Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/4357
Karar No: 2015/473
Karar Tarihi: 08.01.2015

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/4357 Esas 2015/473 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2014/4357 E.  ,  2015/473 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : KYB - 2014/11564

    Hakaret suçundan sanık T.. A.. hakkında son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına dair, Manavgat 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/03/2013 tarihli ve 2012/112 esas, 2013/26 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13/01/2014 gün ve 11564 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
    İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, Antalya Barosunda kayıtlı avukat olan sanığın, alacaklı vekili sıfatıyla borçlu müşteki S.. D.. hakkında Antalya 5. İcra Müdürlüğünün 2010/1718 sayılı dosyası üzerinden, Antalya 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/10/2010 tarihli ve 2010/3 esas, 2010/502 sayılı kararına istinaden faiziyle birlikte toplam 1.000,67 Türk lirası vekalet ücreti alacağının tahsili için yürüttüğü icra takibinde, 09/03/2011 ve 10/03/2011 tarihlerinde söz konusu icra takibiyle ilgili olarak müştekinin 0 532 315 19 68 numaralı cep telefonuna "doktorunuza uğramayı unutmayın", "kardeşim hasta mısın, git istediğini yap, hasta kafanla bir şeyler kurup, rahatsız etme beni.", " doktorunuzu arayın beni değil, dosyanızı kapatmazsanız yarın evinizde muhafaza yapılacak, daha fazla masraf olmaması için ödeyin borcunuzu lütfen", "sen hastasın doktora git.", "ben sana küfretmedim, koskoca adamsın, utanmadan yalan söylüyorsun, şikayet edebilirsin istediğin yere, ama önce namuslu vatandaş ol borcunu öde" şeklinde mesajlar gönderdiği anlaşılmakla, mevcut delillerin son soruşturmanın açılması için yeterli olduğu, delillerin takdir ve değerlendirilmesinin de son soruşturma aşamasında davayı görecek olan mahkemesine ait bulunduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:

    Şüpheli Avukat T.. A.. hakkında alacaklı vekili sıfatıyla takip ettiği Antalya 5. İcra Müdürlüğünün 2010/1718 sayılı dosyasında, mahkeme kararına dayanan vekalet ücretinin ödenmesi hususunda müştekiyle yaptıkları görüşmeler sırasında, mesaj göndererek hakaret ettiği iddiasıyla yapılan soruşturma sonucunda, Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianameyi inceleyen, Manavgat 2. Ağır Ceza Mahkemesince, kovuşturma açılmasını gerektirir yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına karar verildiği, kesinleşen bu karar aleyhine kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.

    II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına ilişkin karara konu edilen ve şüpheli avukat tarafından sarfedilen sözlerin, hakaret suçunu oluşturup oluşturmadığının belirlenmesine ilişkindir.

    III- Hukuksal Değerlendirme:
    5237 sayılı TCK’nın “hakaret” başlıklı 125. maddesinde; “ Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.” hükmü düzenlenmiştir.
    Ceza Genel Kurulu’nun 14.10.2008 gün ve 170-220 sayılı kararında da belirtildiği üzere; hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Somut bir fiil ya da olgu isnat etmek veya sövmek şeklindeki seçimlik hareketlerden biri ile gerçekleştirilen eylem, bireyin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte ise hakaret suçu oluşacaktır.
    Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nisbi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşlara yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.
    İnceleme konusu somut olayda; şüpheli avukatın, mahkeme kararına dayanan vekalet ücretinin tahsili için başlattığı icra işlemi sırasında, kararın kesinleşmediği gerekçesiyle borcunu ödemeyen müştekiyle yaptıkları görüşmeler sırasında, müştekinin gönderdiği mesajlara cevap niteliğinde, "doktorunuza uğramayı unutmayın", "kardeşim hasta mısın, git istediğini yap, hasta kafanla bir şeyler kurup, rahatsız etme beni.", "doktorunuzu arayın beni değil, dosyanızı kapatmazsanız yarın evinizde muhafaza yapılacak, daha fazla masraf olmaması için ödeyin borcunuzu lütfen", "sen hastasın doktora git.", "ben sana küfretmedim, koskoca adamsın, utanmadan yalan söylüyorsun, şikayet edebilirsin istediğin yere, ama önce namuslu vatandaş ol borcunu öde" şeklinde mesajlar gönderdiği anlaşılmaktadır. Şüphelinin, alacağın ödenmemesi üzerine göndermiş olduğu bu mesajlarının rahatsız edici olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Ancak söylenen bu sözlerin somut bir fiil ya da olgu isnat etmek şeklinde olmadığı gibi, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek ağırlıkta sövme fiili olarak kabulü de suçla korunmak istenen değeri ölçüsüz bir şekilde genişletmek ve ifade özgürlüğünü ön plana çıkaran evrensel hukuk düşüncesiyle bağdaşmayan bir yorum olacaktır.
    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’de ifade özgürlüğüne ilişkin sözleşmenin 10. maddesini yorumlarken, çoğulculuk, hoşgörü ve açık fikirliliğin demokratik toplumunun karakteristik özelliklerinden olduğunu, bu değerlere sahip olmayan sistemin demokratik toplum olarak adlandırılmasının mümkün olmadığını, bu nedenle ifade özgürlüğüne getirilecek sınırlamaların bu değerlere aykırı düşmemesi ve meşru amaçla orantılı olması gerektiğini, sadece zararsız ve lehte olan düşünceler değil, devlet veya toplumun bir bölümü için rahatsız edici, saldırgan veya şok edici düşüncelerin de maddenin korumasına gireceğini belirtmektedir. ( Handyside v Birleşik Krallık A 24 (1976); 1 EHRR 737 para: 49 PC.)
    Yukarıda yer verilen mezuat hükümleri, AİHM kararı ve açıklamalar ışığında, Manavgat 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, iddia olunan sözlerin kovuşturma açılmasını gerektirir nitelikte olmadığına ilişkin gerekçesi yerinde görüldüğünden, anılan kararın kanun yararına bozulmasına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
    IV- Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 08.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi