11. Ceza Dairesi 2018/5029 E. , 2021/1308 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması,iftira
HÜKÜM : Mahkumiyet
I-Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükmün temyiz incelemesinde;
TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler ile delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, vicdanî kanının deliller ve dosyadaki bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, fiile uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlenip uygulandığı, kurulan hükümde bir aykırılık bulunmadığı anlaşılmış; sanığın temyiz talepleri yerinde görülmediğinden, hükmün ONANMASINA,
II- Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan verilen hükmün temyiz incelemesinde;
TCK"nin 268. maddesinde tanımlanan başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için; failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması, TCK"nin 267/1. maddesinde tanımlanan “iftira” suçunun oluşması için ise, yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunmak suretiyle işlemediğini bildiği halde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi gerekir. 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Kimliği bildirmeme” başlığını taşıyan 40. maddesinin birinci fıkrası ise “Görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişiye, bu görevli tarafından elli Türk Lirası idari para cezası verilir.” hükmünü haiz olup, bu kabahat fiili ile 5237 sayılı TCK’nin 206. maddesinde düzenlenen suç arasındaki fark, beyanın resmi belge düzenlenmesi sırasında yapılıp yapılmadığıdır. Kamu görevlisinin, görevi nedeniyle resmi belge düzenlediği sırada yalan beyanda bulunulması halinde TCK’nin 206. maddesi uygulanacaktır. Resmi belge düzenlenmesi sırasında olmayıp da kamu görevinin gereği gibi yerine getirilebilmesi için, kamu görevlisinin göreviyle bağlantılı olarak sorması durumunda, kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunulması halinde Kabahatler Kanunu"nun 40/1. maddesi uyarınca idari para cezası verilmesi gereklidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; hakkında cezaevi firarisi olması nedeniyle yapılan çalışmada sanığın evine giden polis ekipleri sanığa kimliğini sorduğunda isminin ... olduğunu söyleyerek sürücü belgesi ibraz ettiği ancak 30.06.2014 tarihli tutanakta bu kişinin gerçek kimliğinin ... olduğunun bilindiği, kimliğini teyit etmek üzere emniyete götürülürken hakkında ... adına düzenlenen adli rapor alındığı, sanığın gerçek kimliği bilindiğinden parmak izi incelemesi ve kardeşi ... ile yüzleştirme yapıldığı tespit edilmekle sanığın eyleminin 5326 sayılı Kanun"un 40/1. maddesine uyduğu ve 5237 sayılı TCK’nin 268. maddesinde düzenlenen suçun unsurları itibarıyla oluşmadığı gözetilmeden mahkumiyet hükmü kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince, uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak sanığın eylemine uyan 5326 sayılı Kanun’un 40/1. maddesinde öngörülen idari para cezasının miktarına göre, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 20/2-c maddesinde yazılı zamanaşımının, eylemin gerçekleştiği 30.06.2014 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta CMUK"nin 322 ve Kabahatler Kanunu"nun 24. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan, Kabahatler Kanunu"nun 20/1. maddesi uyarınca sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
III- Müşteki ...’ya karşı iftira suçundan verilen hükmün temyiz incelemesinde;
1-Cezaevi firarisi olan sanığın evinde yakalandığında resmi belgede sahtecilik suçuna konu sahte sürücü belgesini müşteki polis memuru ...’dan aldığını bildirdiği eylem nedeniyle hakkında iftira suçundan açılan kamu davasında; sanığın aşamalarda polis memuru olarak tanıdığı ...’ya 2 adet fotoğraf ve 1500 TL para vererek yakalandığı sırada üstünde bulunan ... adına düzenlenmiş sanık ...’in fotoğrafı bulunan sahte sürücü belgesini yaptırdığını bildirdiği ve sanığın 26.01.2015 tarihli temyiz dilekçesinde ... ile 29.06.2014 ve 30.06.2014 tarihlerinde Baykent Çay Ocağı’nda iki defa görüştüğünü çay ocağının karşısındaki Tekin Pide Salonu’nun güvenlik kamerasından bu durumun görülebileceğini, ayrıca bu konuyu görüştüklerinde yanlarında sanığın çocukluk arkadaşı ...ve ...’ın bulunduğunu bildirdiği anlaşılmakla söz konusu yerde güvenlik kamera görüntüleri olup olmadığının araştırılması, sanığın bildirdiği ...ve ..."ın tanık olarak dinlenerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi,
2- Kabule göre de; sanık hakkında başkasına it kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması ve iftira suçlarından verilen hükümlerde; 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 10.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.