MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek
HÜKÜM : Mahkumiyet

1-Sanık müdafiinin Resmi Belgede Sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre suç vasfı tayin edilmiş, sanığın savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş,incelenen dosya içeriğinden verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Etmek suçu nedeniyle verilen hükme yönelik sanık müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK’nın 253/3. maddesindeki “uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaşma hükümleri uygulanmaz” hükmü gereğince, haberleşmenin gizliliği suçunun uzlaşma kapsamında kalmadığı anlaşılarak yapılan incelemede;
5237 sayılı TCK’nın 50/2 maddesinde yer alan "Suç tanımında hapis cezası ile adlî para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hâllerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adlî para cezasına çevrilmez." şeklindeki yasal düzenleme gereğince; sanığa seçimlik ceza olarak verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmiş olması yasaya aykırı ise de; aleyhe temyiz olmadığından bu husus bozma nedeni sayılmamıştır.
Sanığa isnat olunan 5237 sayılı TCK’nın 132/1 maddesinde düzenlenen haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun, TCK"nın 139/1. maddesi gereğince soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete bağlı olduğundan, mahkemece bu suçun mağdurlarının tespit edilip mağdurların davet edilip şikayet ve delillerinin tespit edilmesi ve mağdurlardan sanığın eylemini kendilerinin öğrenip öğrenmediklerinin, öğrenmiş iseler hangi tarihte öğrendiklerinin ve sanıktan şikayetçi olup olmadıklarının sorulup tespit edilerek TCK"nın 73/1. maddesinde öngörülen 6 aylık şikayet süresinin dolup dolmadığı da araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.