17. Hukuk Dairesi 2015/8324 E. , 2018/3238 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın, davacının idaresindeki motorsiklete çarpmasıyla oluşan kazada davacının yaralandığını, aracının kullanılamaz hale geldiğini, gözlüğünün kırıldığını, SGK tarafından karşılananlar dışında tedavi yol ve termal tedavi masrafı yapmak zorunda kaldığını, uğradığı cismani zarar nedeniyle manevi yönden de zarar gördüğünü belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 5.000,00 TL. maddi ve 7.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalılar vekili, davaya konu kazada davacının asli kusurlu olduğunu, yaralanma ile bağlantısı olmayan ve SGK tarafından karşılanan tedavi masraflarına ilişkin talepleri kabul etmediklerini, davacı aracının hasar onarımını 600,00 TL. ödeyip kendilerinin sağladığını, istenen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 840,00 TL. maddi ve 300,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen bilirkişi heyeti raporundaki kusur oranlarının hükme esas alınmış olmasına; araç hasar bedeline ilişkin zarar talebi dışında kalan maddi zararların, tedavi süresi ve bu süreçteki mutad harcamalar gözetilmek suretiyle, hakkaniyete uygun biçimde saptanmış olmasına göre; davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekili, dava konusu kaza sonucu davacının uğradığı cismani zarardan duyulan üzüntü nedeniyle 7.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece talebin kısmen kabulüne karar verilerek hükümde belirtilen miktarda manevi tazminata karar verilmiştir.Dava konusu kazanın gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), cismani zarara uğrayana, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hakkaniyete uygun bir miktar paraya hükmetmesi gerekir.Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.O halde mahkemece; trafik kazası sonucu davacının yaralanması nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi"nin raporuna göre davacının % 18,2 kalıcı maluliyete uğrayacak biçimde yaralanmış olması nedeniyle oluşan zararın ağırlığı, gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde belirlenecek daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olayla bağdaşmayan çok düşük miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
3-Davacı taraf, davaya konu kazada hasar gören motorsikletine ilişkin hasar bedelinin de davalılardan tahsilini istemiş; mahkeme tarafından, aracın kaza tarihindeki hasarsız ikinci el rayiç bedeli olarak kabul edilen 1.000,00 TL"den, aracın kazalı haliyle satımından elde edilen 260,00 TL"nin düşülmesi suretiyle saptanan 740,00 TL. tutarında araç hasar bedeli alacağının bulunduğu kabul edilmek ve bu tutardan kusur indirimi yapılmak suretiyle tazminata hükmedilmiştir.Davacıya ait olup kazada hasar gören motorsikletin, kazadan sonra davalı tarafça tanık ..."a bırakıldığı, bu kişinin araç için davalı tarafa 260,00 TL. ödediği ve daha sonra aracı 3. kişiye sattığı, hem tanığın anlatımları ile hem de davalı tarafın cevap dilekçesindeki ifadelerle sabittir. Davacıya ait motorsiklet, kazada hasar görmüş ve dava dışı 3. kişiye satılmış olduğuna, aracın hasarlı haliyle ..."a bırakılması karşılığı yapılan 260,00 TL"lik ödemeyi de davacı almadığına göre; araç için saptanan 1.000,00 TL"lik rayiç bedelden 260,00 TL"nin düşülmemesi gerekirken, bu bedel düşülerek zararın belirlenmesi suretiyle eksik tazminata hükmedilmesi de bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 26/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.