17. Hukuk Dairesi 2015/9983 E. , 2018/3205 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; dava dışı ..."ın sevk ve idaresindeki, davalı ... şirketine zorunlu trafik sigortası ile sigortalı ... plaka sayılı aracın içinde davacıların desteği olan ..."ın yolcu olarak bulunduğu sırada 08/11/2012 tarihinde meydana gelen kazada hayatını kaybettiğini, davalıya yapılan başvuru neticesinde vefat eden kişi için 04/01/2013 tarihinde 68.272,00 TL ödeme yapıldığını ancak zararlarının tamamının karşılanmadığını ileri sürerek, belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada, şimdilik 100,00"er TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 11/09/2014 tarihli artırım dilekçesiyle taleplerini davacı ... için 53.374,16 TL, ... için 7.132,58 TL"ye yükselterek toplam 60.506,74 TL talep etmişlerdir.
Davalı vekili; görev itirazında bulunarak, sorumluluklarının şahıs başı ölüm ve sakatlık azami teminatının 225.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davadan önce davacının başvurusu üzerine yapılan sulh görüşmeleri sonucu davacılara 68.272,91 TL ödeme yapıldığını, kabul anlamına gelmemek üzere sigortalının kusurunun davacının iddia ettiği şekilde %100 oranında bulunmadığını, sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı dikkate alınarak gerçek gelirin ve gerçek zararın tespiti, davacılara yapılan ödemelerin güncellenmiş miktarının tespiti ile mahsubu gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; 19/01/2015 tarihli bilikişi raporuna dayanarak davanın kabulü ile; davacı eşi ... için 54.816,74 TL, davacı oğlu ... için 5.690,00 TL olmak üzere toplam 60.506,74 TL"nin temerrütün oluştuğu 07/12/2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK"nun 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu yardımın miktarı belirlenmelidir. Ölenin parasal veya bedensel destekliğinin derecesi ile bundan yoksun kalanların tazminat isteklerinin ölçüsü ya da hesaplama yöntemi konusunda, öğretide görüş birliği yoktur. Gerçek yardım miktarının yeterli delillerle ispat edilemediği durumlarda yargıç, takdir hakkını kullanarak yardım miktarını belirleyebilecektir. Bu belirlemede, destek ile destek olunan kimse arasındaki yakınlığın derecesi, aralarındaki manevi bağ, davacıların yaşları, dahil oldukları sosyal ve ekonomik çevre, yaşam standartları, cinsiyetleri gibi bakım ilişkisine ve miktarına etkili olabilecek unsurlar da göz önünde bulundurulacaktır. Hayatın olağan akışı içinde, destek sayılan kimsenin baktığı kimselere gelirini belli paylara bölerek baktığı pek söylenemese de tazminat hesabında bir paylaştırma yapmak zorunlu hale gelmektedir.Davacıların desteği olan ..., kaza tarihinde 51 yaşındadır.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacıların hak kazanacağı tazminat miktarları hesaplanırken, davacılar ile desteğin yaşlarına, muhtemel ömür sürelerine, davacıların alacağı paya göre hesaplama yapıldıktan sonra, davalıya sigortalı araç sürücünün kazadaki kusur oranının % 100 olduğu gözetilerek, davalının sorumlu tutulabileceği zarar miktarı belirlendikten sonra, davalı sigortacının daha önce ödediği bedelin güncellenmiş değerinin en son düşülmesi gerekirken, davalı sigortacının davadan önce ödediği bedelin güncellenmemiş değeri esas alınarak düşüldüğü, rapordaki hesaplama biçiminin bu yönüyle de hatalı olduğu anlaşılmıştır.Bu durumda mahkemece; yukarıdaki bentte ifade edilen, Dairemizin yerleşik uygulamaları dikkate alınarak hesaplanacak bedelden, davalı sigortacının daha önce ödediği bedelin güncellenmiş değerinin toplam tazminattan en son düşülmesi suretiyle hesap yapılması hususunda, rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınarak karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 22/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.