17. Hukuk Dairesi 2015/11821 E. , 2018/3523 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili ile davalı ...Ş. vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 27.08.2010 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkili ..."ün hayati tehlike geçirecek şekilde zyaralandığını, kaza sonucu müvekkilinin önce ... Devlet Hastanesine daha sonra ambulans helikopter ile önce ... El ve Mikrocerrahi Hastanesine daha sonra ise ... Üniversitesi Hastanesine kaldırıldığını, bir dizi ameliyat geçirmek zorunda kaldığını, bu nedenlerle müvekkilinin uğradığı ve ileride uğrayacağı maddi zararların şimdilik 15.000,00 TL"sinin davalı ... için olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, davalı ... şirketi için ise poliçe limiti ile sınırlı olmak ve dava tarihinden itibaren başlamak üzere yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilinin toplam 150.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi hariç diğer davalı ...’dan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ... şirketi; dava konusu poliçe gereği şirketlerinin sorumluluğunun limitle sınırlı olup, manevi zararlardan ise sorumluluğu olmadığını, davanın açılmasına müvekkili şirketin sebep olmadığını, davacı tarafın dava açılmadan önce müvekkili şirkete müracaat ederek delil örneklerini vermediğinden müvekkili şirketin temerrüde düşmediği gibi hasardan dahi haberi olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; müvekkilinin trafik kazasının gerçekleşmesinde kusurunun olmadığını, davacı tarafın dilekçesinde belirttiği gibi ağır bir yaralanma olmadığını, hayati tehlike geçirmediğini, yalnızca bacağında kırık oluştuğunu, bunun da hayati tehlike geçirecek boyutta olmadığını, davacı tarafın istediği maddi ve manevi tazminatın orantısız olduğunu, tazminatın zenginleşme aracı olmayacağını, tazminat miktarı belirlenirken tarafların ekonomik durumlarının göz önüne alınması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, maddi tazminat yönünden; davanın kabulü ile; 67.556,47 TL maddi tazminatın davalı ... ve poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere davalı ...den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı ... yönünden bu alacağa olay tarihinden (27.08.2010) itibaren, davalı ...yönünden bu alacağa dava tarihinden (03.09.2010) itibaren yasal faiz işletilmesine, dahili davalı ... yönünden açılan davanın reddine, manevi tazminat yönünden; davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 45.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden (27.08.2010) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, dair karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ile davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı ... vekili ile davalı ...Ş. vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasında davacının yaralanması nedeniyle çalışma gücünün azalması ve tedavi giderlerinin kazaya neden olan aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ve işleteninden tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir.
25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarih 6111 Sayılı Yasanın 59. maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesi değiştirilmiş, anılan değişiklik ile Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı;Trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda, sigorta şirketlerince yazılan primlerin ve Güvence Hesabınca tahsil edilen katkı paylarının %15"ini aşmamak üzere, münhasıran bu teminatın karşılığı olarak Hazine Müsteşarlığınca sigortacılık ilkeleri çerçevesinde maktu veya nispi olarak belirlenen tutarın tamamı sigorta şirketleri ve 3/6/2007 tarihli ve 5684 Sayılı Sigortacılık Kanununun 14. maddesinde düzenlenen durumlar için Güvence Hesabı tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılır. Söz konusu tutar, ilgili sigorta şirketleri için sigortacılık ilkelerine göre ayrı ayrı belirlenebilir. Aktarım ile sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının bu teminat kapsamındaki yükümlülükleri sona erer. Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu söz konusu tutarı %50"sine kadar artırmaya veya eksiltmeye yetkilidir” hükmü getirilmiştir. 6111 Sayılı Kanunun, yayımı tarihinde yürürlüğe giren Geçici 1. maddesi ile de. “Bu kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet. bedelleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. Söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20"sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülükleri sona erer” hükmü öngörülmüştür.
Sigorta poliçesinde belirtilen, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır.Bu durumda, mahkemece tarafların delillerinin toplanması, davacı tarafından talep edilen tedavi giderlerinden 2918 sayılı Kanun"un 98. maddesi kapsamında kalanların ve SGK"nın sorumluluğuna esas olanların belirlenmesi için uzman doktor bilirkişiden alınacak raporla, 2918 sayılı Kanun"un 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri olduğunun tespit edilmesi halinde, tedavi giderleri yönünden SGK"nın, yasa kapsamı dışında kalan tedavi masraflarından ise davalı ... şirketi ile işleten/sürücünün sorumlu tutulması gerektiğinin dikkate alınmaması doğru değildir. Bu yönü ile davalı ... vekili ile davalı ... vekilinin temyiz istemlerinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.3-Kabule göre; davalı ... şirketinin manevi tazminattan sorumluluğu bulunmadığı halde, gerekçeli kararda hükmedilen harcın poliçe limitine oranlanmak suretiyle sadece maddi tazminat miktarı dikkate alınarak hesaplanması gerekirken, hükmedilen bütün tazminat miktarı yönü ile hesaplanan harçtan davalı ... şirketinin de müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması doğru olmamıştır.
4-Davalı ... vekilinin manevi tazminat yönü ile temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Mahkemece davacı lehine verilen manevi tazminat miktarı çok yüksektir. O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralanması nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur oranları gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde daha uygun manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan yüksek manevi tazminata hükmedilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekili ile davalı ...Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2), nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekili ile davalı ...Ş. vekilinin, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 28.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.