
Esas No: 2014/17557
Karar No: 2014/17557
Karar Tarihi: 8/11/2017
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
GLOBAL YAPI ELEMANLARI SANAYİ VE TİCARET
LİMİTED ŞİRKETİ BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2014/17557) |
|
Karar Tarihi: 8/11/2017 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Engin
YILDIRIM |
Üyeler |
: |
Serdar
ÖZGÜLDÜR |
|
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT |
|
|
Muammer
TOPAL |
|
|
M. Emin KUZ |
Raportör |
: |
Özgür DUMAN |
Başvurucu |
: |
Global Yapı
Elemanları Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi |
Vekili |
: |
Av. Kazim ÖZER |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, bir kamu hastanesi aleyhine başlatılan bir icra
takibinde alacağın ödenmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 7/11/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
8. Başvurucu bir kamu hastanesi aleyhine 34.702 TL asıl alacak
ve 1.081,26 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 35.783,26 TL alacak üzerinden
22/12/2012 tarihinde ilamsız icra takibi talebinde bulunmuştur. Takip talebinin
dayanağı olarak 31/8/2012 tarihli ve 31.547 TL bedelli fatura ile 6/4/2012
tarihli ve 49.984 TL bedelli (bu faturadan kalan 3.155 TL bedel) fatura
gösterilmiştir. Takip talebi üzerine İstanbul 10. İcra Dairesince (İcra
Dairesi) örnek 7 sayılı ödeme emri düzenlenerek borçluya gönderilmiş,
26/12/2012 tarihli takip, süresinde itiraz edilmediğinden kesinleşmiştir.
9. Borçlu tarafından 7/1/2013 tarihinde 37.279,53 TL tutarında
bir ödeme yapılmıştır. Alacaklı başvurucunun talebi üzerine kalan borç miktarı
üzerinden Kamu Hastaneleri Kurumu aleyhine 9/1/2013 tarihli birinci haciz
ihbarnamesi gönderilmiştir. Sağlık Bakanlığı bunun üzerine 17/2/2014 tarihinde
İstanbul Anadolu 13. İcra Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) icra işlemini şikâyet
etmiştir. Şikâyet dilekçesinde, Kamu Hastaneleri Kurumunun ayrı bir tüzel
kişiliğinin bulunmadığı ve ayrıca kamu mallarının haczedilemeyeceği
belirtilerek, haciz ihbarnamesinin iptal edilmesi talep edilmiştir.
10. Mahkeme, 7/8/2014 tarihinde şikâyetin kabulü ile İcra
Müdürlüğü tarafından gönderilen birinci haciz ihbarnamesinin iptaline karar
vermiştir. Kararın gerekçesinde, Kamu Hastaneleri Kurumunun tüzel kişiliğinin
olmadığı, bunun ise icra memuru tarafından kendiliğinden dikkate alınması
gereken işlemlerden olup kamu düzenini ilgilendirdiğinden süresiz şikâyete tabi
olduğu kabul edilmiştir.
11. Başvurucunun talebi üzerine İcra Müdürlüğü, kalan takip
borcunun 7 gün içinde ödenmesi ihtarını içerir bir muhtırayı Sağlık Bakanlığına
göndermiş, bu muhtıra 21/10/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.
12. Başvurucu 7/11/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
13. İcra Müdürlüğünden dosyanın güncel hesabı istenilmiş olup
9/5/2017 tarihli dosya hesabına göre 3.587,98 TL tutarında bakiye borcun
bulunduğu bildirilmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 8/11/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu, bir kamu kurumundan olan alacağının kesinleşmiş
olmasına rağmen kısmen ödenmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
16. Anayasa’nın 35. maddesi şöyledir:
“Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla
sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına
aykırı olamaz.”
17. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu, mülkiyet hakkının ihlali iddiası
yanında adil yargılanma hakkının da ihlal edildiğini öne sürmektedir. Ancak
başvurucunun temel şikâyetinin, kendisi için ekonomik bir değer ifade eden
kesinleşmiş alacağının kısmen kamu kurumunca ödenmemesi olduğu dikkate
alındığında, başvurucunun belirtilen ihlal iddialarının mülkiyet hakkı
kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
18. Başvurucu ayrıca aynı iddialarla eşitlik ilkesinin ihlal
edildiğinden de yakınmaktadır. Ancak ayrımcılık iddiasının ciddiye alınabilmesi
için başvurucuların kendisi ile benzer durumdaki başka kişilere yapılan muamele
ile kendisine yapılan muamele arasında bir farklılığın bulunduğunu ve bu
farklılığın meşru bir temeli olmaksızın sırf ırk, renk, cinsiyet, din, dil,
cinsel yönelim ve benzeri ayırımcı bir nedene dayandığını makul delillerle
ortaya koyması gerekmektedir (Onurhan Solmaz, B.
No: 2012/1049, 26/3/2013, § 33). Somut olayda ise başvurucunun bu yöndeki
iddialarını temellendirecek somut bulgu ve kanıtlar ortaya koyamadığı
anlaşılmaktadır. Bu nedenle eşitlik ilkesi yönünden herhangi bir inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
19. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir nedeninin de bulunmadığı anlaşılan
mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna
karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
20. Anayasa"nın 35. maddesinin birinci fıkrasında "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir"
denilmek suretiyle mülkiyet hakkı güvenceye bağlanmıştır. Anayasa"nın anılan
maddesiyle güvenceye bağlanan mülkiyet hakkı, ekonomik değer ifade eden ve
parayla değerlendirilebilen her türlü mal varlığı hakkını kapsamaktadır (AYM,
E.2015/39, K.2015/62, 1/7/2015, § 20). Bu bağlamda, mülk olarak
değerlendirilmesi gerektiğinde kuşku bulunmayan menkul ve gayrimenkul mallar
ile bunların üzerinde tesis edilen sınırlı ayni haklar ve fikri hakların yanı
sıra, icrası kabil olan her türlü alacak da mülkiyet hakkının kapsamına
dâhildir (Mahmut Duran ve diğerleri,
B. No: 2014/11441, 1/2/2017, § 60).
21. Bir alacağın mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilebilmesi
için mahkeme hükmüne dayanması şart olmayıp belirli, kesin ve icra edilebilir
mahiyette olması gerekli ve yeterlidir. Nitekim somut olayda başvurucu fatura
alacağına dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatmış olup borçlu idare
tarafından süresinde itiraz edilmediğinden takip kesinleşmiştir. Hatta borçlu
idare, bu borcun 37.279,53 TL tutarındaki kısmını da ödemiştir. Borcun kalan
kısmının varlığı ile ilgili olarak taraflar arasında bir uyuşmazlığın da
bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla alacağın belirli, kesin ve icra
edilebilir mahiyette olduğu dikkate alındığında, başvurucunun mülkiyet hakkının
varlığı konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Ancak başvurucunun bu
alacağının icra dosyasındaki güncel hesaba göre 3.587,98 TL tutarındaki kısmı
hâlen ödenmemiş durumdadır.
22. Anayasa Mahkemesinin daha önceki kararlarında icra
edilebilir bir alacağın da mülkiyet hakkı kapsamında korunan ekonomik bir değer
ifade ettiği kabul edilmiştir. Ayrıca kamu kurum ve kuruluşlarınca böyle bir
alacağın hiç ödenmemesi ya da ödenmesinin uzun sürmesinin mülkiyetten barışçıl
yararlanma hakkına müdahale teşkil ettiği ve bu müdahale nedeniyle oluşan
belirsizliğin ise mülkiyet hakkının ihlaline neden olduğu sonucuna varılmıştır
(Kenan Yıldırım ve Turan Yıldırım, B.
No: 2013/711, 3/4/2014, §§ 55-75;
Şenal Haylaz, B. No: 2013/3457, 25/2/2015, §§
60-79).
23. Somut olayda bu ilkelerden ayrılmayı gerektiren bir durum
söz konusu olmayıp başvurucunun icra edilebilir nitelikteki kesinleşmiş
alacağının idare tarafından borcun varlığının da kabul edilmesine rağmen
yaklaşık dört yıl beş ay geçtiği hâlde tamamıyla ödenmemesi nedeniyle mülkiyet
hakkının ihlal edildiği sonucuna varmak gerekir.
24. Açıklanan gerekçeyle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence
altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun"un
50. Maddesi Yönünden
25. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı
fıkrası şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının
ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi
hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedilir…”
26. Başvurucu, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
27. Somut olayda mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna
varılmıştır.
28. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları
karşılığında başvurucuya taleple de bağlı kalınarak net 2.000 TL manevi
tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
29. Ayrıca başvurucunun mülkiyet hakkının ihlalinin sonuçlarının
giderilmesi bakımından kararın bir örneğinin ilgili idareye gönderilmesine
karar verilmesi gerekir.
30. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucuya
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet
hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucunun mülkiyet hakkının ihlalin sonuçlarının
giderilmesi bakımından kararın bir örneğinin Sağlık Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE,
D. Başvurucuya net 2.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
E. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
2.006,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
F. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
8/11/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.