22. Hukuk Dairesi 2016/27109 E. , 2020/217 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan ... Turizm ve Otelcilik Ltd. Şti. vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 28.08.2002 tarihinde davalılardan ... A.Ş"ye ait otel işletmesinde çalışmaya başladığını, işyerinin 29.02.2010 tarihinde diğer davalı ... Limited Şirketine devredildiğini, 01.04.2010 tarihinde iş akdinin haksız olarak feshedilmesi nedeniye işe iade davası açıldığını, davanın kabulü hakkındaki kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, usulü dairesinde yapılan başvuruya rağmen müvekkilinin işe iade edilmediğini, muhtelif ücret alacaklarının hala ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti alacağı, fazla çalışma ücreti alacağı,ulusal bayram ve genel tatil alacağı ve ödenmeyen ücret alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar Cevabının Özeti:
Davalı ... Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını,diğer davalı şirket ile müvekkili arasında herhangi bir bağ bulunmadığının davacının alacaklarından müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağının beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... Turizm ve İnşaat A.Ş. davaya karşı herhangi bir cevap vermemiş ve duruşmalara da katılmamıştır.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller, tanık beyanları ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar davalı ... Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalı ... Ltd. Şti.’nin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının ödenmeyen ücret alacağının bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.4857 sayılı İş Kanunu"nun 37. maddesine göre, işçiye ücretinin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur. Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
Somut olayda davacı dava dilekçesinde hangi döneme ilişkin oldukları belirtilmeksizin ücretlerinin ödenmediğini iddia etmiş, davalı ise davacının ücretlerinin ödendiğini savunmuş, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalının zamanaşımı savunması da gözetilerek davacıya ilgili dönemde herhangi bir ücret ödemesinin yapılmadığının kabulü ile toplam 4.879,22 TL ücret alacağı hesaplanmıştır. Ne var ki, davacının 5 yıl boyunca hiç ücret almadan çalıştığının kabulü ile verilen karar dosya kapsamına da uygun düşememektedir. Dosya kapsamında dinlenilen davacı tanığı ...’ün de “Davacı ile birlikte 6 yıl çalıştım, maaşlarımızın tamamı bankadan ödeniyordu” şekilinde beyanda bulunmuş olmasına rağmen, tanığın bu beyanına dayalı herhangi bir araştırma yapılmadan karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılması gereken iş, davacının ve anılan davacı tanığının tekrar dinlenilerek maaş ödemelerine ilişkin ayrıntılı beyanların alınması, maaşları için hangi bankadan ödeme yapıldığının sorulup belirlendikten sonra davacı adına ödeme yapılıp yapılmadığı hususları açıklığa kavuşturularak, tüm deliller yeniden bir arada değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesidir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26. maddesi “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü uyarınca taleple bağlılık kuralına aykırı olarak talepten fazlasına karar verilmesi usule aykırıdır.Davacı kıdem tazminatı alacağını, dava dilekçesinde 100,00 TL, ıslah dilekçesinde 7.632,30 TL olarak belirlemiş ve bu miktarın davalılardan tahsilini talep etmiştir. Mahkeme bu alacak talebi hakkında davalılar yönünden ayrı ayrı hüküm kurmuş ve net 3.050,67 TL bakiye kıdem tazminatı alacağının davalı ... Turizm İnşaat A.Ş.’den, net 6.747,69 TL bakiye kıdem tazminatı alacağının ise davalı ... Ltd. Şt.’den tahsiline karar vermiştir. Mahkemece hüküm altına alınan kıdem tazminatı alacağı toplamda 9.798,36 TL’dir. Bu şekilde dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi ile talep edilen miktarın üzerinde kıdem tazminatı alacağına karar verilmiş olması talep aşımı mahiyetinde olduğundan hatalı olup bozma sebebidir.
4-Kabule göre ise; davalılar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmuş olması ve davacının ıslah dilekçesindeki talebi de gözetildiğinde, tahsilde tekerrür olamamak kaydıyla karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi de hatalı olmuştur.SONUÇ: Bu nedenlerle mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.01.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.