17. Hukuk Dairesi 2016/12456 E. , 2018/3294 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde; 28.03.2014 tarihinde davalı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı ... plaka sayılı aracın müvekkilinin eşi ve murisi ... ’in sevk ve idaresinde iken yol üzerine yaklaşık 1 metre yüksekliğinde kum yığınına çarpmak suretiyle aracın takla atması sonucunda ... ’in hayatını kaybettiğini, olayın meydana gelmesinde olay yerinde trafik polislerinden oluşan ekip tarafından hazırlanan tutanakta kusurun karayolları kurumunda olduğunun tespit edildiğini ... ’in hayatını kaybetmesi sonucunda üçüncü kişi konumunda bulunan eşi olan davacının maddi zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatın 28.03.2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava konusu etmiş, talebini 10.05.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile 130.623,28 TL"ye yükseltmiştir.Davalı cevap dilekçesiyle; ... plaka sayılı aracın müvekkili şirkete zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin poliçeden dolayı sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olmak üzere bedeni zararlarda azami 268.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, doğru bir değerlendirme yapılabilmesi için olayın meydana gelmesindeki kusur oranının tespiti yönünden Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi davacının gerçek maddi zararının tespiti yönünden müteveffanın emniyet kemeri takmamak gibi müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı olay nedeniyle davacıya yapılmış bir ödemenin bulunup bulunmadığının araştırılarak yapılacak tespitlere göre davacı lehine hesaplanan maddi zarardan indirim yapılması gerektiğini, müvekkiline davadan önce başvuruda bulunulmadığından temerrüdün oluşmadığını bu nedenle olay tarihinden itibaren faiz talebinin yasal dayanağının bulunmadığını beyan etmiştir.
Mahkemece, davacının üçüncü kişi sıfatıyla müteveffa eşi ... "in ölümü nedeniyle davalı ... şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunduğu, hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporu uyarınca davacının net gerçek maddi zararlarının 130.623,48 TL olarak hesaplandığı, gerek mahkemece de benimsenen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 13.01.2013 tarih ve 2012/17-1491 sayılı kararı gerekse 2918 sayılı KTK ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları Hükümleri uyarınca destekten yoksun kalan davacının zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğu bu nedenle davalı ... şirketinin sigorta kapsamındaki zarardan sorumlu olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile, davacının Destekten Yoksun Kalma Tazminat talebinin 1.000,00 TL’lik kısmı için dava tarihi olan 10.12.2014 tarihinden itibaren, ıslah edilen 129.643,28 TL’lik kısmı için ıslah tarihi olan 10.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilemesine karar verilmiş, hüküm taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1)Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2)Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda, mahkemece ıslahla artırılan kısım 129.643,28 TL için ıslah tarihi olan 10.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir.Yukarıda açıklanan ilke ve alacağı doğuran sebebin esasen haksız eylemden kaynaklanmış olmasına göre, ıslah ile istenilen tazminat için de, dava tarihinden itibaren temerrüt faizi uygulanması gerekir. Zira, davalı ... şirketi ile davacı arasındaki hukuki ilişki sözleşme ilişkisi değildir. Borcun nedeni haksız eylemdir. Yukarıda anılan hükümlere göre, davalı ... şirketi bakımından temerrüt faizinin başlangıcını oluşturan ihbar yükümlülüğünde esas olan, zarar miktarı değil, kazanın ihbar edilmesidir. Kazanın ihbar edilmesiyle, zararın miktarını belirlemek sigortanın sorumluluğundadır. Bu itibarla, sigorta şirketlerine başvuru yapılması veya dava açılmasıyla; kaza, davalı ... şirketlerine ihbar edilmiş olacağından, anılan hükümlerde öngörülen koşullar yerine getirilmiş olacaktır.
Somut uyuşmazlıkta, davalı ... şirketi temerrüde ilişkin dosyada herhangi bir belge bulunmadığından dava tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilerek ıslahla artırılan tutara dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ıslahla artırılan kısma ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru olmayıp bozma sebebi ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının (1) nolu bendindeki "ıslah edilen 129.643,28 TL’lik kısmı için ıslah tarihi olan 10.05.2016" ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine "bakiye kalan 129.643,28 TL alacağın dava" ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 8.477,74 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 26/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.