
Esas No: 2014/19268
Karar No: 2014/19268
Karar Tarihi: 8/11/2017
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
YILMAZ ŞENGÜL BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2014/19268) |
|
Karar Tarihi: 8/11/2017 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Engin
YILDIRIM |
Üyeler |
: |
Serdar
ÖZGÜLDÜR |
|
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT |
|
|
Muammer
TOPAL |
|
|
M. Emin KUZ |
Raportör |
: |
Volkan
SEVTEKİN |
Başvurucu |
: |
Yılmaz
ŞENGÜL |
Vekili |
: |
Av. Ramazan
ERDEMİR |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ayıplı mal bedelinin iadesi istemiyle açılan davanın
aktif husumet yokluğundan reddedilerek aleyhe vekâlet ücretine hükmedilmesi
suretiyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 5/12/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal
Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu, 26/11/2011 tarihinde satın aldığı cep telefonunun
sürekli olarak arızalanması nedeniyle bedelinin iadesi için 16/7/2013 tarihinde
Isparta Valiliği Tüketici Sorunları Hakem Heyetine (Heyet) başvurmuştur.
8. Heyet, 11/11/2013 tarihli kararı ile başvurucunun talebi
doğrultusunda şikâyete konu cep telefonunun geri alınarak, ödenen 1.496,75 TL
bedelin satıcı ve imalatçı/ithalatçı firma tarafından müteselsil sorumluluk
esaslarına göre karşılanmasına karar vermiştir.
9. Başvurucu, Heyet kararına rağmen mağduriyetinin
giderilmediğini belirterek Isparta 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Mahkeme) nezdinde
7/2/2014 tarihinde ayıplı telefon bedelinin tarafına ödenmesi istemiyle dava
açmıştır.
10. Mahkemenin 30/10/2014 tarihli ve E.2014/68, K.2014/564
sayılı kararı ile davaya konu cep telefonunun satış sözleşmesinde alıcının U.
M. Tic. ve San. Ltd. Şti. (şirket) olması nedeniyle davaya ticaret mahkemesi
sıfatıyla bakılması gerektiği, dava açma ehliyetinin şirkete ait olduğu, bir
başka ifadeyle davacının (başvurucunun) aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ve davacı
aleyhine 1.496,75 TL vekâlet ücretine hükmedilmesine kesin olarak karar
verilmiştir.
11. Başvuru, anılan kararın tebliğinden itibaren yasal süre
içerisinde yapılmıştır.
12. Diğer taraftan UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve
belgelerden, bireysel başvuru konusu olan karardan sonra bu defa şirket
tarafından 5/11/2014 tarihinde ayıplı telefon bedelinin tahsili istemiyle dava
açıldığı anlaşılmıştır. Isparta 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/9/2015 tarihli
ve E.2014/616, K.2015/604 sayılı kararıyla davanın kabulü ile 1.496,75 TL
alacağın davalı şirketten alınarak davacı şirkete verilmesine, davacıda bulunan
cep telefonunun davalı şirkete iadesine karar verilmiş; davacı şirket lehine
1.500 TL vekâlet ücretine hükmedilmiştir. Anılan hüküm tarafların temyiz
etmemesi üzerine 13/11/2015 tarihinde kesinleşmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
13. Mahkemenin 8/11/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
14. Başvurucu, babasına ait şirket adına alınarak kendisine
hediye edilen cep telefonunun arızalanması üzerine bedelinin iadesine ilişkin
açtığı davanın, tüketici tanımının dar yorumlanarak aktif husumet ehliyeti
yokluğundan reddedilmesi ve telefon bedeli kadar aleyhine vekâlet ücretine
hükmedilmesi suretiyle Anayasa"nın 35., 36. ve 40. maddelerinde güvence altına
alınan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
15. Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Herkes, meşru vasıta ve
yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı
olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir."
16. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun şikâyetinin özü açtığı davanın
esasına girilmeden usulden reddine ve ayrıca aleyhine vekâlet ücretine
hükmedilmesine yönelik olduğundan inceleme adil yargılanma hakkı kapsamındaki
mahkemeye erişim hakkı yönünden yapılmıştır.
17. Adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından biri olan
mahkemeye erişim hakkı, bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve
uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına
gelir. Kişinin mahkemeye başvurmasını engelleyen veya mahkeme kararını anlamsız
hâle getiren, bir başka ifadeyle mahkeme kararını önemli ölçüde etkisizleştiren
sınırlamalar mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (Özkan Şen, B. No: 2012/791, 7/11/2013, §
52).
18. Mahkemeye erişim hakkı, mahkemeye başvuru konusunda etkili
bir sistemin var olmasını ve dava açmak isteyen kişilerin mahkemeye ulaşmada
açık, pratik ve yeterli fırsatlara sahip olmasını gerektirir. Özellikle hukuki
ya da uygulamadaki belirsizlikler kişilerin mahkemeye erişim hakkını ihlal
edebilir (Aktif Elektrik Müh. İnş. San. ve
Tic. Ltd. Şti., B. No: 2012/855, 26/6/2014, § 34). Bu nedenle
mahkemelerin, usul kurallarını uygularken yargılamanın hakkaniyetine zarar
getirecek ölçüde katı şekilcilikten kaçınmaları gerektiği gibi kanunla
öngörülmüş usul şartlarının ortadan kalkmasına neden olacak ölçüde aşırı
esneklikten de kaçınmaları gerekir (Kamil
Koç, B. No: 2012/660, 7/11/2013, § 65).
19. Yargılama giderlerinin haksız çıkan taraf üzerinde
bırakılması, haksız yere dava açmanın veya dava açılmasına sebebiyet vermenin
bir sonucudur. Diğer bir ifadeyle yargılama giderinin haksız çıkan taraf
üzerinde bırakılması, davada haklı çıkan tarafın o dava nedeniyle uğradığı
zararın (yaptığı masrafların) tazmini mahiyetindedir. Bunun yanında vekâlet
ücreti de bir yargılama gideri olup davacı veya davalının o dava nedeniyle
aldıkları hukuki yardım karşılığında avukata ödedikleri ücretin telafisi
amaçlanmaktadır (AYM, E.2013/95, K.2014/176, 13/11/2014).
20. Dava aşamasında kimin lehine ya da aleyhine olacağı önceden
belli olmayan bu ücret yükümlülüğü, bir usul kuralı olup mahkemeye erişim hakkı
ile ilişkilidir (Serkan Acar, B.
No: 2013/1613, 2/10/2013, § 38). Başvurucu aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti
ile başvurucunun mahkemeye erişimine müdahalede bulunulduğu, 12/1/2011 tarihli
ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 323. maddesinin (ğ) bendinde
vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet
ücretinin yargılama gideri olması ve karar tarihinde yürürlükte olan avukatlık
asgari ücret tarifesi uyarınca müdahalenin kanuni dayanağının bulunduğu
açıktır.
21. Bunun yanında vekâlet ücretine yönelik düzenlemelerin,
gereksiz başvuruların önlenerek dava sayısının azaltılması, adalet ve
hakkaniyet ilkesi gereği, haksız bir fiil veya işlem nedeniyle dava açmak
zorunda kalan ya da kendisine haksız bir şekilde dava açılan kişinin
yükleneceği külfetin belli oranda karşılanması hususlarına yönelik olduğu ve
meşru bir amaç taşıdığı anlaşılmaktadır.
22. Somut olayda dava açmakta hak sahibi olduğu düşüncesiyle
ileri sürdüğü hakkını mahkeme önüne taşıyarak etkili bir şekilde karara
bağlanmasını isteyen başvurucunun açtığı dava, Mahkemece uyuşmazlığın esasına
girilmeden dava açma ehliyetinin şirkete ait olduğu şeklindeki gösterilen
gerekçe (bkz. § 10) ile aktif dava ehliyeti yokluğundan reddedilmiştir.
Öngörülebilir bu durumun sonucu olarak hükmedilen vekâlet ücretinin miktar
itibarıyla dava açmayı imkânsız hâle getirmediği ya da aşırı derecede
zorlaştırmadığı, bir başka ifade ile başvurucunun mahkemeye erişim hakkına
yönelik orantısız bir müdahale oluşturmadığı sonucuna varılmıştır.
23. Nitekim, Mahkemenin kararı doğrultusunda dava açmakta asıl
hak sahibi bulunan şirket tarafından açılan dava sonucunda uyuşmazlığa konu
ayıplı malın bedelinin tahsili yönünde dava kabul edilmiş ve şirket yararına
vekâlet ücretine hükmedilmiştir (bkz. § 12).
24. Yapılan bu tespitler ışığında, yargısal sistem açısından
olaya bakıldığında Mahkemenin usule ilişkin ölçülü ve öngörülebilir
uygulamalarının hakkaniyete aykırı ve keyfî olmayıp mahkemeye erişim hakkına
yönelik bir ihlalin olmadığının açık olduğu anlaşılmaktadır.
25. Açıklanan nedenlerle başvurunun, diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
8/11/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.