14. Ceza Dairesi 2015/10161 E. , 2016/3254 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
İftira suçunun özel bir halini düzenleyen TCK"nın 268. maddesinde düzenlenen başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşabilmesi için, kişinin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanması gerektiği, kabahat oluşturan, yahut disiplin soruşturmasına esas eylemlerin kendisi yönünden sonuçsuz kalmasını sağlamak için başkasının kimliğini veya kimlik bilgilerini kullanma eylemi ile kamu görevlilerince suç soruşturmasıyla ilgili olmaksızın, salt görevleri gereği sormaları halinde kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınma veya gerçeğe aykırı beyanda bulunma eylemlerinin maddede yazılı suçu oluşturmayacağı, bu bağlamda;
Dosya kapsamına göre, sanığın katılanın kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle kurduğu şirkete müdür olduğu, bu çerçevede gerçekleştirdiği ticari işlemlerle katılanı borçlandırdığı, bu nedenle katılan hakkında ... 5. İcra Müdürlüğünün 2005/4875 Esas takip sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı ve bu takibin kesinleştiği, süresi içerisinde mal beyanında bulunulmaması nedeniyle ... 8. İcra Mahkemesinin 09.03.2006 tarih ve 2005/2285 Esas, 2006/ 536 Karar sayılı ilamıyla 10 gün disiplin hapsiyle cezalandırılmasına karar verildiği ve bu karar kapsamında 11.08.2007 tarihinde katılanın yakalanarak konulduğu cezaevinde iki gün kaldığının anlaşılması karşısında, eylem TCK"nın 268. maddesinde düzenlenen suçu oluşturmadığı gibi, bu maddenin yollaması suretiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçununda oluşmayacağı, diğer yandan katılanın hürriyetinden yoksun kalmasına sanığın doğrudan bir eylemiyle sebebiyet vermediği, mal beyanında bulunulmaması nedeniyle katılanın hürriyetinin kısıtlandığı, olayda kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanığın atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
Kabüle göre de,
İddianamede sanık hakkında atılı eyleme iştirak etmesinden dolayı TCK"nın 39. maddesinin uygulanması istenilmesine karşın, CMK"nın 226. maddesi uyarınca sanığa ek savunma hakkı tanınmadan hakkında aynı Kanunun 37/1. maddesinin tatbik edilmesi,
Hükümden sonra Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.