkindir.
    Davaya konu 17.8.2001 tarihli "miras sözleşmesi" başlıklı belge, taraflar arasında daha önce görülen ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/166 Esas sayılı dava dosyasında verilen ve kesinleşen kararda "mükellefiyetli bağışlama sözleşmesi" olarak nitelendirilmiş olmakla, aynı hukuksal nedene dayalı olarak açılan işbu davada farklı olarak yorumlanması mümkün değildir.
    O halde, dava tarihi ve davaya konu maddi olguların gerçekleştiği tarih aralığı da gözetilerek, davanın 818 sayılı BK"nın 244/3. maddesine dayalı olduğu anlaşılmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 244/3. maddesi uyarınca, bağışlananın, haklı sebep olmaksızın bağışlamayı sınırlayan mükellefiyetleri yerine getirmemesi durumunda, bağışlayan, bağışlamayı
    geri alabilir ve bağışlanılanı, bağışlananın zenginleşmiş olduğu ölçüde geri isteyebilir ise de davacının isteyebileceği sadece bağışlananın elinde halen ne kalmış ise onun iadesinden ibarettir. Bu durumda, bağışlayanın, bağışlamadan rücua ilişkin bu nitelikteki bir davada, bir taraftan bağışlamadan rücu nedenini teşkil eden yerine getirilmeyen mükellefiyetleri veya bağışlanılandan elde olunan faydaları (örneğin kira tazminatı, kâr payı vb.) talep etmesi mümkün değildir. Bağışlayan, yükümlülüğü ifa etmemenin hukuki sonucu olarak geri almayı (dönmeyi) seçerse, bağışlananın karşılaşacağı tek hukuki sonuç, sözleşmenin sona ermesidir. Bağışlanan bunun yanında bir de tazminat ödemekle yükümlü değildir. Bu husus, bağışlamanın, bir kazandırıcı tasarruf işlemi olmasına karşın karşılıksız olması, yani bağışlanana yük değil de, kazanç sağlama amacını gütmesiyle açıklanabilir (bkz. Dr. ..., Türk Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, 3. Baskı, II. Cilt, sh. 433).
    Somut olayda, bağışlamadan rücu koşulları gerçekleşmiş olup bağışlanılan hisselerin davacıya iadesine yönelik hükme vaki temyiz itirazlarının reddi gerektiği konusunda Daire çoğunluğu ile farklı düşüncede değilim. Keza (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan bozma nedenleri bakımından da Daire çoğunluğu ile aynı yönde düşünmekteyim. Ancak, yukarıda yer verilen yasal ve gerektirici nedenler gözetildiğinde, mahkemece, bağışlamaya bağlanan mükellefiyet cümlesinden olmak üzere, bağışlanılan hisselere terettüp eden kâr paylarının da tahsiline karar verilmiş olmasının yerinde olmadığı, bu nedenle de mümeyyiz davalı ... ..."ın kâr payının tahsiline yönelik hükme ilişkin temyiz itirazının kabulüyle yerel mahkeme kararının bu cihetten bozulmasına karar verilmesi gerektiği kanısındayım.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi