17. Hukuk Dairesi 2015/9642 E. , 2018/3553 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R-
Davacı vekili; davalı tarafça sigortalı aracın sürücüsünün sebebiyet verdiği kaza neticesinde müvekkillerinin murisinin hayatını kaybettiğini, meydana gelen kazada sigortalı araç sürücüsünün tamamen kusurlu bulunduğunu, müvekkillerinin desteğinin ölümü nedeni ile onların maddi desteğinden mahrum kaldığını, bu nedenlerle yapılacak bilirkişi raporu sonucu ortaya çıkacak miktar karşısında fazlaya ilişkin tazminat hak ve taleplerinin saklı kalmak koşuluyla müvekkillerinin her biri için 1.000,00er TL den şimdilik toplam 5.000,00 TL maddi destek tazminatının olay tarihinden işileyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Islah ile bu talebini toplamda 39.579,98 TL"ye çıkarmıştır.Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile ... için 1467,73 TL, davacı ... için 2.276,85 TL, davacı ... için 2.748,79 TL, davacı ... için 6.399,71 TL ve davacı ... için 26.686,90 TL destekten yoksun kalma tazminatının (bu meblağın 5.000,00 TL sine dava tarihinden itibaren, bakiyesine ise ıslah tarihi olan 22.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.2918 sayılı KTK.nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B 2/a maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir.Davalı sigorta ile davacı arasındaki hukuki ilişki sözleşme ilişkisi değildir. Borcun nedeni haksız eylemdir. Yukarıda anılan hükümlere göre, davalı sigorta şirketi bakımından faizin başlangıcını oluşturan ihbar yükümlülüğünde esas olan, zarar miktarı değil kazanın ihbar edilmesidir. Kazanın ihbar edilmesiyle, zararın miktarını belirlemek sigortanın sorumluluğunda olur. Bu itibarla, sigortaya başvuru yapılması veya dava açılmasıyla; kaza, davalı sigortaya ihbar edilmiş olacağından, anılan hükümlerde öngörülen koşullar yerine getirilmiş olacaktır. Bu durumda, ilke olarak davadan önce usulüne uygun başvuru yapılmış ise bundan 8 iş günü sonrasında, başvuru yapılmamış ise dava tarihi itibarıyla, belirlenen tazminat alacağının tamamı için anılan tarihlere uygun faiz uygulanması gerekir.Somut olayda; dosya içerisinde davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığına ilişkin belge bulunmamasına göre, davalının dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Mahkemece; hükmedilen tazminatın tamamına dava tarihinden faiz yürütülmesi gerekirken, dava ve ıslah tarihinden ayrı ayrı faiz yürütülmesi doğru görülmemiş ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/II maddesi delaletiyle 1086 sayılı HMUK’nın 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1 numaralı fıkrasında yer alan "(bu meblağın 5.000,00 TL sine dava tarihinden itibaren, bakiyesine ise ıslah tarihi olan 22.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte)" ibaresinin çıkartılarak yerine "dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte" ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 29.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.